English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Petroleum

Petroleum translate Turkish

299 parallel translation
The country needs petroleum.
Ülkemizin petrole ihtiyacı var.
Bring all the petroleum you can.
Bulabildiğin kadar petrol getir.
Scientists thought there must be lots of carbon compounds on the surface making this a planet covered with petroleum.
Bilim adamları, yüzeyin karbonla dolu olduğunu dolayısıyla petrolle kaplı bir gezegen olduğunu düşündüler.
We burn fossil fuels, like coal and gas and petroleum putting more carbon dioxide into the atmosphere and thereby heating the Earth.
Kömür, benzin ve petrol gibi fosil yakıtları kullanarak atmosfere daha fazla karbondioksit salıyoruz ve bu Dünya'yı ısıtıyor.
I own the fruit fields, the petroleum reserves... the steel companies, the network...
Meyve bahçelerim, petrol rezervlerim çelik fabrikalarım, televizyon kanalım var.
Captain Douglas is on loan from British Petroleum.
Yüzbaşı Douglas'ı British Petrol'den ödünç aldık.
May I point out, sir, that the arrangement with British Petroleum was that I stay in port areas.
Efendim, müsaadenizle belirteyim ki British Petrol'le anlaşma benim liman bölgesinde kalmamdı.
British Petroleum uniform?
British Petrol üniforması mı?
Maybe some kind of petroleum jelly was used.
Belki bir cins petrol jeli kullanmışlardır.
So much for petroleum! Oh! No more gas.
Yani petrol...
- Should I mention petroleum?
- Petrolden de söz edeyim mi?
And I made him promise not to give it the petroleum industry.
Ve petrol sanayii'ne vermeyeceğime söz verdim.
Does it make sense to let petroleum giants increase prices at will,
Petrol devlerinin canları istediğinde zam yaparak, zaten sarsıcı olan karlarını...
- Vapors from petroleum deposits.
Benim fikrime göre bu gazlar petrol yataklarından çıkıyorlar.
I took the liberty of checking with the CSIRO, and they tell me that the prime content of whatever it was that fell... was petroleum, oil.
CSIRO'ya başvurdum, ve bana dedikleri yağan şeyin esas bileşeni... petrol imiş.
There is to be no dealing in petroleum by members of the Main Force.
Merkez üyelerinin petrol ürünleri satması yasaktır.
And it would require the detonation of only a tiny fraction of them to produce a nuclear winter the predicted global climatic catastrophe that would result from the smoke and dust lifted into the atmosphere by burning cities and petroleum facilities.
Ve yeni bir nükleer kış yaratmak için bunlardan küçücük bir kısmının patlaması yeterli öngörülen iklim felaketi... şehirlerin ve petrol rafinerilerinin yakılması nedeniyle atmosfere yükselen duman ve toz sonucunda olacak...
The dead body is covered with petroleum
Ceset benzine bulandı
Because that day when the gas lamp broke the petroleum washed the mark off the Black Leopard
Geçen gece gaz lambası düşüp... cesedin üzerini benzine buladı ve boyası çıktı
Legation had it for a petroleum bigwig.
Elçilik, burayı petrol zenginleri için ayırmış olmalı.
The big story on Wall Street today is that Icebergs International has been bought out by Wometco Petroleum in order to secure tax benefits within the Common Market.
Wall Street'teki büyük hikaye, Uluslararası buzdağı Wometco Petroleum tarafından satın alındı....genel marketlerde vergi gelirlerini sigortalamak için.Bu mümkün
You see, the parent company, Wometco, is one of the strongest organizations in the world petroleum market.
Aile şirketi, Wometco, en büyük petrol marketlerinden biridir.
I'm sealing the entry with petroleum jelly.
Sızdırmaz girişe saf vazelin sürüyorum.
Dent Petroleum, even the shooting club.
Dent Petrolcülük, hatta atıcılık kulübü.
Petroleum byproducts.
Petrol yan ürünleri.
Petroleum jelly, Hastings.
Parafin yağı, Hastings.
- Benthic Petroleum paid for it.
