English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Overwhelmingly

Overwhelmingly translate Turkish

89 parallel translation
Tired of years of violence, corruption, and loss of personal liberty Americans go to the polls and overwhelmingly rout the dry forces.
Yıllarca süren şiddet ve yolsuzluktan bıkmış olan Amerikalılar oy vermeye gitti ve güçsüz kuvvetleri bozguna uğrattı.
He was overwhelmingly elected Senator.
Ezici bir üstünlükle senatör seçildi.
Ambassador, if Elasian women are that vicious, why are men so overwhelmingly attracted to them?
Elasian kadınları bu kadar kötü ruhluysa, neden erkekler onları çekici buluyor?
Finally, and overwhelmingly, the dental technique suggests that the victim is an American.
Sonuç olarak ve inkar edilemez bir şekilde diş tedavi tekniği, kurbanın Amerikalı olduğunu gösteriyor.
Miss Childs... that the evidence is overwhelmingly against the Alpha Betas, and I urge that they be found guilty.
Bayan Childs... Alfa Beta'lara karşı kesin bir kanıt sunulmuştur. ve suçlu bulunduklarını vurgulamak istiyorum.
She- - It was the most overwhelmingly feminine presence I've ever encountered.
O hayatımda karşılaştığım en karşı konulmaz kadındı.
Yes, overwhelmingly so.
Evet, karşı konulamaz bir biçimde.
Anyway, the 2 percent beer tax that was overwhelmingly voted in is being reconsidered in a special midnight session of a cowering city council.
Her neyse ezici bir çoğunlukla geçen yüzde ikilik bira vergisi korkup sinen belediye meclisi tarafından özel bir gece yarısı oturumunda tekrar gözden geçiriliyor.
The evidence will overwhelmingly show that Byron De La Beckwith a self-proclaimed, rabid racist on a lifelong mission to purge society of anyone and anything that stood for integration is the man that fired that bullet.
Kayıtlar açıkça göstermektedir ki, kurşunu ateşleyen, bütünleşmeyi ve hoşgörüyü savunan, herkese ve her şeye karşı çıkan ve kendini ırkçı söylemi savunmaya adamış olan Byron De La Beckwith'in kendisidir.
- And I know the people of this state... overwhelmingly agree with me. - Wouldn't have hurt.
İşe yarayabilirdi.
Right now, the public overwhelmingly supports the increased security.
Şu anda halk, yoğun güvenlik önlemlerini ezici bir çoğunlukla destekliyor.
In a related story, state legislatives have overwhelmingly passed a bill banning conjugal visits between the inmates and their wives.
Benzer bir hikâye de, eyalet meclisi, mahkûmlar ve eşleri arasındaki eş ziyaretlerini yasaklayan bir kanunu kabul ettiler.
and overwhelmingly documented.
ve aşırı belgelenmiş.
Yesterday, voters overwhelmingly declared that Lois Griffin is not the kind of person they want running their schools.
Dün, oy verenler son sözünü söyledi... ve büyük çoğunluğu Lois Griffin'in istedikleri türden bir başkan olmadığını belirtti.
PROSECUTING ATTORNEY : The evidence in this case will overwhelmingly demonstrate the guilt of the defendant.
Bu davadaki kanıtlar sanığın suçlu olduğunu çok kuvvetli bir şekilde gösterecektir.
Their spirits are overwhelmingly more numerous.
Onların ruhları ezici bir üstünlükle çoğunlukta kalıyor.
I'm not as overwhelmingly moved by injustice as I was.
Artık eskisi kadar haksızlık üzerinden hareket etmiyorum. = JERRY RUBIN = Yippie Partisi Kurucusu Röportaj 1978
You came home with me because you're overwhelmingly happy with him.
Pekâlâ, geçen gece benimle birlikte gelmenin sebebi onunla çok mutlu olman, değil mi?
individuals don't have, or groups. And that's what you find if you look, I think overwhelmingly.
birey ya da grupların sahip olamadığı araçlara sahitirler.
Outside the ring, his heart, grace and generosity are overwhelmingly humane.
Ring dışında ise, kalbi, nezaketi ve cömertliği aşırı derecede insan.
Now, uh he has said that the future is so overwhelmingly overpopulated that there are simply no jobs in his time, and so he built a time portal and has come back to 21st century America, uh to find a job here.
Dediğine göre gelecekte nüfus o kadar fazlaymış ki artık iş bulmak imkânsızmış, böylece o da bir zaman geçidi yaparak iş aramak için 21. yüzyıl Amerikası'na gelmiş.
You know, over the last few years, he's made some very striking changes, overwhelmingly for the better.
Hey, şunu dinle. Atlantik'te özel bir klüpte oynuyordum, $ 20,000'e yaklaşmıştım.
And I'm sory to say, but up to including the moment of this interview, that overwhelmingly it has been accepted.
Ve çok üzgünüm ama, röportajımızın şu dakikasına kadar söyledikleriniz,... şaşırtıcı bir şekilde tümüyle kabul edildi.
So how you can assert your existence when basic physics prove that you're overwhelmingly composed of empty space?
