Painful translate Turkish
4,906 parallel translation
Look, it's all painful, but if you're not in, you can't win.
Bak, acı verici, biliyorum. Ama kendini vermezsen kazanamazsın.
Inside a cold, dark room of painful solitude is where he will remain.
lci soguk, karanlik bir odada aci ceken. ... hic degismeyecek.
He experienced 1,750 painful mishaps
1,750 tane üzücü talihsizlikten sonra deneyim kazandık.
Sometimes, when the truth is painful or complicated, I don't always have the strength.
Bazen bu gerçek o kadar ağır ve karmaşık oluyor ki yeterince güçlü olamıyorum.
It may look painful, but I can assure you he feels nothing.
Acıtıyor görünebilir, ama seni temin ederim öyle değil.
That was painful.
Bu da çok acı vericiydi!
I know I dumped you and that was probably painful... but I realized that was a mistake and I think we can get past that.
Sana kötü davrandım ve muhtemelen kırıldın ama bir hata olduğunun farkına vardım, ve bence eskiye dönebiliriz.
It's infinitely more painful to remove a tattoo than it is to receive one.
Dövmeyi sildirmek yaptırmaktan çok daha acı verici.
And I think for you, Peeta, it must be particularly painful.
Tabii senin için bu durum daha da acı verici olmalı, Peeta.
It is painful, but it is just.
Acı veriyor ama doğru.
The first year's the most painful, but you'll get over it.
İlk yıl en acılısıdır, ama atlatırsın.
It's "Love is a many splendored thing." Splintered sounds painful.
"Aşk çok görkemlidir." olacak. Kıymık kulağa kötü geliyor.
Look, love is fucked up, it's confusing, and it's terrifying, and it's... it's painful, it sucks.
Bak, aşk karmaşıktır. Kafa karıştırıcı, korkutucudur. Ve...
Caylee, I know it's painful for you to relive that day, but you can't hide from it.
Caylee, o günü yeniden yaşamanın acı verici olduğunu biliyorum, ancak bundan kaçamazsın.
- And a lot more painful.
- Çok daha acılı da gelecek.
- That looks really painful.
Bu gerçekten can yakıcı duruyor.
Very painful, yeah.
Oldukça can yakıcı, evet.
Oh! That was painful.
Bu acı vericiydi!
Very fucking painful.
Çok acı verici.
Very fucking painful, you fucking bitch.
Çok acı verici, seni fahişe.
Is it painful?
Bu acıtıcı mı?
If you feel the pain after killing so many people, the girl doesn't know anything but to love, how painful it would've been to her?
Bu kadar kişiyi öldürdükten sonra bile acı çekiyorsun demek, O kız sevgiden başka birşey bilmiyordu, Bu acı, onun için ne kadar olur!
Before it gets... Messy... and painful.
İşler iyice kanlı ve acılı olmadan.
To me, losing the team altogether, having the team go and move to Baltimore, go there and win, that was so painful for the town.
Bana göre bu takımın kaybı Baltimore'a taşınması ve oraya gidip kazanması bu şehir için çok acı vericiydi.
It must have been very painful for you.
Bu senin için çok acı verici olmalı.
Growing up is painful.
Büyümek zordur.
As painful as it is, it's just another day on the calendar, too.
Ne kadar can yakıcı da olsa sadece takvimdeki diğer günlerden biri.
There are alot of wound, that I don't know what is painful.
Çok fazla yara olduğu için hangisinin acıdığını bilmiyorum.
"Leave me alone with the painful."
# Beni ıstırabımla yalnız bırak. #
You begin a slow, painful unraveling, as all the good things that came before begin to be crushed by the trash compactor of sadness.
Yavaş ve aci verici şekilde ortaya çıkmaya başlıyorsunuz mutsuzluğun çöp kutusunda, daha önce gelen tüm iyi şeyler dağılmaya başlıyor.
It's slow and it's painful, but it works.
Yavaştır ve ağrılıdır, ama işe yarar.
You will pay a painful price for your pestilence!
Bana çektirdiğin acıların bedelini ödeyeceksin!
I THINK IT'S HARD, BRUTAL, INSULTING, PAINFUL, WHATEVER THE FUCK YOU WANT, BUT I DON'T THINK FOR A SECOND IT'LL DESTROY YOU.
Zor, acımasızca, onur kırıcı, acı verici ne demek istersen de anlarım ama seni mahvedeceğini bir saniye bile düşünmüyorum.
"Love is painful but I will accept that pain for sure."
"Aşk acı verir ama kesinlikle o acıyı kabul edeceğim."
It's bloody painful.
Fena ağrıyor.
Sounds painful.
Acı verici gibi.
This is a painful occasion for you and your families and I grieve for you.
Bu sizin ve aileniz için acı bir olay, sizin için büyük üzüntü duyuyorum.
At the heart of their liaison circulates, constantly, secretly, unavowed to others, or unwittingly revealed by questions, investigations, a painful concern.
Onların irtibat dolaşımının kalbinde, sürekli olarak gizlice diğerlerine beyan edilmeden veya farkında olmadan sorularla, soruşturmalarla ortaya çıkan acı verici bir endişe.
We spoke of those times, painful and lamented, when passion is the joy and martyrdom of youth.
Tutkuların hazla olduğu gençlerin şehit olduğu Acı ve pişmanlık dolu zamanları konuştuk.
It's so painful.
Çok acı verici.
All really very painful.
hepsi de işkence!
Is it still painful
Ama yine de aciyor.
I just... it's very painful and claustrophobic, and I just...
Üstelik klostrofobim var.
That is just painful to watch.
Bunu izlemek çok acı veriyor.
It will be direct and sometimes very painful, but it will lead to the answers you seek.
Direkt ve bazen de acı verici olacak ama aradığınız cevapları bulacaksınız.
It's a painful thing.
Bu acı bir şey.
It's painful to feel that What you have to give Is not needed.
Vermek zorunda olduğunuz şeyin gerekli olmadığını hissetmek acı vericidir.
My pain is very painful.
Hastalığım çok acı veriyor.
So my editor says my writing is better than it's ever been, which is really exciting and amazing because it makes me feel like everything that's been so terrible and painful in the last few months was leading me to this point, you know?
Editörüm yazdıklarımın her zamankinden iyi olduğunu söyledi ki bu çok heyecan verici ve inanılmaz çünkü son birkaç ayda yaşanan korkunç ve acı verici olayların beni bu noktaya sürüklediğine inanıyorum.
Far more painful than yours
Senin acından çok daha fazla!
... unfunny, labored forced, painful, bad.
Korkunç, aptalca, gerzekçe, bayağı, zorlama, acınası, kötü.