English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Of that

Of that translate Turkish

443,683 parallel translation
And what's any of that sacrifice mean, I ask you, any of that loyalty?
Yaptığım fedakarlığın karşılığı var mı?
None of that matters.
Artık önemli değil. Artık buradasın.
Because of that disability, I'm allowed to appoint co-counsel when choosing to self-represent.
Bu yetersizlikten dolayı kendimi temsil etmek istediğimde... istediğim kişiyi danışman olarak atayabilirim.
I spared you the guilt of that decision.
Seni o kararın sorumluluğundan kurtardım.
Well, they were supposed to get rid of that one.
Bunu kaldırmaları gerekiyordu.
I want a full breakdown of that house before we set one foot inside.
İçeri girmeden önce o evin tüm detaylarını istiyorum.
I took all of that into account.
Hepsini düşündüm.
That does make a lot of sense.
Mantıklı.
This could be good for all of us, new beginnings and all that.
Bu hepimiz adına yeni bir başlangıç yapmak için iyi olabilir.
Heck, I thought you said it was one of them that pushed you off the cliff.
Seni kayalıklardan iten onlardan biriydi ya?
That ain't what any of us are made of.
Bize yakışmaz.
Crating up that dollhouse is gonna take more than one set of hands.
Oyuncak evini paketlemek yardım gerektirecek.
That act of treachery will poison your bloodline!
Bu ihanet senin soyunu bozacak.
That's where both of you just were... in town?
Buraya gelmeden önce ikinizinin de bulunduğu yerde.
I am guilty of hesitation. Because I believed that this problem was gonna go away on its own, but it has not.
Çünkü bu sorunun kendiliğinden geçeceğine inanıyordum ama öyle olmadı.
And now I'm hearing that they have been aided and abetted and supported by one of our own!
Duyduğuma göre onlar bizden biri tarafından teşvik edilip, destekleniyor!
In an attempt to return the planet to the animals, a secretive group called the Shepherds released a gas that sterilized all of humanity.
Gezegeni yeniden hayvanlara... vermek isteyen Shepherdlar adında... gizli bir grup, tüm insanlığı kısırlaştıran bir gaz yaydı.
If we do that, we have no way of knowing which way the hybrids will fly.
Hayır. Eğer bunu yaparsak, bizim... melezlerin hangi yöne uçtuğunu bilme şansımız yok.
And I'm afraid that's all the time we have, but you'll have plenty of time
- Kahvaltıda şeker mi? Ve korkarım tüm zamanımız bu kadar... ama gelecek hafta konuşabilecek...
Oh, my god, that's always been a dream of mine!
Aman Yarabbi, her zaman hayalimdi.
Well, that and tuning a guitar in front of a live audience.
Tabi birde canlı seçmelerde gitar akord etmekte var.
And then when I saw everyone giving you all that attention, I-I guess I kind of lost it.
Ve herkesin seninle ilgilendiğini görünce sanırım zıvanadan çıktım.
Uh, your father broke my leg out of jealousy, but that didn't ruin our honeymoon, and it's not gonna ruin this.
Kıskançlık yüzünden baban ayağımı kırdı ama balayımız mahvolmadığı gibi bu da mahvolmayacak.
Oh, Stewie, I'm really sorry I left you in that time-out.
Of, Stewie seni molada bıraktığım için gerçekten özür dilerim.
I ran like a champion that day, pushing through the pain of two torn hamstrings and a ruptured groin, to leg out the hit at Fenway park I had always dreamed of.
O gün, topuğumdaki ve kasığımdaki yırtığın verdiği acıyı görmezden gelerek hayal ettiğim çıkışı yapabilmek için tıpkı bir şampiyon gibi koştum.
I left it over in that elevator, and I'm having a whale of a time with the stairs.
Asansörde bıraktım. Ve ben balina yaşıyorum Merdivenlerle bir süre.
That's a shortening of the phrase "looking forward to it"!
Bu, "İleriye dönük" ifadesi!
I poured my heart out to that little piece of crap, and he just stonewalled me.
Pekala? Kalbimi döktüm Bu saçmalıktan kurtulmak için Ve sadece bana saldırdı.
