Our plan translate Turkish
2,718 parallel translation
When I first came on to you... it's not that you're not sexy as hell, Claire, but you were always just a part of our plan.
When I first came on to you... Bu cehennem kadar ateşli olmamanla ilgili değil, Claire, sen herzaman planımızın bir parçasıydın.
Our plan?
Planımız mı?
Our plan can be found every seconds.
Planımız her bulunabilir saniye.
I like our plan the way it was before.
Planımızın ilk halini daha çok beğenmiştim.
But we got to be ready for the possibility that waffles won't go along with our plan.
- Ama Gofret'in planımıza uygun hareket etmemesi ihtimaline karşı hazırlıklı olmalyız.
More than a month ago, due to Gim Bung Do's meddling, our plan failed. Tonight, it will finally be carried out.
Bir ay önce Kim Bung Do'nun karşı atağıyla suya düşen planımız nihayet bu gece uygulanacak.
No matter what our plan is he always has a better one.
Ne plan yaparsak yapalım Amon'un daha iyi bir planı vardı.
Your plan, which makes it our plan.
Senin planın, yani bizim planımız.
Kabir's got a whiff of our plan.
Kabir planımızı sezdi.
Well, let's say that that was our plan, which it isn't.
Diyelim ki bizim fikrimiz bu, ki değil,
Well, our plan is more practical, and it's cheaper.
Bizim planımız daha pratik ve daha ucuz.
What happened to our plan?
Planımıza ne oldu?
Due to the Protector's presence here, it seems our plan needs altering.
Koruyucu'nun burada olmasından dolayı planımızın değişmeye ihtiyacı var.
So what's our plan?
Peki planın ne?
Our plan is not the problem. Bishop Onderdonk is.
Sorun teşkil eden bizim planımız değil, Piskopos Onderdonk'ın kendisi.
I'm starting to think our plan to impersonate a guide pig to fool a blind man and a church congregation was slightly flawed.
Kör bir adamı ve kilise cemaatini kandırmak için sahte bir rehber domuz kullanma planımızın birazcık çatladığını düşünmeye başlıyorum.
Looks like Schmidt doesn't much like our plan.
Anlaşılan Schmidt planımızı pek sevmedi.
After that, we plan to start a clinic of our own in one of the locations.
Bundan sonra, bir yerleşim biriminde kendi kliniğimizi kurmayı planlıyoruz.
We really need to stick to our plan.
- Plana gerçekten sadık kalmamız gerekiyor. - Yani?
Yeah, well, speaking of setbacks and dying, several of our suspects would like to plan and attend your funeral.
Aksiliklerden ve ölmekten bahsetmişken şüphelilerimizin bir kısmı senin cenazene katılmaktan mutluluk duyacak gibi görünüyor.
That's what we do- - we make PowerPoint decks, and we stuff them with numbers to sell our way of fixing the company just enough to sell them some more.
İşte yaptığımız bu. Powerpoint süslemeleri yapar, ve içini rakamlarla doldururuz şirketi adam etme planımızı satmak için, onlara daha fazlasını satmak için.
Parish knew our layout cold.
Parish planımızı biliyordu.
Oh, well, they're here till Friday, so I think we'll have plenty of time to tell everyone about our new living arrangements.
Cumaya kadar buradalar. Yani yeni hayat planımızdan onları haberdar etmek için çok vaktimiz var.
Next time I will have a better plan for our evening's activity.
Bir dahakine, akşam geçireceğimiz zaman için daha iyi bir plan yapacağım.
If you take office, do you have a plan to curb the violence on our streets?
Seçilirseniz sokaklardaki şiddeti azaltacak bir planınız var mı?
Yeah? While you're sitting around making plans, they're harnessing our friends.
Sen burada oturup plan yaparken, onlar bizim arkadaşlarımıza koşum takıyor.
I really liked our old plan- - The TV and the chicken.
Eski plan güzeldi... TV ve tavuk.
I have a plan to catch our killer.
