Observing translate Turkish
812 parallel translation
- Yes, I adore observing the English.
- Evet, İngilizleri gözlemlemeye bayılırım.
In observing them together,
Gözlemlerime dayanarak,
I have had the opportunity of observing Madam Curie very closely and I can assure you, gentlemen that she is remarkable scientist as scrupulous as she is brilliant and furthermore...
Madam Curie'yi çok yakından tanıma fırsatım oldu ve bayım sizi temin ederim ki o olağanüstü bir bilim insanı, zeki olduğu kadar titiz ve daha fazlası...
I've spent very little time in observing my own character, Mr. McPherson.
Kendi karakterimi incelemekle fazla vakit harcamadım Bay McPherson.
You're very observing, Mr. Blore.
Gözünüz çok keskinmiş Bay Blore.
In the hospital here there are splendid opportunities... for observing cures and making notes because of the coal mines.
Kömür ocaklarından dolayı, tedavileri gözlemlemek için bu hastanede harika fırsatlar oluyor.
I think I'm safe in observing that almost anyone would like $ 1 0,000, but....
Herkes on bin dolar ister ama...
- l'm observing a patient. I need your help.
- Bir hastayı gözlüyorum. Yardımın gerek.
After seeing the witness, and observing his appearance and bearing I should be inclined to regard the young lady's conduct as pathological, not his.
Tanığı gördükten sonra onun görünüşü ve duruşunu inceledikten sonra patolojik önyargılı olanın bayan olduğu kanaatine varmak gerekir.
You're the scientist, and you should do the observing.
Sonuçta bilim adamı olan sensin ve senin gözlem yapman gerekiyor.
Only three tickets last month for not observing stop signals.
Geçen ay yalnızca 3 ceza kestiler ve sadece dur levhasına dikkat etmediğin içindi.
" Upon observing these incidents, an investigation was made...
" Söz konusu olaylar üzerine, Denetleme Başkanlığı...
- You're very observing.
- Çok iyi gözlemcisin.
But then you'd miss observing our approach to Metaluna,
Ama Metaluna'ya gelişimizi izleme imkanını kaçırdınız.
What you're observing may well be the beginning of the end... for our world.
İzlediğiniz şey, dünyamız için sonun başlangıcı olabilir.
It's fun observing you.
Seni gözlemlemek çok eğlenceli.
General Mireau, who, by the way, will be personally observing the attack... has promised support from the 72nd by sundown tomorrow... which means, of course, that we'll have to hold all day.
General Mireau, ki kendisi yarın saldırıyı da bizzat izleyecek... 72nci alayın gün batımında desteğe geleceğine söz verdi... yani bütün gün savunmak zorunda kalacağız.
One of my many hobbies is observing the people around me.
Bir çok hobimden biri de etrafımdaki insanları incelemektir.
Observing the Earth from above, they see clouds covering the whole globe.
Yukarıdan Dünya'yı gözlemleyelim, Dünya'yı bulutların kapladığını görüyoruz.
I must say, you have been observing.
Söylemeden geçemeyeceğim, inceleme yapıyormuşsunuz.
I'm contented to stand observing the customs of your country.
Ülkenizin geleneklerini gözlemlemekten son derece memnunum.
I've been observing you for a long time.
Seni uzun süredir gözlemliyorum.
Aren't they supposed to trail around after me wherever I go, observing my movements?
- Nasıl yani? - Beni izlemeyecekler mi?
But I cannot help observing that the idea of caged birds is against the laws of nature.
Ama bir kuşu kafese kapatmanın doğaya aykırı olduğunu söylemekten kendimi alamıyorum.
I thought I was quietly observing.
Sessizce izlediğimi sanıyordum.
So that I may worthily administer your kingdom here upon earth and find my true honor in observing your divine will.
Böylece senin buradaki... krallığını layıkıyla yönetebileyim. Böylece senin ilahi iradenin gözcülüğünde gerçek şerefimi bulabileyim.
