English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Patronizing

Patronizing translate Turkish

273 parallel translation
I'm sorry to have seemed patronizing.
Patron gibi göründüğümü bilmiyordum.
Next time I talk to a young lady about archery, I wouldn't be so patronizing.
Bir dahaki sefere genç bir bayana okçuluk... dersi vermeye kalkışmayacağım.
Turning down an offer like that and actually patronizing me to boot.
Böyle bir teklifi geri çevirmesi ve bana bilfiil patronluk taslaması da cabası.
- Don't be so patronizing.
- Bu kadar patronluk taslama.
It's a way of walking over you, patronizing.
Böyle yapmakla seni çiğneyip geçiyor, üstünlük taslıyor.
I must sound dreadfully patronizing.
Sizi küçük gördüm sanırım.
Stop consoling me, or... patronizing me, or feeling sorry for me, or whatever it is you're doing.
Beni avutmaya çalışma ya da patronluk taslama, ya da acıma.
- Are you patronizing me?
- Bana büyüklük mü taslıyorsun?
- Okay, okay. - You patronizing me? - No.
Bana üstünlük mü taslıyorsun?
- I patronizing.
- Yardım edeyim.
But those boys have been patronizing me real well.
Ama bu çocuklar beni çok rahatsız ettiler.
We been patronizing him real well.
Onu iyice rahatsız ettik.
That middle-class patronizing attitude of yours towards the blacks revolts me.
Siyahlara karşı bu orta-sınıf himayeci tavrın beni isyan ettiriyor.
I would just like the idea of my freedom to be more than a patronizing smear on Claude's face.
Özgürlüğümün, Claude'un alnına kara çalan bir küstahlıktan öte bir şey olması fikri hoşuma gidiyor.
You don't help by patronizing me. I wasn't patronizing you.
- Lütfetmekle yardım ettiğini mi sanıyorsun?
I've gotten this patronizing shit from Arthur and Mason for three months.
Üç ay boyunca Arthur ve Mason... bana bilgiçlik tasladı.
How's that for patronizing?
Ağabeylik yapmam iyi geldi mi?
I'm not patronizing you.
Ne yapacağını söylemiyorum.
You're patronizing me.
Patronluk taslama.
You're patronizing me, and I will not be patronized.
Sen beni küçük görüyorsun, ve ben küçük görülmekten hoşlanmam.
So does your mom know you treat women like hookers or did she raise you to believe that being nice means patronizing the whole world?
Annen, senin kadınlara fahişe gibi davrandığını biliyor mu yoksa sana tüm dünyaya patronluk taslamanın iyi olduğunu mu öğretti?
Aw, see, you're... you're patronizing me.
Bana merhametten iltifat ediyorsun.
I am not patronizing you.
- Evet, ediyorsun. Merhamet falan göstermiyorum.
You're patronizing me again, Rogers. Come on, Jack.
- Yine beni küçümsüyorsun Rogers.
He's a lot less patronizing than Krusty used to be.
Krusty'den çok daha az patronluk taslıyor.
And me being patronizing?
Ben de ukalalık taslıyorum.
You're patronizing me, boys... but I don't mind,'cause you're so sweet to me, too.
Beni yönlendiriyorsunuz çocuklar. Ama aldırmıyorum. Çünkü aynı zamanda bana çok iyi davranıyorsunuz.
Don't try your professional patronizing on me, young lady.
Şu mesleki himayeciliğini bana yapma genç bayan.
We're a patronizing police.
Bizler dayatmacı polisleriz.
You patronizing me, peewee? Hmm?
Ukalalık taslamaya mı çalışıyorsun?
Patronizing with just a hint of sarcasm.
Üstü kapalı alay ederek tepeden bakma tavrı.
If you smile with just your mouth, people will feel like you're just patronizing them,
Sadece ağzınızla gülerseniz,... insanlar kendilerine patronluk tasladığınızı düşünür.
You're so patronizing, Mr Campion.
Büyüklük taslıyorsunuz Bay Campion.
If your car is Japanese, but made in America in a patronizing attempt to pretend we have a viable automobile industry press 3.
Arabanız japon markası ama, Amerikan yapımı ise bağımsız bir otomobil endüstrimiz varmış gibi davranarak bunu desteklemek için 3 ü tuşlayın.
I'm not patronizing you...
Patronluk taslamıyorum, haya...
I don't need this patronizing crap.
Bu tepeden bakan tavırlara ihtiyacım yok.
Yes, I'm upset, and when I'm upset, I tend to get a little patronizing.
Evet çok sarsıldım, ve sarsıldığımda, biraz babacan olmaya meyilli olurum.
I didn't want you to feel patronizing... before you'd read them.
Okumadan önce bir önyargınız olsun istemedim.
- I'm not patronizing you.
- Sana üstünlük taslamıyorum.
- I'm not patronizing her.
- Büyüklük taslamıyorum.
Patronizing do-gooder bitch!
Evet kaltak sıra sende.
This isn't too patronizing.
Faydası da olmuyor.
Thank you for not patronizing Quark's.
Quark'ı desteklemediğiniz için teşekkür ederiz.
Please, stop patronizing me!
Lütfen bana akıl vermeye çalışma?
How patronizing can you get?
Ne kadar daha tepeden bakabilirsin? !
That is so patronizing, not to mention clichéd and inaccurate.
Bu çok küçümseyici, yanlış ve ağıza alınmayacak bir klişe.
We're not patronizing.
Patronluk taslamıyom.
Listen to me, you patronizing, double-dealing four-flusher, you will finish what you started, or I'll see you behind bars, I swear it. Faye... Don't "Faye" me.
Şimdi dinle, seni küstah, ikiyüzlü palavracı, başladığın şeyi bitireceksin yoksa yemin ederim ki parmakların arkasından seyrederim seni.
Cold, patronizing, arrogant... I know she can be difficult.
Soğuk, küçük görme, kendisini beğenme... Çok zor biri olabildiğini biliyorum.
- Siberia would have killed you. - How I hate all this patronizing!
Arkadaşım olarak bunu durdurman gerekirdi.
I'm not patronizing you.
Taslamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]