Oo translate Turkish
3,353 parallel translation
Oh.
Olası şüphelinin uşak olabileceği gerçekten kaç davamız oldu? Oo.
Ooh, scandalous?
Oo, rezil bir şey?
Oh. Yeah, sorry.
Oo.Evet, üzgünüm.
Ah, detective Beckett.
Oo, Detective Beckett.
Oh, no.
Oo, hayır.
Ooh.
Oo.
Oh, yes, "correcting a karmic injustice."
Oo, evet, "karmik adaletsizliği düzeltmek."
Oh.
Oo.
Ooh!
Oo!
♪ Hoo-oo-oo ♪
? Hoo-oo-oo?
♪ Oh, for you, I would have ♪ [whoops] # Done whatever #
* Oo, Senin için, Ne olursa olsun * * yapardım *
♪ No, like, baby, baby, baby, oh ♪
* Oo, aynı, bebek, bebek, bebek, oo *
Oh, no.
Oo hayır!
Woo-oo-oo-oo-oo!
Woo-oo-oo-oo-oo!
Woo, oo, oo.
Woo, oo, oo.
Ooh, I like that color.
Oo, bu rengi sevdim.
Oh, we'll have to celebrate another time.
Oo, başka zaman kutlamamız lazım.
Oh, thank God.
Oo, Tanrıya şükür.
Oh, I'm not staying.
Oo, kalmayacağım.
Oh, it'll just be a minute, I promise.
Oo, sadece bi dakika, söz veririm.
Oh, good, I don't really like refreshments with my theater.
Oo, iyi, tiyatromda çömez istemiyorum zaten.
Oh, I'd love to meet you for a drink.
Oo, bişeyler içmek için buluşmayı çok isterim.
Oh, it's... it's Tai Chi.
Oo, Bu... bu Tai Chi.
Oh, come on.
Oo, Hadi ama.
Oh, now which thing was that?
Oo neydi o konu?
Oh, of course.
Oo, tabiki.
Oh, I can't believe what time it is.
Oo, saat kaç olmuş inanamıyorum.
Oh, and plant-y.
Oo, ve çokca.
Oh, yes.
Oo, evet.
Oh, right.
Oo, tabi ya.
Oh, good.
Oo güzel.
So, uh, toodle-oo. Cheerio.
O yüzden hoşça kalın.
Hoo-oo!
Hoo-oo!
Hey, nancy. - Ooh, stereo.
- Oo, stereo ses.
Oh!
Oo!
Oh, ho, ho.
Oo, hayır, hayır.
Ah!
Oo!
- All right. - Oo-hoo!
- Tamamdır.
Oh, chips!
- Oo, Cips!
Why, thank you.
Oo, teşekkürler.
Whoa! Hi.
Oo, Selam.
Jesus.
Oo, Tanrım.
Oo, grandma, how can tell all of them?
Oho! Anneanne nasıl sayayım?
Uh, that's- - that's not good. Oh, what- - what have you done now?
bu.. bu hiç iyi değil oo ne ne yaptın şimdi de?
Sorry. Oh.
Pardon oo
Well, that's concerning. Uh, no. But thanks for your help.
İşte bu kaygı verici oo, hayır ama yardımlarınız için teşekkürler
Okay. Oh, and, um- - do you have your- - your, um- - the MRI, uh, pen scanny thing?
Tamam. oo ve ımm senin şu.. şey..
Kill it!
öÖ-dür!
I shot the sheriff But I didn't shoot the deputy Oh no Oh no
# Vurdum şerifi # # ama yoo, dokunmadım yardımcısına # # oo, yoo, oo # # vurdum şerifi # # ama dokunmadım yardımcısına #
What?
oo yok yok anne sadece dışardaki köpek Ne?
Oh, yeah, Jo has it.
MRI kalem tarama şeyi oo evet Jo aldı.