English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Paying job

Paying job translate Turkish

203 parallel translation
Just before graduation, Dietrich was approached by German representatives... who offered him a free trip to Germany and a well-paying job on arrival.
Dietrich mezun olmadan hemen önce Alman elçiligi görevlileri ona Almanya'ya ücretsiz bir gezi ve iyi ücretli bir isş önerdiler.
- Got a bum-paying job.
- İşten atıldım.
It's a paying job.
Paralı iş.
When you've finished typing school, you oughta be able to get a real good paying job then, huh?
Daktilo okulunu bitirdiğinde iyi maaşlı bir işte çalışabileceksin, değil mi?
Thanks to Nino, I have a good-paying job.
Nino sağolsun, iyi kazandıran bir işim var.
Since she met him, she's been vomited on her family cabin's been burned down learned her father's a homosexual and got fired from a high-paying job.
George'la tanıştıktan sonra üzerine kusuldu aile kulübesi yandı babasının eşcinsel olduğunu öğrendi ve dolgun maaşlı işinden oldu.
But I'd just got a good-paying job with a company and I didn't want to lose it.
Ama bir şirkette maaşı iyi bir işim vardı ve bu işi kaybetmek istemedim.
- Yeah, highest-paying job I ever had.
- Yeah, şimdiye kadar aldığım en iyi ücretti.
Too bad drinking scotch isn't a paying job or Kenny's dad would be a millionaire.
Belki de, Kenny'nin babası viski içmek yerin, maaşlı bir işte çalışarak milyoner olmayı planlıyordur.
First of all, Arthur, this is a paying job and not some cruise.
Birincisi, Arthur, bu bir iş, gezi değil.
He's got a paying job at the University of Chicago and he's trying to get out of it.
Chicago Üniversitesi'nde maaşlı bir iş bulmuş ve kurtulmaya çalışıyor.
They offer career training to people who are stuck in tedious, low-paying jobs, and, uh, well, I thought I'd give the job to one of those students.
Onlar genelde düşük ücretli ve sıkıcı işlerde.. .. takılıp kalmış insanlara yeni kariyer imkânları sunuyorlar. Ben de buldukları insanlardan birine iş vermeyi düşünüyorum.
Friends, a low-paying job, a bed in a robot's closet!
Arkadaşlarım, düşük ücretli bir işim, robot dolabında bir yatağım!
Friends, a low-Paying job, a bed in a robot's closet!
Arkadaşlarım, düşük ücretli bir işim, robot dolabında bir yatağım!
Yeah, the man's a class-A faygalah with a paying job.
Evet, adam ücretli bir işi olan su katılmamış bir nonoş.
You got any prospects for a fuII-time weII-paying job in your future?
Tam zamanlı, dolgun maaşlı herhangi bir iş umudu var mı?
Ow! You turned down a paying job? !
Söz veriyorum geleceğim, şurada buluşuruz.
Yes, but do you not also hold a day job, paying job, a square job?
Ama aynı zamanda bir işiniz yok mu? Para kazandıran bir iş. Düzgün bir iş.
- A paying job.
- Paralı bir iş.
Actually, my last paying job was as a teacher.
Aslında para kazandığım son iş öğretmenlikti.
But I want you to know, I'm gonna go right back out there and get a... a better job, a high paying job.
Ama simdi disari çikip daha iyi, daha yüksek bir maasli is bulacagim. Bunu bilmeni isterim.
It was the best-paying job I couId find.
Ben bulabildiğim en iyi ücretli bir iş oldu.
We need a high-paying job.
Bol para getirecek bir iş.
I mean, it's not a very high - paying job, but it's fantastic cos I have plenty of time to think about what I wanna do with my life.
Çok fazla para almıyorum, ama çok iyi, çünkü hayatta ne yapmak istediğimi düşünmek için çok zamanım var.
You've never had a paying job.
Hiç maaşlı işte çalışmadın sanki.
I can still do that job better than anybody they can get... at the salary they were paying me.
Hala o işi bana ödeyecekleri ücretle işe alacakları herkesten daha iyi yapabilirim.
Wouldn't you be more content with a good-paying menial labor job?
İyi ücretli bir ağır iş yapmak istemez misin?
Covering all the bases is her job. I think, before that alien object arrived, Molly Caffrey had a lot of time on her hands, and now we're paying the price.
