English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nervously

Nervously translate Turkish

262 parallel translation
It was a route some had already nervously taken at night, until bad luck led them into the path of an SS patrol and they retraced their steps back to reprisals at the camp.
Bu öyle bir yoldu ki, bazısı için heyecanla bir gecede alınan yol Kötü şansları izin verene kadar onları bir SS devriyesine götürmüştü... bu nedenle geldikleri yerden adımlarını takip ederek, kampa geri döndüler.
Is he, at this moment, nervously excusing himself from the room?
Şu an gergin bir şekildi odadan mı çıkmak istiyor?
( Laughs nervously )
( Sinirli şekilde gülüyor )
( siren wailing ) ( both nervously chattering ) Oh, what fender.
Ne çamurluk ama.
Get in, get in. - ( Whistles nervously ) - ( Muffled banging )
- Girin girin
The Germans - wary, watchful, nervously smiling - see their Russian conquerors for the first time.
Almanlar ürkek, tetikte, gergin bir biçimde gülerek Rus fatihlerini ilk defa olarak görüyor.
Many came to watch, to nervously observe...
Pek çok kişi izlemeye, merakla incelemeye gelmişti...
- [Chuckles Nervously] - Miss Alexander :
Miss Alexander...
[Chuckles Nervously]
[heyecanlı bir şekilde kıkırdıyor]
I wouldn't think of, uh - [Chuckles Nervously]
Hiç düşünememiştim - [heyecanlı bir şekilde kıkırdıyor]
( Laughs nervously )
( Sinirli bir şekilde güler )
[Laughs Nervously ] Yeah, man. [ Laughs Mockingly]
Aynen, dostum.
[Laughs Nervously] You wouldn't.
Bunu yapamazsın.
[computer] Hi, Wanna Play ( nervously )?
Oynamak ister misin?
Nervously, I played with my stick.
Gergindim, bastonumla oynuyordum.
[Chuckling Nervously] WANNA GO OUT?
İşe çıkmak ister misin?
[Chuckles Nervously] YOU CAN'T BE SCARED.
Korkuyor olamazsın.
YEAH, I KNOW, BUT- - [Panting Nervously]
Evet, biliyorum. Ama...
He is one I lose my self-control nervously, certainement.
Bir sinir krizinin mevcut olduğu kesin.
- [Chuckles Nervously] I'm not shaking.
- Titremiyorum.
From the other side of the door, we heard a voice who asked nervously :
Kapının diğer tarafından, bir ses duyduk sinirli bir şekilde soruyordu :
The girl is embarrassed, but ends up accepting and nervously plays some Chopin
Kız utanıyor ama... sonunda kabul ediyor. Ve heyecanlı bir şekilde Chopin çalıyor.
Would you excuse me a minute? [Laughs Nervously]
Bir saniye izin verir misin?
[Chuckles Nervously ] Why, you can't blame a guy for tryin'. [ Chuckles]
Denediği için bir adamı suçlayamazsınız.
Soon the edge of the sea is thronged by apprehensive youngsters, nervously waiting for someone to take the plunge.
Çok geçmeden deniz kenarı, aralarından birinin ilk hareketi yapmasını bekleyen tedirgin yavruların akınına uğrar.
( Chuckles nervously ) Right, it's just that there's a problem in that...
Tabii, yalnızca şu şeyle ilgili bir sorun var da...
[Nervously] Good sharky. Nice sharky.
İyi balıkcık, tatlı balıkcık.
He appeared to react nervously to our presence.
Orada olmamızdan endişeli gibi göründü.
He reacted nervously to your presence.
Orada olmanızdan endişeliydi.
Hello? [Laughs Nervously]
Merhaba?
So, uh... George. [Chuckles Nervously]
İsmim George.
[Chuckles Nervously] Looks like slim pickings today, Reverend.
Bugün pek bağış yok, rahip.
[Mimics eating ] Tasty. Hmm. [ Nervously] Also,
Fakat dedektif olmak için akıldan fazlasına ihtiyacın var.
( Laughs nervously ) " I'm sorry we were a bit brusque when we first arrived.
" Üzgünüm, ilk geldiğimizde biraz kaba davrandık.
( chuckles nervously ) Now you're scaring me.
Şimdi beni korkutmaya başladın.
- Oh, that's sweet! - ( Laugh nervously )
Çok tatlı!
( Laughs nervously )
- Neyse!
- No, no, no, zip your pants. - [Chuckling Nervously]
Fermuarını çek.
[Laughs Nervously] Well... um, thank you.
Şey... Teşekkür ederim.
That's Peter Cameron, the American owner of Kilnockie, looking on nervously.
Kilnockie'nin Amerikalı sahibi Peter Cameron heyecanla maçı izliyor.
( LAUGHS NERVOUSLY )
Ama İblis.
( laughing nervously ) Boy, was he right. I've...
Çok haklıymış.
( Chuckles Nervously ) What's intense about it?
Bunda duygusal olan ne?
' " Sarah, nervously :
" Sarah heyecanla :'Romeo ve Juliet'ten zehirlenme sahnesini.'
[giggles nervously] Never mind.
Neyse. Boş verin.
[chuckles nervously] Sorry.
Özür dilerim.
[laughs nervously] 1 5 POU N DS?
7 kilo mu?
( CHUCKLES NERVOUSLY ) I never left you.
Sizi asla terk etmedim.
[Slurps, Gags ] [ Laughs Nervously] Not to worry.
Endişelenme.
Father will be waiting outside pacing nervously...
Baban dışarıda bekliyor, endişeyle dolanıyor olacak.
Um, Mom, Dad, uh... ( chuckles nervously )
Anne, baba.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]