English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nursemaid

Nursemaid translate Turkish

149 parallel translation
- How would I? Am I a nursemaid?
- Ben bakıcıları mıyım?
They think you're in love with a nursemaid and that the family is angry
Bir bebek bakıcına aşık olduğun için aileni kızdırdığını düşünürler.
I didn't enlist to play nursemaid
Evcilik oynamak için gitmedim ben askere
Ten years! Still the nursemaid.
On yıl geçti, hala bakıcıyım.
Remember, Abdullah, you are still his nursemaid.
Abdullah, hala bakıcısısın.
Still the nursemaid.
Hala bakıcıyız!
Yes, sir, trapped into frittering his life away, playing nursemaid to a lot of garlic eaters.
Çizdiğim tablo doğru mu, abartılı mı?
You can't be a nursemaid and a sweetheart a cook and a secretary. You've got to think of yourself.
Aynı anda hem bir bakıcı, hem bir sevgili hem bir aşçı, hem de bir sekreter olamazsına.
Doc, you nursemaid grandpa.
Doktor, sen de dedeye hemşirelik yap.
Nana, the nursemaid, being a dog, kept her opinions to herself and viewed the whole affair with a certain tolerance.
Nana, dadı olan köpek fikirlerini kendine saklar tüm olaylara belli bir hoşgörüyle bakardı.
No, I don't need a nursemaid yet.
Hayır, hayır. Henüz bir bakıcıya ihtiyacım yok. Ben iyiyim.
I still have to nursemaid you guys, huh? Some crew i got here.
Hâlâ size bakıcılık yapıyorum ha çocuklar?
Nursemaid?
Bakıcı mı?
- Nursemaid, huh?
- Bir dadıya, ha?
Four years penned up in the sticks out here playing nursemaid to a lot of dogs.
Dört senedir burada kapalı kaldım, bir sürü köpeğe bakıcılık ettim.
For instance, today... a woman asked us to find out why, although their nursemaid takes them out every day, her twin babies seemed so pale...
Örneğin, bugün bir kadın bizden dadılarının onların ikiz bebeklerini her gün dışarı çıkarmasına rağmen neden böylesine solgun gözüktüklerini bulmamızı istedi.
Then she came out... crossed the street and went into a strip joint... where she did the "nursemaid strip"
Sonra dışarı çıktı caddeden karşıya geçti ve striptiz yerine gitti. "Dadı işi striptiz" yaptığı yere.
Nursemaid, private tutor, chief cook and bottle-washer, everything.
Dadı, özel öğretmen, baş aşçı ve bulaşıkçı, her şey.
My wife's been playing nursemaid to me, filling me with tea and honey for a week now.
Sana doğruyu söylemesini niçin sağlamıyorsunuz? Onun yalan söylediğini nereden biliyorsunuz, madam? O telefon, Komiser, sabahleyin saat 03 : 00'ten biraz sonraydı.
My wife, she likes to play nursemaid.
Ve televizyonda söylediklerini ona anlattığını söyleyen Theresa'nın bir arkadaşından değildi.
It is only that Berozski... you know, our leader, my coach, my, uh, nursemaid... he's terrified that I will lose my concentration, that I will disgrace our country, that I will crack my tired brain.
Şu var ki, Berozski, bilirsiniz, önderimiz, çalıştırıcım, eh, bakıcım... dikkatimi yitireceğim, ülkemizi küçük düşüreceğim, yorgun beynime zarar vereceğim diye dehşete düşüyor.
- Next time bring a nursemaid.
- Bulsanız şaşardım zaten.
I'm gonna nursemaid you again after all of these years.
Bunca yıI sonra sana dadılık edeceğim.
You nursemaid me?
Dadılık etmek mi?
I'm playing nursemaid to Cersquot
Üçüncü koğuşta hemşire rolü yapacağım.
Why is it you're playing nursemaid?
Neden bana dadılık ediyorsun?
I trust you will... nursemaid me through these difficulties, mister?
Umarım... Bu sorunları aşmama yardımcı olursunuz, beyim.
To be your nursemaid?
Hemşirelik etmek için mi yaşlanacağım seninle?
I can't spend the next ten years playing nursemaid.
Gelecek on yılımı, çocuk bakıcılığı yaparak geçiremem.
Instead of playing nursemaid put new batteries in my radio, there.
Hemşireyi oynayacağına orada radyom var, ona yeni pil tak.
Perhaps I ought to warn that nursemaid Maj, or whatever her name is.
Belki de şu dadı kızı uyarmalıyım. Adı Maj mıydı, neydi?
But if I want a nursemaid and a wife to bitch at me... I'll go out and get myself one.
Ama bir hemşire ve dır dır eden karı istersem... gidip kendim bulabilirim.
Listen, I don't have time to nursemaid a rookie.
Bak, çaylak yetiştirecek zamanım yok.
Tired of being your nursemaid.
Bakıcılık yapmaktan usandım.
Your nursemaid and your warden.
Bakıcınız ve bekçiniz olmaktan.
I didn't ask you to bring me a dead nursemaid.
Sizden ölü bir dadı getirmenizi istemedim
- I'm backtracking the nursemaid's trail.
- Dadının izlerini takip ettim
- Nursemaid?
- Dadı mı?
Nursemaid and companion, I was, cook and cleaner all those years.
Onun bakıcısı ve arkadaşıydım. Yıllardır yemek pişirip temizlik yapıyordum.
Hardly see him as a natural nursemaid.
Onu dadı olarak düşünemiyorum.
Ideal nursemaid in my opinion.
Bence ideal bir dadı.
Anyway, you've played the nursemaid long enough.
Hem hemşire rolünü de yeterince oynadın zaten.
We should hire a temp, or a nursemaid.
Ya işe geçici bir eleman alalım ya da bakıcı tutalım.
I don't need a nursemaid!
Bakıcıya ihtiyacım yok.
Yes. And perhaps saying is correct what not only was working for him like nursemaid of Violet, since she also was his close friend.
Ve belki de Violet'e bakıcılık yapmakla kalmayıp onun hayat arkadaşı da oldunuz?
Then it worked like nursemaid of the Mademoiselle Violet while the Monsieur Andrew it was staying away.
Yani Mösyö Andrew yokken Matmazel Violet'e bakıcılık yaptınız.
I know God's mercy will protect me... aided considerably by Tristan... who seems to be in France less to fight the Germans... than to act as a nursemaid to me.
Biliyorum, Almanlarla savaşmaktan çok bana dadılık yapmak için burada bulunan... Tristan'ın da yardımlarıyla, Tanrı beni koruyacaktır.
You can come, too, nursemaid.
Sen de gelebilirsin, dadı.
I'm not a baby who needs a nursemaid to burp me.
Gaz çıkartacak bir bebek bakıcısına ihtiyacı olan biri değilim.
Now I'm a nursemaid.
Şimdi bir bakıcı oldum!
It employed me for nursemaid of Violet, his daughter of the partner.
Beni, iş arkadaşının çocuğu Violet'e bakıcılık yapmam için tuttu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]