Şaka mı yapıyorsun?
You went down to the garage for a blow job without paying for it.
Oral seks yaptırmak için otoparka gittin ama parasını ödemek istemedin.
I'm paying 500 for the job,... 200 up front.
Bu iş için 500 öderim. 200 avans.
You're paying me to do a job,... not drive a bus.
Bana bir iş için para ödüyorsun, araba kullanmak için değil.
Unless I get a better-paying job.
Ya gelecek hafta?
[Mattingly] We had a great deal of difficulty... paying attention to what our job was.
Yaptığımız işin öneminin bilincinde olmak ve özen göstermek için çok güzel yöntemlerimiz vardı.
But don't come crying to me, saying, "Help me, Dr. Howser" when your high-paying, high-stress job gives you an ulcer.
Ama yüksek ücretli, stresli işin yüzünden ülser olduğunda sakın bana... gelip de "Yardım edin, Doktor Houser," diye ağlamaya kalkma.
You won't be stuck in some low-paying waitress job like your sister.
Kız kardeşin gibi, az maaşlı bir garsonluk işinde sıkışıp kalmayacaksın.
I'm paying you to do a job, idiot!
Sana iş yapman için para ödüyorum, mal!
Meanwhile. We seven have the not inconsiderable job... of getting the Free Zone on a paying basis.
Bu arada, biz yedi kişinin, Serbest Bölge'ye işlerlik kazandırmak gibi... hiç de azımsanmayacak bir işi var.
Keep him in his job, keep paying him, no hassles.
İşinde kalsın, maaşı ödensin.
I work in a low-paying, zero-respect job which, unfortunately, I happen to love.
Düşük maaşlı, sıfır saygı duyulan ve ne yazık ki, çok sevdiğim bir işim var.
Now, this guy say he got a job for me, okay, paying big money.
Bu adam benim için büyük paralı bir işi olduğunu söylüyor.
I'm not paying until the job gets done. He can kiss my ass!
İşlerini bitirmeden ödemeyeceğim Kıçımı yalasın..
If you'll excuse me, I have to go find... another low-paying, demeaning job... where some guy named Jerry keeps telling me... how lousy his marriage is.
Bunu gözünde canlandırabilirsin herhalde Kusuruma bakmazsan, gidip.. ... düşük ücretli ve alçaltıcı başka bir iş bulmam gerekiyor..... ki Jerry isminde bir adam..
YOU SHOULD BE PAYING HER FOR DOING YOUR JOB.
Sizin işinizi yaptığı için ona para vermelisiniz.
It's true I have a job. But the boss is paying us only half.
Muhafızlar bütün görüşmelerin halka açılmasını sağlayacaklardır.
Ben told me about his mom and how she can't afford to pay his tuition anymore... and how his friend Trevor got him this really well paying construction job in Palo Alto through September.
Ben annesinden ve artık okul taksitini ödeyemeyecek durumda olmasından ve arkadaşı Trevor'ın Palo Alto'da, Eylüle kadar maaşı çok iyi olan bir inşaat işi ayarladığından bahsetti.
I was paying for a job.
Bir iş için, ona para veriyordum.
But the rest of us got to make some hay for ourselves,'cause frankly... this job ain't paying the bills anymore.
Geri kalanlarımız bu gidişata bir dur demeli, çünkü dostum... bu iş artık kazandığımız için çalışmaya bile değmez artık.
Is there no one here whose job it is to actually assist paying customers? No.
Burada para ödeyen müşterilerle ilgilenecek kimse yok mu?
I'll locate your employees and I will tell them that I'm calling from Acme Recruiting Agency and that I've got a job that pays them considerably more than what they're paying.
Çalışanlarınıza ulaşır ve bir Acme İşbulma Ajansından aradığımı söylerim ve onlara almakta olduklarından epey fazla kazanabilecekleri bir iş olduğunu söylerim.
If you were doing your job, paying attention, this wouldn't have happened.
- Eğer dikkatli olsaydın böyle bir şey olmazdı.
You saying that the reason that you're not doing the job that I'm paying you to do is that you don't have a job to do?
Yapman için sana para ödediğim işi yapmıyor olmanın sebebinin yapacak iş olmaması olduğunu mu söylüyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]