Katilimizi yakalamak için bir plânım var.
Ever since Porter's big announcement, I have a new policy for all our kids.
Porter'ın büyük haberinden beri, tüm çocuklarımız için yeni bir planım var.
What is our opponent planning?
Karşı tarafın planı nedir? Güç durumları nasıl?
We can work on our cheating plan.
Nasıl hile yapacağımızı planlayabiliriz.
In order to have enough properties to accommodate this plan, you'll have to make the court move our foreclosures through the dockets quickly.
Herşeyin hazır olup,... planın uygulanabilir hale gelmesi için haciz dosyalarımızı çabucak işlemden kaldırmanız gerekecek.
Brings us back to our original plan.
Bizi asıl planımıza getirdi.
Ready. After I rehydrate our visitor from the south... I plan on opening him up to see What his stomach contents are.
Güneyden gelen dostumuzu rehidre ettikten sonra içini açıp midesinde ne olduğuna bakmayı planlıyorum.
Our world has been shrunk into a small corner of their plan.
Bizim tüm dünyamız onların planında küçük bir köşeye sığdırılmış.
All part of our clever Highland Park liberal plan.
Hepsi de zeki Highland Park liberallerimizin planlarının bir parçası.
It's a risky plan, but it's our best shot.
Tehlikeli bir plan, fakat en iyi şansımız bu.
I mean, maybe she thinks our original plan would work, and she convinced you to use her plan instead because she knows that won't work.
Belki de orjinal planımızın işe yarayacağını düşünmüştür, ve yerine onun planını kullan diye seni ikna etmiştir ; çünkü bunun işe yaramayacağını biliyor.
Now, you got to get your ass back home so we can plan our next move.
Hemen kendini buraya at. Bir sonraki hamlemizi planlamaya başlayalım.
The revolution is on our schedule now, Kellogg.
Şimdiki planımızda devrim var Kellogg.
Alais and our father conspire to mock you.
Alais ve babam seninle alay etmek için plan yapıyor.
He's planted rose plants on our terrace.
Terastaki gül yerleştirme planını o yaptı.
Okay, what's our game plan for econ, sick grandma, computer crash?
Tamam, Ekonomi için planımız ne? Hasta bir büyükanne mi, bilgisayarımız mı çöktü?
In spite of Governor Palin, Glenn Beck, Rush Limbaugh, and the Director of the NRA telling us emphatically that Barack Obama has a secret plan to get our guns, here's the president's report card.
Vali Palin, Glenn Beck, Rush Limbaugh, UTB yönetiminin ısrarla söylediği Obama'nın silahları toplama ile ilgili gizli planı, olduğunu söylemelerine rağmen işte başkanın değerlendirme kartı :
Now we're gonna tie up our prisoners, that's the plan.
- Tutsaklarımızı bağlayacağız. Plan bu.
The Revolution is on our schedule.
Şimdiki planımızda devrim var.
Naomi, we still have to go over our sales plan before lunch and...
Naomi, hala üzerinden geçiyoruz satış planının yemekten önce ve...
- Oh, that's our plan, too.
- Bizim de planımız öyle.
As we continue to modernize our facilities, we plan eventually to affiliate with a major university.
Tesislerimizi modernize etme konusunda,... büyük bir üniversiteye üye olma niyetindeyiz.
Since our search for the killer seems to be failing, it's time to implement plan "B."
Katili ararken çuvalladığımıza göre B planına geçme zamanı geldi.
Maybe our ladies are improvising, which explains killing Paul outside his job.
Belki hanımlarımız hazırlıksız plan yaptılar ki bu da iş çıkışı öldürmelerini çok iyi açıklar.
plankton 46
plan b 156
planets 40
planchet 21
planet earth 27
plane tickets 20
plane crash 24
plans change 33
our pleasure 60
our parents 25
plan b 156
planets 40
planchet 21
planet earth 27
plane tickets 20
plane crash 24
plans change 33
our pleasure 60
our parents 25