This country was built on ideas that are progressive and one of a kind, wouldn't you agree?
Bu ülke ilerici ve eşi benzeri olmayan fikirler üzerine kuruldu. - Buna katılmaz mısın?
You'd rather have a jumbo, bacon double cheese burger from Baxby's any day of the week, isn't that right, Stu?
Haftanın herhangi bir günü Baxby'den jumbo pastırmalı duble cheeseburger yemeyi tercih edersin. Bu doğru değil mi Stu?
To that end, we deploy a number of association tactics that descended from Pavlov.
Bu amaçla Pavlov'un soyundan gelen çok sayıda ortak taktikleri uyguluyoruz.
Yeah, we have a whole... host of different scenarios that we can recommend.
Evet, bizim birçok... Tavsiye edebileceğimiz birçok senaryomuz var.
Is their some kind of online corporate database that...
Bir tür çevrimiçi şirket veri tabanı falan var mı?
It's an unmarked envelope full of cash that I found in my mailbox this morning.
Bu sabah posta kutumda bulduğum içi para dolu isimsiz bir zarf.
There was a neighbor that saw your car parked in front of her house, last three nights running.
Arabanızı kadının evinin önünde son üç gecedir park hâlinde gören bir komşu var.
Please tell me that that shit you pulled back there was all part of the act.
Lütfen bana orada yaptığın bokun rolün bir parçası olduğunu söyle.
If you stopped to consider the amount of abuse that I've taken from you today...
Bugün senden yana bana uygulanan şiddet miktarını bir durup düşündün mü?
And they're forced to retreat inward and really get to know themselves better, and I'd say nine and a half times out of ten, they emerge from that experience a more fulfilled human.
Ve ben on seferin dokuzunda bu deneyimden daha tatmin olmuş bir insan olarak çıkıyorlar diyebilirim.
You might wanna think about trying to fix that thing on top of your head. Also.
Kafanın üzerindeki şeyi düzeltmek istemeyi de düşünebilirsin.
You're telling me you have a family that cares about you? And you still pull this kind of shit?
Bana sana değer veren bir ailen olduğunu söylüyorsun ve hâlâ bu tür bir olayı mı sürdürüyorsun?
There's just one thing that I kind of want to know.
Sadece bilmek istediğim tek bir şey var.
There's nobody else that would have that kind of vendetta.
Böyle bir kan davası güdecek başka birisi yok...
Of course, I didn't really factor in for incidentals, and damages, and medical expenses that were incurred during our run.
Tabii ki kaçışımız sırasında maruz kaldığımız teferruatları, hasarları ve sağlık giderlerini hesaba katmamıştım.
"It is only the details of how he lived and how he died that distinguish one man from another."
"İnsanları ayırt eden yaşam ve ölümlerinin detaylarıdır."
Garcia, where are we on that APB of her car?
Garcia, arabayı bulma konusunda neredeyiz?
That's what I'm afraid of, and he can't.
Ben de bundan korkuyorum çünkü edemez.
It's like every time something happens, there's a piece of myself that is being chipped away, and if one more thing goes down, I don't think there's going to be anything left.
Her olayda kendimden bir parça daha gidiyor, bir olay daha olursa sanırım geriye bir şey kalmayacak.
Regardless, the BAU believes that the murder of Nadie Ramos was committed by a contract killer with personal ties to the team, at the behest of a serial killer we've targeted for years.
Yine de DAB Nadie Ramos'un ekibimizle bağı olan ve yıllardır peşinde olduğumuz bir seri katil adına çalışan kiralık bir katil tarafından öldürüldüğünü düşünüyor.
You won't get to see your son every week, and rumor has it that some of the Bratva family's holed up in there.
Artık oğlunu her hafta göremeyeceksin ve rivayete göre orada Bratva'dan da birileri var.
We all know what that can do to the psyche of an inmate.
Bunun bir mahkumu nasıl etkilediğini biliyoruz.
We hope that Reid can profile his mom's location out of Cat, and we just wait until he does?
Reid Cat'i analiz edip annesinin yerini bulana dek bekleyecek miyiz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]