- Ama parasını Benthic Petrol ödedi.
Benthic Petroleum are participating in the recovery operation, but we have little information.
Benthic Petrol'de kurtarma operasyonuna katılmış görünüyor fakat bu konuda elimizde çok az bilgi var.
It's petroleum.
Bu petrol.
Or was it somebody from Rawley Petroleum?
Yoksa Rawley Petrolcülük'ten birisi miydi?
Any teenage virgins, show up with a jar of petroleum jelly right now, and ask to speak to Johnny Crunch.
Genç bakireler, vazelinlerinizi hazırlayın ve Johnny Crunch'ı arayın.
He is a part of the Dallas Petroleum Club, speaks five languages and was a French Vichy intelligence during the war also rumored to be a Nazi sympathizer.
FBI'ya o konuşmanın hayal gücümün bir oyunu olduğunu söyledim. Bence onun aklı pek yerinde değil. Aklının bir yarısıyla, kafasından deliller uyduruyor... sonra diğer yarısını bu uydurmanın gerçek olduğuna inandırıyor.
First, representing the oil industry, head of the Society of Petroleum Industry Leaders, better known as SPIL,
Önce, Petrol Sanayi Liderleri Derneği Başkanı... derneğin öteki adı SIZINTI -
And later, I'll teach you the tricks of the trade- - taping your swimsuit to your butt... petroleum jelly on your teeth for that frictionless smile... and the ancient art of padding.
Sonra da ben sana biraz hile öğreteceğim- -... kıvırtarak yürümek... petrol jeliyle ovulmuş dişlerle gülümseme... ve eski doldurma sanatı.
Mr. Clampett, there's more petroleum in your swamp... than there is in all of Kuwait.
Bay Clampett, sizin bataklıkta Kuveyt'tekinden çok petrol var.
According to our analyst, the presence of petroleum by-products and other toxins in Inulat Cove will be back down to acceptable levels according to EPA guidelines within three months.
Analistimizin dediğine göre, Inulat Körfezindeki... petrol yan ürünlerinin ve diğer toksik maddelerin oranı... EPA ölçütlerine göre üçay içinde... makul bir seviyeye inecek.
If you intend to ignite a petroleum product on this ship at 0000 hours, you will activate the fire-suppression system, which would seal off this entire compartment.
Bu gemide saat 0000'da petrol yağı yakmaya çalışırsanız yangın söndürme sistemini devreye sokarsınız.
It appears we will be required to ignite the midnight petroleum, sir.
Anlaşılan gece yarısı yağını yakacağız efendim.
For example, there was Williams the Petroleum and Williams the Death.
Mesela, Petrolcü Williams... - Ölü Williams.
For Williams the Petroleum.
Petrolcü Williams için.
Boy's got equal parts piss, pesticide... and pure petroleum jelly runnin'through those veins.
Bazıları onun damarlarında arada sırada saf petrol aktığını, enerjisinin buradan geldiğini söylüyorlar.
Fuel source was a refined petroleum.
Yakıt kaynağı rafine petroldu.
And it's not going to be easy because the world is addicted to petroleum.
Ve bu kolay da olmayacak. Çünkü tüm dünya petrole bağımlı.
Noble concepts but we live on a planet that is addicted to petroleum.
Asil fikirler. Ama biz petrole bağımlı bir gezegende yaşıyoruz.
Fill it up with petroleum distillate.
Damıtılmış olandan doldur.
The petroleum business.
- Petrol. Petrol işi
Petroleum?
- Petrol mü?
We make steel, petroleum products... and volatile chemicals.
Şirketimiz çelik, Petrol ürünleri ve uçucu kimyasallar üretiyor.
... toxic waste, petroleum byproducts and stuff like that... ... are making the profit.
Bu zehirli petrol atıklarını ve buna benzer şeyleri atarak kazanç elde ediyorlar.
... in the petroleum processing plant yesterday...
... dün petrol işleme tesisinde...
-... under control of major that broke out in a petroleum processing plant yesterday... - Good night, then.
- İyi geceler öyleyse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]