English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Overlap

Overlap translate Turkish

306 parallel translation
They intersect, overlap, twist in and out, to form a jumble of mazes.
Labirenti şekillendirmek için sokaklar ; ayrılır, birleşir sağa sola kıvrımlar yaparlar.
How the northern hemisphere and the southern hemisphere get all mixed up and overlap.
Nasıl oldu da Kuzey yarımküre ve Güney yarımküre birbirine karışıp üst üste bindi.
Though your health hints do sort of overlap sometimes.
Sağlık öğütlerin bazen fazlaya kaçmıyor değil ama.
But you must have your guns emplaced... so that their fields of fire overlap... then if one gun is knocked out... the next will still cover the same field.
Fakat silahları öyle yerleştirmelisiniz ki onların ateş bölgesine denk gelmeli. Bir silah devre dışı kaldığı zaman, diğeri aynı bölgeyi kapsayacaktır.
One degree to overlap. Stand by to photograph.
- Mesafe kalmayacak kadar yakınlaş.
Only the overlap time changed.
Sadece üst üste binen zaman değişti.
Would they overlap?
Bir nedenleri var mı?
- There was an overlap.
- Bir çakışma oldu.
- You get an overlap, you come to me.
- Kural 1, çakışma olunca bana gelirsin.
I want to form a small group, like a small clot,... so that they all overlap.
Küçük bir grup oluşturmak istiyorum. - Böylece yayılabilirler. - Tamam.
The two can overlap.
Biliyorsun her şey üst üste geldi.
What's the, what's the overlap, you've got a lot to go there.
Çok üst üste bindirme, daha dünya kadar yer var.
And the objects, as you can see, they overlap each other.
Gördüğünüz gibi nesneler, birbiriyle örtüşecek.
We would need to cross-connect six units so that the fields overlap.
Alanları örtüşsün diye 6 üniteyi çapraz bağlamamız ve hizalamamız gerekir.
The hands unite to form a single unit by the simple overlap of the little finger.
Eller serçe parmağın ufak bir hareketiyle... bir bütün oluşturmak için birleşir.
Okay, we have overlap.
Ve birleştik.
There's overlap between the needle and slash below the E.
İbreyle sıfır çizgisi hâlâ üst üste.
- No overlap.
Çakışma olmaz.
There can be no overlap.
Üst üste çakışma olamaz.
Oh, you think there's no overlap?
Sence ikisi örtüşmüyor mu?
Those two worlds overlap. What worlds?
O iki dünya sandığınızdan fazla çakışabilir.
I'm afraid that we're entering overlap now.
Efendim, korkarım geç kalırsak çakışma olacak.
Being a gentleman, Roz, I won't point out the slight overlap there.
Nazikçe söylemek gerekirse ortada bir çakışma yok mu, Roz?
It's not an overlap. It's a transition.
Çakışma değil geçiş.
- No, coverage doesn't overlap.
Hayır, görüntüler üst üste binmez.
Relax, would you? This is just an overlap of two connected worlds.
Bu sadece bağlantılı iki dünyanın çakışması oldu.
- ( many voices overlap )
- ( aynı anda bir çok ses )
Mr. Hayter, when the overlap comes You think about it.
- Bay Hayter, uzatmaya gelince- - - Bunu sen düşün.
It's not bad, but it'll overlap with Keigo's.
Fena değil, ama Keigo'nunkiyle çakışır.
Overlap to one.
Örtüştür.
That's assuming that parallel realities occasionally overlap.
Bu durum paralel gerçekliğin bazen üstüste bindiğini varsaymaktır.
As you can see, sometimes they tend to slip and overlap into my spot.
Gördüğünüz gibi bazen aradan sızıp benim bölgeme sulanırlar.
- The cases don't overlap, Monk.
- Olaylar örtüşmüyor Monk.
- A cross-reference to check overlap?
- Çapraz karekter tahlilini uyguladın, değil mi?
I don't want any overlap.
Bir çakışma istemiyorum.
In fact, I've never heard of two metas with exact power overlap.
Aslında, aynı güce sahip, 2 metainsan da hiç duymadım..
Can you overlap that line for me?
Benim için bir kere baştan alabilir miyiz?
According to theoretical physics, eventually we'll be able to fold space so that the new Glasgow will overlap the old Glasgow enabling us to travel between the two without moving in time or space.
Teorik Fiziğe göre, Bir gün uzayı katlayabileceğiz o zaman yeni Glasgow'u Eski Glasgow'la çakıştıra biliriz ve ikisinin arasında zaman ve mekan harcamadan geçe biliriz.
It's combining the two and living in that place where they overlap.
Her ikisini birleştirip, örtüştükleri yerde de yaşamak.
You said you'd find overlap.
Üst üste olanları bulurum dedin.
Want to strip it? I'm thinking spiral with an overlap.
Kenarlardan başlayıp ortaya doğru gelelim.
I know when you first slept with that boy, but did you overlap after that?
İlk kez bir erkekle yattığını biliyorum ama sonra tekrar kadınlar oldu mu?
Not the same website as Linda's... but we have our techs cross-referencing the activity... to make sure there's no overlap.
Linda'nın kullandığı aynı site değil ama teknik ekibe herhangi bir çakışma olmadığından emin olmak için çapraz kontrol yaptıralım.
These reed beds form the overlap between the neighbouring afarensis territories.
Bu kamış tarlaları,.. ... diğer afarensis bölgeleri ile sınırı belirler.
The receiver has to be in the overlap.
Alıcı, üç bölgenin üst üste bindiği aralıkta olmalı.
And I've been wondering, Cy, um, perhaps we should talk about our areas of overlap so we're not at each other's throats.
Diyecektim ki Cy, şimdiden... iş alanlarımızın sınırlarını iyi belirleyelim de... sonra aramızda tatsızlık çıkmasın.
How about table games, any overlap there?
Ya kumar masaları? Orada bir çakışma var mı?
That's one area of overlap avoided.
Demek ki orada bir çakışma yok.
Sure, or we can overlap.
Evet, tabi. Yoksa üstüste biner.
... our interests overlap.
Ve bazen çıkarlarımız örtüşüyor.
Cy : I don't see overlap being a problem, Al, even where we duplicate.
Çakışma sorun olmaz Al.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]