Paranoid translate Turkish
3,528 parallel translation
And also your eyes are bloodshot, you're paranoid, and the van has a skunky odor.
Ayrıca gözlerin de kanlı, paranoyaksın, ve minibüsünde acayip bir koku var.
Fry, you old paranoid kook.
Fry, seni yaşlı paranoyak kaçık.
That's good. You're paranoid.
Sen biraz paranoyaksın, bu da çok iyi.
She was a paranoid schizophrenic and a drug addict.
O bir paronoyaktı, şizofrenikti ve bir ilaç bağımlısıydı.
- Johnno, you're paranoid.
- Johnno, paranoyaksın sen.
He is nasty and paranoid, but that's what I pay him for.
O pis ve paranoyak oldu, ama ben ona ne ödemeler yaptım.
Rostovskij must be paranoid.
Rostovskij paranoyak olmalı.
Another guy. Damn. So paranoid.
Başka biri yahu, lanet paranoyak.
- Why are you acting so paranoid?
- Neden paranoyakça davranıyorsun?
I'm not acting paranoid.
Paranoyakça davranmıyorum.
You know, she got paranoid or something, like she heard something.
Bir şeyler duymuş gibi paranoyaklaştı.
I thought my father was paranoid.
Babam paranoyaklaştı sanıyordum.
Apparently I'm paranoid.
Anlaşılan paranoyağım.
She's paranoid and delusional.
Paranoyaktır ve sanrılar görür.
That woman is so paranoid!
Ah bu kadın, ne paranoyakmış!
All civilians aren't just cowards, but paranoid too.
Siz siviller sadece korkak değilsiniz, aynı zamanda paranoyaksınız da.
I am not going to let you destroy this family because of your sick, paranoid accusations.
Sapık, paranoyak suçlamaların yüzünden bu aileyi yok etmene izin vermeyeceğim.
Don't get all paranoid on me.
Paranoyağa bağlatma şimdi beni.
He's paranoid.
Paranoyaklaştı.
In Business-Class executives were totally paranoid, had mistaken him for a terrorist.
Ön bölümdeki iş adamları korkuya kapıldılar onu terörist sanmışlardı.
Apathy, Loss of censorial bearings, Antisocial, even paranoid behaviour.
İlgisizlik, duysal işlevlerin kaybı antisosyal ve hatta paranoyak davranışlar.
Well, if she's that paranoid, why hire me in the first place?
Madem o kadar paranoyak, ne diye beni işe aldı?
Well dude, still as paranoid'?
Pekâlâ dostum, hâlâ paranoyak mısın?
- Did you come by to tell me how paranoid I am?
Bana ne kadar paranoyak olduğumu söylemek için mi geldin?
She makes me worry, he also experienced symptoms of paranoid.
O, beni endişelendiriyor paranoyak belirtileri var.
You're gonna think I'm being paranoid, but something's not right.
Paranoyak olduğumu mu sanıyorsun, ama bir yerde bir yanlışlık var.
His last paranoid act - the execution of his eldest son for plotting against him.
En son yaptığı paranoyak eylemi de kendisine komplo kurmakla suçladığı en büyük oğlunu infaz ettirmesi oldu.
Get paranoid.
Adamı paranoyaklaştırıyor.
I thought, " You're being paranoid, Ian.
"Paranoyaklaşıyorsun Ian," dedim kendime.
The Eastern Europeans are a really paranoid group already.
Doğu Avrupalılar zaten çok paranoyak oluyor.
Two weeks ago, our star performer, Francois Angelo, started acting anxious, almost paranoid.
İki hafta önce yıldız akrobatımız, Francois Angelo, paranoya derecesinde kaygılı hareket etmeye başladı.
I'm not being paranoid.
Paranoyaklık yapmıyorum.
You are the most paranoid woman that's fucking alive.
- Sen şu hayatta tanıdığım en paranoyak kadınsın!
Look... you know how paranoid everyone is about spoilers getting out.
Herkesin dışarıya bilgi sızması hakkında ne kadar paranoyak olduğunu biliyorsun.
Whoa, paranoid much?
Fazla paranoyakça olmadı mı?
God, James, you've become so paranoid.
Tanrım, James iyice paranoyak olmuşsun.
For several days I was paranoid.
Ama son günlerde paranoyaklaşmıştı.
- We'd all been up there like 50 times, And every time, I'm just paranoid.
Belki biz oraya 50 kez çıkmışızdır ve ben her zaman paranoyaklaşırdım.
Will, this is venturing into the paranoid.
Will, bu bir paranoyaya doğru gitmeye başladı.
Can you hear how paranoid you sound?
Ne kadar paranoyakça konuşuyorsun, farkında mısın?
If he were a classic paranoid schizophrenic, you might be able to influence him to become visible.
Eğer normal paranoyalı bir şizofrense ortaya çıkması için onu etkileyebilirsin. Onu korkutarak mı?
- Call me paranoid.
- İstersen paranoyak de.
Um, you're acting a little paranoid.
- Sakin olur musun?
She was hallucinating and paranoid.
Halüsinasyonlar görüyordu, üstelik paranoya.
You're being paranoid.
Paranoyaklaştın.
And Dan was notoriously pa--no. Paranoid about the location and protecting his stash.
Ve Dan paran... paranoyak bir şekilde hazineyi ve yerini koruyor.
Atticus was diagnosed as a paranoid schizophrenic.
Atticus'a paranoid şizofren teşhisi konmuş.
I diagnosed him with paranoid schizophrenia and depression, and prescribed him with a combination of risperidone and bupropion, as well as psychotherapy.
Ona paranoyak şizofreni ve depresyon teşhisi koydum. Ve psikoterapiyle birlikte risperidone ve bupropion reçetesi yazdım.
You know Dad - always paranoid.
Babamı bilirsin, hep paranoyaktır.
You're paranoid.
Paranoyaklık yapıyorsun.
Acting paranoid?
Sen ne...