No interviews translate Turkish
121 parallel translation
No interviews!
Röportaj falan yok!
No interviews!
Yorum yok!
Why does Ampco say absolutely no interviews with Sonny Steele?
Neden Ampco Sonny Steele ile röportaj yaptırmıyor?
No, no interviews.
Üzgünüm, röportaj veremem.
No interviews, no pictures, nothing. - So?
Ne bir görüşme, ne bir resim, hiçbir şey.
No interviews with this piece of shit.
Onu çek, onu çek! Bu bok parçasıyla röportaj yok.
I don't give no interviews.
Kimseyle röportaj yapmam.
I don't give no interviews.
Röportaj kabul etmiyorum.
And no interviews. We accepted everything, and respected the contract.
Biz her şeyi kabul ettik, Leo ve sözleşmeye saygı gösterdik.
- I said no interviews.
- Sana röportaj yok dedim.
No interviews.
Röportaj yapılmayacak.
No interviews until later in the evening.
Hayır. Akşamın ilerleyen saatlerine kadar röportaj yok.
- Interviews. No interviews.
Mülakata girenler, girmeyenler.
No interviews.
Röportaj yok.
At this time I will be conducting no interviews, - or making publicity appearances - - This is unbelievable...
Bu sıralar hiçbir söyleşi ya da reklam anlaşmaları yapmayacağım. "
I'm sorry you've come so far but there are no interviews today.
Buraya kadar gelmişsiniz ama bugün görüşme olmayacaktı.
- No more interviews.
- Yasak. - Neden?
I give no more interviews.
Artık röportaj vermeyeceğim.
Please, no more interviews this evening, please.
Lütfen, bu akşan başka röpörtaj yok, lütfen.
I don't give interviews, and I'm no longer a public figure.
Röportaj yapmıyorum ve artık önemli biri değilim.
No, won't do interviews till it's official.
Hayır, resmi olmadan röportaj vermez.
- 40 interviews and no one's hired me.
- 40 görüşme yaptım, işe alan yok.
No CNN interviews, no speedy ascent to Capitol Hill.
CNN röportajları, valilik koltuğuna hızlı tırmanış da yok.
No more interviews.
Başka röportaj yok.
No, I'm not doing any interviews.
- Röportaj yapmak istemiyorum.
No one interviews Maggie in here without a haircut.
Burada saçınızı kestirmeden Maggie ile konuşmanıza izin yok.
In interviews, he says that she said no but meant yes.
Soruşturmada kızın "hayır" dediğini ama "evet" demek istediğini söyledi.
I don't want to go to no more fucking interviews.
Artık iş görüşmesine gitmek istemiyorum.
No, I'm here on some interviews.
- Hayır.İş görüşmesine geldim.
No big deal. I have three more interviews.
- Önemli değil.Üç iş görüşmem daha var
Yeah, web site interviews, no problem.
Evet, internet sitelerindeki röportajlar hiç sorun değil.
No more interviews.
Ropörtajlar yok.
3 interviews, no time for anymore, by Friday the guy have gone
3 röportaj, başka yok, Cuma günü zaten adam gidiyor.
No. They only do face-to-face interviews.
Hayır.Sadece yüz yüze görüşmeler yapıyorlar.
- No, I don't. - Then I don't see why you need to go to interviews, dammit.
- O zaman neden görüşmeler yapmak için gitmeye ihtiyacın olduğunu anlamıyorum
No, I had some interviews, but I'm too old to apprentice.
Hayır, bir kaç yerle görüştüm. Ama işe alınmak için çok yaşlıyım.
No, I stay overnight and I do the interviews here too.
Hayır bu gece kalacağım. Röportajlarımı da yapacağım.
No essays, interviews, tests.
Deneme yok, görüşme yok, test yoktu.
No TV show, no Buslness Week interviews... no society columns.
TV'ye çıkmıyor, gazetelere manşet olmuyor, sosyete haberlerinde yok.
Interviews with the family, people at the Potter house that night, no one sees anything unusual
Ailesi ve o gece Potter'ların evindeki kişiler sorguya çekilmiş. Kimse olağan dışı bir şey görmemiş.
No home visits, no interviews.
Ev ziyareti yok, görüşme yok.
- No more interviews. Thank you.
- Bu kadar röportaj yeter.
This is no time for interviews!
Muhabbet edecek vakit değil!
I'm no good in interviews, but I've got enough chat to take me round the golf course, and maybe there'll be someone on the board who wants to go around the golf course.
Ben mülakatlarda iyi değilimdir, ama golf konusunda uzun uzun konuşabilirim ve belki jüride golften hoşlanan birisi çıkar.
Interviews, no.
Görüşmede hayır.
No interviews!
Röportaj yok!
F.B.I. says no leads on any of the interviews from the bank.
F.B.I bankada yürüttüğü soruşturma hakkında hiçbir şey söylemiyor.
No, I waited for you to get here before I started my interviews.
- İfade almaya başlamadan önce senin gelmeni bekledim.
I said no more interviews!
Daha fazla röportaj istemiyorum dedim!
No. There are no job interviews here.
Hayır, burada hiç iş görüşmesi yok.
- But you don't give interviews. - I'm not an exhibitionist, no.
Ben teşhirci değilim, hayır.