Hayır, Deckard büyük bir nargileyle ot çekmedi. Ondan daha iyi. Metafiziğin icadı aklını başından aldı.
It's expected that when Marchetta Cosmetics'shareholders vote in less than two weeks, they will overwhelmingly approve a sale to archrival, Fabiella.
Marchetta Kozmetik hissedarlarının iki hafta içinde oylama yapması bekleniyor. Büyük bir ihtimalle de şirketi Fabiella Kozmetik'e satacaklar.
But most importantly, this treaty was ratified, overwhelmingly ratified, by the people in their democratic expression in the June election.
Ama en önemlisi, bu anlaşma insanlar tarafından, hem de büyük bir çoğunluğu tarafından haziran seçiminde demokratik sürece uygun olarak hiç şüpheye yer bırakmayacak şekilde kabul edilmiştir.
The population was overwhelmingly, overwhelmingly Arab.
Nüfusun büyük çoğunluğu, büyük bir çoğunluğu Araplardan oluşuyordu.
The victims have been overwhelmingly Palestinian civilians.
Kurbanların büyük çoğunluğu Filistinli sivillerdi.
Overwhelmingly.
Büyük çoğunluğu.
You know, over the last few years, he's made some very striking changes, overwhelmingly for the better.
Biliyorsun son yıllarda çok önemli değişiklikler yaşadı ve çoğu iyiye doğruydu.
And this kind of painting, turbulent, raw, overwhelmingly emotional, was the new art for the people?
Alışılmamış lirik, sarsıcı ve hüzünlü tarzı insanlar için yeni bir sanat mı demekti?
It smells overwhelmingly like kerosene in here!
Burası ciddi şekilde gaz yağı kokuyor!
The inner clump of the impacter material is actually composed overwhelmingly of the impacter's core.
Çekirdeğin baskısıyla iç küme yığınının oluştuğunu görüyoruz.
The answer is overwhelmingly, "Yes, we do."
Yanıt çok kuvvetli biçimde, "Evet, istiyoruz."
Voters of Wichita, Kansas have overwhelmingly repealed a city law protecting homosexuals against discrimination in jobs and housing.
Wichita, Kansas seçmenleri, homoseksüellerin iş ve yerleşim haklarını koruyan kanuna karşı ezici bir üstünlükle karşı çıktılar.
Apparently, President Lyman responded to a CIA report said to have overwhelmingly and conclusively asserted Venezuela's involvement in the assassination attempt.
Görünüşe göre başkan Lyman CIA'e verdiği raporda suikastin Venezuella ile ilgili olduğunu belirtmiş.
Springfield voters have overwhelmingly rejected the major candidates of both parties in favor of a write-in :
Springfieldlı seçmenler ezici bir şekilde her iki partinin adaylarını da reddettiler ve kendi adaylarını gösterdiler :
It's not unique. I know the odds are overwhelmingly against it.
İhtimallerin imkansız denecek kadar az olduğunu biliyorum.
The evidence pointed overwhelmingly to you and only you. And let's not forget you confessed. We've got it on videotape.
Kanıt kesinlikle seni gösteriyordu, sadece seni ve unutmayalım ki elimizdeki videokasette itiraf etmiştin.
Overwhelmingly, sir.
Çok büyük bir çoğunluk, efendim.
Not just enough but overwhelmingly, staggeringly enough.
Sadece yeterli değil ezici bir üstünlükle, sarsıcı bir şekilde yeterli.
Not only are the rebel forces overwhelmingly strong against us, but those men I do have I cannot altogether trust.
Tek sorunumuzun isyancıların kuvvet olarak bizden üstün olması olsa iyi ben emrimdeki adamlara bile güvenemiyorum.
This room must seem overwhelmingly large for them.
Bu oda onlara bunaltıcı derecede geniş geliyor olmalı.
Yes, but the study showed, overwhelmingly, that the most important factor in an officer's response is the suspect's actions, not race.
Evet, ancak etüd gösterdi ki, burada polis memurunun verdiği tepkide en önemli etken, şüphelinin davranışlarıydı ten rengi değil.
All of it is overwhelmingly beautiful.
Hepsi müthiş derecede güzel.
As fear and anger prevail, the senate overwhelmingly passes a bill to deregulate the banks, opening the gateway to additional troops and an increase in fighting.
Korku ve öfke hüküm sürdüğü sürece, senato ister istemez para akışını onaylıyor, ek saldırı gücüne izin veriyor ve kavgayı arttırıyor.
While some of my experiences have been negative, most of them have been overwhelmingly positive.
Deneyimlerimden bazıları olumsuzken diğerleri büyük bir çoğunlukla olumluydu.
Overwhelmingly...
Sınırların da ötesindesin...
IT'S BEEN AN OVERWHELMINGLY POSITIVE EXPERIENCE. YES. FOR TRUMAN AND FOR THE VIEWING PUBLIC.
Evet, Hem Truman hemde izleyiciler için.
Some things, but the fun parts overwhelmingly outweigh the bad.
Anlıyorum.
Scientists line up overwhelmingly on one side of this issue.
Bilim adamları olaya tek yanlı bakıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]