Nola translate Turkish
303 parallel translation
I told her, "Goodbye, Nola."
Ben de ona "hoşça kal Nola,"
There was a boy, Nola took him with her.
Bir oğlan vardı. Nola onu beraberinde götürdü.
- Nola.
- Nola.
Nola?
Nola?
- Nola!
- Nola!
Father Giordano Bruno from Nola... you're accused of apostasy, of heresy, of blasphemous teachings against religion, of conspiring against the Church and against the Pope.
Nola'lı peder Giordano Bruno... dinden dönme ile suçlanıyorsun, sapkınlıkla, dine karşı kafir öğretilerle, Kilise'ye ve Papa'ya kastetmekle.
" of the solemn execution of a Dominican from Nola,
Nola'lı bir dominikin dini infazı.
First to Capri and then to Nola.
Önce Capri'ye, sonra da Nola'ya.
He'll have to stay here in Nola for a few days.
Birkaç gün burada, Nola'da kalmak zorunda.
I want to see Nola.
- Nola'yı görmek istiyorum.
She pretends the whole thing never happened. But it was Nola. Or some other crazy you have stashed away up here.
Hiçbir şey olmamış gibi davranıyor ama bunu yapan Nola ya da yukarıda sakladığın başka bir kaçık.
To take Candice away from her at this stage... could send Nola over into the deep end.
Bu aşamada Candice'i ondan alırsan, Nola'yı bir çıkmaza sokabilirsin.
Yeah, well, I happen to think that Nola's been in over her head for a long time now.
Bana sorarsan Nola o çıkmaz yola gireli çok oldu.
Chris, prepare Nola Carveth-Kelly for another session tonight, will you?
- Chris, Nola Carveth'ı bu gece yeni bir seansa hazırla, olur mu?
If I give Nola enough time, she'll really hurt the kid.
Nola'ya zaman verirsem çocuğa gerçekten zarar verir.
I know if it were up to Nola, I'd never see Candice.
Nola'ya kalsa Candice'i hiç göremezdim.
Nola and I both know how much she needs her grandma.
Nola ve ben, büyükannesine ihtiyacı olduğunu biliyoruz.
No, I'm not, Nola.
Hayır değildi, Nola.
You show me. Show me your anger, Nola.
Bana öfkeni göster Nola.
Nola, no outside calls.
Nola, dışarıyı aramak yok.
He thinks that I'm trying to make Candy into - into baby Nola.
Candice'i, bebek Nola yapmaya çalıştığıma inanıyor.
You mustn't be too hard on him, Nola, sweetheart.
Ona fazla katı davranmamalısın tatlım.
Ah, Frank, when I think about you and Nola... and this sweet child... having to go through the same heartaches we went through, it's - it's enough to make you cry. Yes, it is.
Frank, senin, Nola'nın ve bu tatlı çocuğun aynı kalp acılarını yaşadığınızı düşünüyorum da ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.
I'm Barton Kelly, Nola Carveth's father.
Nola Carveth'in babasıyım.
Did you know that Nola's mother died yesterday, that she was murdered?
Nola'nın annesinin dün öldürüldüğünü biliyor muydunuz?
That's why Nola must not be told.
Bu yüzden Nola'ya söylenmemesi gerek.
What? Nola is going through a very critical stage in her therapy.
- Nola, terapisinde çok kritik bir aşamadan geçiyor.
There's Nola too.
- Nola da var.
Nola?
Nola.
- Nola called?
- Nola mı aradı?
What did you mean when you said Nola's the queen bee?
Kraliçe arı Nola derken ne demek istedin?
- Nola.
Nola.
This is where my wife and kid lived for nine months... before Nola moved out to Somafree.
Kızım ve karımla dokuz ay burada kalmıştık. Sonra o, Summer Free'ye taşındı.
They bring her back here, back to Nola?
Onu buraya, Nola'nın yanına getirdiler mi?
You've got Nola taking care of them.
Nola'nın onlara bakmasını sağladın.
She's not their surrogate mother, Frank.
Nola onların üvey annesi değil Frank.
She's their real mother. Their only mother.
Nola onların gerçek ve tek anneleri.
- When Nola got cross with Candy last weekend - annoyed really - the brood beat her.
Nola geçen hafta sonu Candice'le sınır aştığında ondan bıktığında onu dövmüştü.
And they could kill you or me, and she wouldn't even be aware of it.
Şimdi seni ya da beni de öldürebilirler ve Nola farkına bile varmaz.
I want you to go back into that hut... and persuade Nola that you want her back... that you want your family back.
O kulübeye gidip Nola'yı onu geri istediğine ikna etmelisin. Aileni geri istediğine onu ikna et.
Because if you can keep Nola calm and happy... then the brood's neutral.
Çünkü Nola'yı sakin ve mutlu tutabilirsen çocuklar zararsız olur.
Frank, if things go wrong... if Nola gets angry, if the kids get angry -
Frank, işler yolunda gitmezse ve Nola kızarsa çocuklar da kızacaktır.
It's me, Nola. It's Frank.
Benim Nola, Frank.
Oh, God, Nola.
Tanrım, Nola.
- This is Nola.
Bu Nola.
Isn't that Nola a little young for David Delile?
Nola, David Delile için biraz genç değil mi? - Genç mi?
You know... "life"?
"hayat" nola ki?
I'm Nola Fox Worthington.
Ben Nola Fox Worthington.
Don't think about it, Nola.
Düşünme Nola.
Nola's old man.
Nola'nın kocası.
Now... you're Nola.
Ve şimdi Nola'sın.