I've been observing you and I've been wondering why a gentleman like yourself that's able to live in a lovely hotel like that, is wanting to sleep in my bed?
Sizi gözetliyordum. Sizin gibi, böyle bir otelde kalabilen bir beyefendi niye yatağımda uyumak istesin ki?
I became so interested in observing Gary...
Gary'yi... Bay Mitchell'ı gözlemlemek ilginçti.
Keep observing Mr Septime.
Bay Septime'i gözlemeye devam et.
I step out of my place and I watch what happens, without joining in observing, noting down my observations and all around me stillness.
Evimden dışarı çıkıyorum ve olanları izliyorum, hiç katılmadan gözlemliyorum, tüm gözlemlerimi bir yere yazıyorum ve dört yanım sessizlik var.
He thought I can't see him. But I was closely observing what is going on.
Onu görmediğimi sanıyordu ama olan bitenin gayet farkındaydım.
He is, uh, observing my methods.
Kendisi, benim yöntemlerimi inceliyor.
You're a very observing citizen, Master Webb.
Çok dikkatli bir vatandaşsınız, Webb efendi.
Am keeping on observing.
İzlemeye devam ediyorum.
I am observing the alien.
Uzaylıyı gözlemliyorum.
We learn by observing such spectacles.
Böyle gösterileri izleyerek öğreniriz.
- l've been observing the nurses on your shift.
- Vardiyanızdaki hemşireleri izliyorum.
At the age of five, by carefully observing a neighbor's house, he deduced that babies were brought not by the stork, but by the mid-wife, in her satchel.
Beş yaşında, bir komşuyu gözetledikten sonra, bebekleri leyleklerin değil, ebelerin çantalarında getirdiği sonucuna vardı.
Your territory is more about seeking refuge than about observing the line of the enemy and to study the attack...
Senin bölgen gözlem yapmaktan çok düşman saldırısından kaçanların... sığındığı bir bölge gibi görünüyor.
In that peculiar condition, what would he be observing if he were observing, let's say, time?
Bu tuhaf duruma göre, eğer gözlüyorsa, neyi gözlüyor? Zaman diyebilir miyiz?
He's observing our latest techniques at the Yard.
Bizim Yard'da uyguladığımız son teknikleri gözden geçiriyor.
Therefore... observing all of the proper formalities, we shall take your head!
Bundan dolayı tüm formaliteler yerine gelsin diye kafanı da alacağız!
I was in a comment rank in the Reno, observing the Germans, that they washed and they played ball e said for the sentry :
Ren nehri üzerindeki bir gözetleme noktasına gelmiştim. Temizlik yapan, futbol oynayan Almanlar'ı izliyordum.
Persons observing any unusual activity or behaviour should do themselves and our leader a favour by reporting it to the police.
Sıra dışı bir davranış görenler bu durumu derhal polise bildirerek kendilerine ve liderimize büyük bir iyilik yapmış olacaktır.
Thank you for observing all safety precautions.
Tüm güvenlik tedbirleri takip edildiği için teşekkür ederim.
Thank you for observing all safety precautions.
Tüm güvenlik tedbirlerini aldığınız için teşekkürler.
Observing your virtue, your depth, your purity...
Faziletini gözlemledim, derinliğini, saflığını...
Because I've been observing this world for a long time.
Çünkü bu dünyayı uzun zamandır gözlemliyorum.
I was to the side of the commander-head, Admiral Kimmel, e we were observing damages and the slaughter e suddenly, it made this movement e pulled out the hashmark of four stars that they indicate the rank and the heading of Commander of the Armed of the Pacific.
Pasifik Filo Komutanı Amiral Kimmel içerideydi. Durum çok vahimdi. Herkes suratı asık bir şekilde, olan biteni izlemekle yetiniyordu.
Thank you for observing all safety precautions.
Emniyet tedbirlerine riayet ettiğiniz için teşekkür ederim.
Thank you for observing all safety precautions.
Emniyet tedbirlerini aldığınız için teşekkür ederim.