Overwhelm translate Turkish
258 parallel translation
They'll find every tribe in the West ready to overwhelm them.
Batı'daki tüm kabileleri karşılarında bulacaklar.
You will assault the garrison, overwhelm it and hold until relieved.
Garnizona saldırıp yenilgiye uğratacaksınız ve devralınana kadar dayanacaksınız.
In spite of the emotions that overwhelm me I would like to share this honour with journalist Fandor and his intrepid fiancée.
Duyduğum bütün kine rağmen bu şerefi gazeteci Fandor ve cesur nişanlısıyla paylaşmak istiyorum.
Violent emotions overwhelm them, destroy them.
Şiddetli duygular üstün geldi.
It will overwhelm you and never abandon you.
Sizi kaplayacak ve asla terk etmeyecek.
Heroes don't cry easily... but sorrow will overwhelm us ;
Yiğitler kolay ağlamazlar... Acı bizi acımasızlaştırır
Let's not overwhelm him with family.
Aileyle onu bunaltmayalım.
You overwhelm me.
Beni bunaltıyorsun.
Even when you're tender, you overwhelm me.
Müşfik olduğunda bile, beni bunaltıyorsun.
Overwhelm and devastate. That's the way to get power and to hold it.
Baskın yap ve yok et.
Lovers have a drive to overwhelm one another.
Aşıklar birbirini tutkuya sürükler.
But the way we are, alike as two drops of water... how could we ever overwhelm or tear each other to pieces?
Ama bizim durumumuzda, birbirimize iki su damlası gibi benzerken nasıl tutku yaşayacağız, ya da birbirimizi parçalara ayıracağız?
Can such things be and overwhelm us like a summer's cloud without our special wonder?
Yaz günü bitiveren bir bulut gibi bu şey karşısında çarpılmamak mümkün mü?
I overwhelm as I approach you Make your lungs hold breath inside
Daha yaklaşırken etkileyeceğim sizi, nefesleriniz tutulacak.
We'd completely overwhelm Gamoray.
İki savaş yıldızı ile Gamoray'i tamamen alt ederiz.
We do not have enough to overwhelm the Galactica.
Galactica'yı bastırmak için yeterli gemiye sahip değiliz.
Forces of evil may seem to overwhelm us and be triumphant, but goodness will prevail, for it is written in the Book of Revelation.
Kötülüğün güçleri zafer kazanmış gibi görünüyor. Fakat iyilik kazanacak. Kutsal Kitap'ın yazdığı gibi.
I can see quite clearly now that you plan to overwhelm mankind with good deeds.
İnsanları iyi işlere boğmak istediğini şimdi daha açık görebiliyorum.
He somehow created a theater in which people could observe... that was vastly entertaining and exciting... but in which the excitement didn't overwhelm you.
Bir şekilde, heyecanın seni bunaltmadığı ama aynı zamanda insanların çok eğlendirici ve heyecanlı gözlem yapabildiği bir tiyatro yaratmayı başarmıştı.
I didn't want to overwhelm our guest on his first night.
Misafirimizi daha ilk geceden bezdirmek istemedim.
The Alps overwhelm you, Charles. But this here moves you.
Alpler adamı bunaltır, Charles, ama burası canlandırır.
With the power of the Enterprise, we could overwhelm this place, just take what we want.
Atılgan'ın gücüyle, bu yeri kolayca ezip geçerek, istediğimizi alabilirdik.
To prevent us from allowing emotions to overwhelm our judgement.
Duygularımızın kararlarımızı bastırmasını da önler.
- His size tends to overwhelm people.
Boyu insanları ürkütüyor.
They would overwhelm you.
Sizi ezip boğacaklardır.
Would the night were come. Till then sit still, my soul. Foul deeds will rise... though all the earth overwhelm them, to men's eyes.
Tüm dünya birleşip örtmeye çalışsada... gözden kaçamaz kötülükler... ve çıkar ortaya sonunda.
- You overwhelm me, Mr. Siegel.
- Beni şımartıyorsunuz bay Siegel.
A force which can overwhelm any attacker. Every move creates a specific reaction in your opponent.
Her hareket düşmanınız üzerinde kendine özgü bir etki bırakır.
I didn't want to overwhelm any of the actors on the first day... so all we did was read through the play.
İlk günden oyuncuları çok yormak istemedim... o yüzden sadece metni okumakla yetindik.
In order to overwhelm the humans of Tokyo, we have decided to prepare a special spell, "Operation Poltergeist."
Tokyolu insanları defetmek için, özel bir büyü hazırlamaya karar verdik :
We will overwhelm them to glorious victory!
Onları ezip geçerek zafere ulaşacağız!
If you can't, the symbiont will overwhelm your personality.
Dengeleyemezsen, ortak yaşar kişiliğini ezip geçecektir.
The Jem'Hadar overwhelm our defenses and board the station within two hours.
Jem'Hadar, iki saat içinde savunmamızı ağır bir bozguna uğratıp istasyona giriyor.
I just hate to see the personal overwhelm the job.
Kişisel hayatının iş hayatınla çakışmasını istemem.
Well, I wouldn't let faith overwhelm your judgment here.
Burada inancın senin yargını etkilemesine izin vermeyeceğim.
You know small spaces overwhelm me.
Bana ulaşmak için bu insanları nasıl tehlikeye atarsın?
You overwhelm me.
Beni mahcup ettin.
I'm sorry, but the facts here completely overwhelm any argument against them.
Üzgünüm, ama buradaki deliller tüm karşı argümanları bastırır türde.
Overwhelm their defenses and kill their queen.
Savunmalarını yarıp, kraliçelerini öldüreceğiz.
Overwhelm them in a single charge!
Herkes, saldırsın!
His spirit is quite, but overwhelm and powerful
Ruhu sakin, ayrıca çok da güçlü Kazanabilirmiyim?
And what and if his sorrows do overwhelm his wits?
Komik adam. Kederi aklını başından almış.
"Upon the granting of the third wish, " the jinn may now bring forth his race into our reality... "and overwhelm humanity, as prophesied by the ancients."
Dileğin tam olarak gerçekleşmesi ile Cin eski kehanetlerde yazıldığı gibi kendi türünü bizim yaşadığımız gerçekliğe getirerek insanlığı yener.
You can't overwhelm me with your stunts. Understand this : I'll be all over you.
Ve beni şu küçük oyunlarınla yeneceğini düşünüyorsan, şunu kafana iyi sok, sen onlara başladığın anda senin icabına bakarım.
I didn't mean to overwhelm you last night... but I was telling the truth about how I feel.
Niyetim seni altüst etmek değildi dün gece ama ne hissettiğim ile ilgili söylediklerim doğruydu.
Any deeper, the leaks overwhelm the pumps.
Daha derinde sızıntılar olur ve pompalar aşırı yüklenir.
And our music will linger and finally overwhelm because it will have a context.
Ve müziğimiz diğer müziklerin üstesinden gelecek. Çünkü çok güçlü bir alt yapısı var.
It will overwhelm you!
Şansımı deneyeceğim.
I didn't mean to overwhelm you.
Seni boğmak istemedim.
Police first identified the victims as 2 women... continuing the program of the government to overwhelm reaches... beyond the Amazon today are ruptured into violence... forces of at least three South America governments already... have been involved.
... yüz hatları oyulmuş, adamın ise gamzeleri çıkarılmıştı ve polis başlangıçta kurbanların iki kadın olduğunu düşünmüştü.
They just overwhelm our composition.
Sadece çekimin bir bölümü için kullanıldı.