English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Noble

Noble translate Turkish

4,769 parallel translation
I went to the art gallery because I wanted to tell you how noble I thought you were when he wasn't.
Sanat galerisine geldim çünkü sana ondan çok daha asil biri olduğunu söylemek istedim.
A noble hero.
Bir asil kahraman.
It's noble of you to try to take the bullet.
Suçu üstüne almaya çalışman çok asilce.
I'm reading excerpts at Barnes Noble next week.
Önümüzdeki hafta Barnes ve Noble'da kitaptan alıntılar okuyacağım.
Now, that is the face of a noble man.
Asil bir adama benziyor.
Noble hearted.
Asil kalpli.
Such a noble beast!
Böylesi asil bir hayvan!
A noble job, Debs.
Asil bir is Debs.
Three noble gases?
Üç asal gaz? Helium, argon and xenon.
It's a very noble place.
Çok asil bir yer.
Noble Claire.
Asil Claire.
A noble sacrifice to crown him as demon king.
Onun şeytanlar kralı olarak taç giyebilmesi için soylu bir kurban olacaksın.
So don't try to be noble.
O yüzden bu soyluluk ayaklarını bırak.
He was a noble man.
Asil bir adamdı.
These women should be really proud because, in a way, it's the most noble thing you can do- - is to help a boy find his sexuality.
Bu kadınlar kendileriyle gurur duymalılar yapılabilecek en asil işi yapıyorlar. Çocukların cinselliği keşfetmesini sağlıyorlar.
Probably the most noble.
Doğru dedin gibi.
The one who touches the Staff of Righteousness shall take up the noble cause, accept the sacred mantle of Ruler of Forest Nymphs and Wood Sprites, and fight for truth and justice throughout the land to the end of their natural days.
Doğruluk Asası'na dokunan kişi Orman Perilerinin ve Odun Cinlerinin verdiği asil görevi devralacak ve doğruluk ve adalaet için dünyanın ve doğanın son gününe kadar savaşacak.
The noble savage has returned.
Soylu vahşi döndü.
He called you "a noble savage".
Seni aradı "soylu bir vahşi".
The noble savage finally wakes up!
"Soylu yabani" nihayet uyanır!
Imagine a man of noble birth among murderers, slaves and mestizos.
Asil bir adam düşünün, katiller, köleler ve melezler için de
If you lose your hair from the front, they say you're noble.
[ARKADAKİ BERBER KONUŞUYOR] - Ama merak etme eskiler diyorlar ki..
Don't act noble now.
Sanki sen çok harikasın.
It is a noble Konzerthaus with games and reading rooms
Oyun ve okuma odaları bulunan güzel bir konser salonu.
You got a noble chin.
Ne asil bir çene.
You got a very sturdy, very noble chin.
Senin çok sağlam ve çok asil bir çenen var.
Well, you have very noble breasts.
Senin de çok asil göğüslerin var.
And second of all, when I called you a hag, I was bringing attention to the fact that you are honoring the noble and proud tradition of hagdom. Ha, ha, ha.
İkinci olarak, sana cadı dediğimde, asil ve şerefli cadılık geleneğini onurlandırdığına dikkat çekmek istemiştim.
But at heart you're of a noble nature
Ama içinizde asil bir yaratılış var.
Robbed of life, even of a noble death.
Hayatı çalındı, asil bir ölüm bile değil.
"This woman spent 90 years on the Earth... of noble birth and of some advantage... devoting herself to one man, but loving another."
90 yıl yaşadı bu dünyada. Asil bir aileden geldi, güzel bir hayat sürdü. Bir adamı sevdi, hayatını ise bir başkasına adadı.
The man, who led that noble fight.
Bu asil savaşı başlatan adam.
Spinnin'stories about what a noble man my father was, When I know it's all a bunch of bull.
Babamın nasıl asil biri olduğunu anlatan hikâyeler anlatmaya ki ben bunların saçmalık olduğunu biliyorum.
He thought that ours was a more noble quest.
Bizim çabamızın daha asil olduğunu düşünmüş.
It was a noble sacrifice...
Bu asil bir fedakârlıktı.
Because he's so noble.
Çok soylu olduğundan herhalde.
The most noble death.
Majesteleri.
We cannot be disgraced in front of every noble family in England.
İngiltere'nin tüm asil insaları oradayken rezillik istemiyorum.
So noble!
Ne kadar erdemli!
Your noble flaw is a weakness shared by you and your Duchess.
Senin asil kusurun, Düşes ile ortak yönünüz olan bir zayıflık.
I didn't say it was noble, but it was human and dare I say... something you might have done.
Muhteşem olduğunu söylemedim ama insancıldı ve bana kalırsa bunu sen de yapmış olabilirdin.
Vulcan himself could not have forged more glorious arma towards noble cause.
Vulcan dahi böylesi asil bir amaç için daha görkemli silahlar işleyemezdi.
As agreed upon by your noble son.
Sevgili oğlunuzla anlaştığımız üzere. Makul bir ücret.
I'd do anything to ease the suffering of both son, and noble father.
Hem evladın hem de asil babasının acısını dindirmek için her şeyi yaparım.
The mighty Spartacus. Turning from noble cause.
Kudretli Spartacus yüce davasından vazgeçiyor.
He would offer Jupiter's throne in return for festering disease that sprung from noble loins.
Şerefli insanların yuvasından yayılmış bu illete karşılık Jüpiter'in tahtını bile teklif eder.
Was my touch so cruel? That you would strike at heart through noble son?
Dokunuşlarım bu kadar mı acımasızdı da oğlumun canını alarak yüreğimi deştin?
Your "noble" fucking son forced himself inside her.
Senin pek kıymetli oğlun ona tecavüz etmiş!
I don't want to seem gruesome, but I hope your noble intentions get their results at the polls.
Korkunç görünmek istemiyorum, Fakat, umarım diğer politikacılar, Senin iyi niyetini suistimal etmezler.
To make her a noble princess.
Onu asil bir prensese çevirmemizi istiyor.
A noble princess?
Prensese mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]