Philosophy translate Turkish
2,175 parallel translation
It's a human-centric philosophy.
İnsan-merkezli bir felsefedir.
There may be more things in heaven and earth, Horatio, than are dreamt of in your philosophy.
Cennet ve cehennemde, senin felsefende düşünülenden daha fazlası olabilir, Horatio.
I've got a philosophy like many- - when you go to war you go to kill.
Çoğu kişide olduğu gibi benim de bir felsefem var- - savaşa gidersen öldürmeye gidersin.
Feelings are not a philosophy.
Duyguların felsefesi olmaz.
This ritual illustrates the essence of Sun Warrior philosophy.
Bu ayin, Güneş Savaşçıları'nın felsefesinin özünü simgeler.
But leaving the pennies was his own personal philosophy.
Ama penileri bir yere bırakmak kendi dünya görüşüydü.
And that philosophy has sort of driven us since the beginning.
Ve bizi başlangıçtan beri bir şekilde yönlendiren bu felsefeydi.
The White Lotus was always been about philosophy, and beauty, and truth.
Beyaz Lotus her daim bilgelik, güzellik ve dürüstlük uğruna var olmuştur.
I studied philosophy...
Felsefe eğitimi aldım...
You're 43 minutes into a two-hour Philosophy A-Level paper and I'm pretty sure you haven't written anything yet.
İki saatlik felsefe bitirme sınavında kırk üç dakikan kaldı ve daha hiç bir şey yazmadığından oldukça eminim.
And you apply that philosophy to your job as well?
Bu felsefeyi işinizde de kullanıyor musunuz?
You inviting me to breakfast to talk philosophy?
Beni kahvaltıya, felsefe konuşmaya mı çağırdın?
Martial arts may be a form of brute strength but in our Chinese martial arts system it includes many ideals and philosophy.
Dövüş sanatları kaba kuvvetin bir formu olabilir ama Çin dövüş sanatları sistemlidir ve pek çok felsefeyi içerir.
I donít like the use of the word ìmysteryî here. I think, I think thereís been a lot of consciousness-raising in philosophy about this term, where we have so-called mysterians, the new mysterians.
Gizemciler ya da yeni-gizemciler de denen bir kesimin de olduğu felsefede bu terime yönelik birçok bilinçlendirme çabası var.
I think it is rather to be considered as sort of the foundation of all arguments about epistemology, philosophy, biology, and so on.
Onun ; epistemoloji, felsefe, biyoloji vs. üzerine olan bütün karşı argümanların bir temeli olduğu da düşünülebilir.
Thereís a few people, but they re-established the animal sacrifices, the circumcision and the cult of Yahweh over Hellenism and philosophy and Christianity is a plagiarism of that.
Sayıca çok azdılar ama hayvan kurban etmeyi, sünneti geri getirip Yehova inancını, Helenizm ve felsefenin önüne geçirdiler. Ve Hristiyanlık da ondan aparma.
Which neatly coincides with your mother's philosophy.
Ve annenin felsefesiyle örtüşüyor.
Now that'd be philosophy, and I'm a simple guy.
Bu filozofiye giriyor ve ben basit bir adamım.
It's the { kind of } cavalier philosophy that caused my father to leave my mother.
Babamın annemi terk etmesine neden olan özgür felsefeye benziyor.
In ancient Chinese philosophy, man was considered part of the natural world and able to benefit from its wisdom.
Antik Çin felsefesinde insanoğlu doğanın bir parçası olarak değerlendirilir ve onun bilgeliğinden fayda sağlayabilir.
Ancient Chinese philosophy took nature itself as the inspiration for its most fabulous creature.
Antik Çin Felsefesi, en önemli mitolojik yaratıklarından birini bile doğadan esinlenmiştir.
At the time, it felt like a much more all-encompassing philosophy.
O zamanlar, her şeyi kapsayan bir felsefe gibi göründü.
Yeah. I took Intro to Philosophy twice. No big deal.
Evet, iki kez Filloloji'e Giriş dersi almıştım, bahsetmeye değmez.
Well, then it turns out we share the same philosophy.
Aynı felsefeyi paylaşıyoruz o hâlde.
I'm--i'm also completing an additional b.a.in philosophy.
Ayıca ilave olarak felsefe lisansı yapıyorum.
Your degree in philosophy surprises me, dr. Reid.
Felsefe dereceniz beni şaşırttı Dr. Reid.
Doctor of psychology and philosophy.And doctor of love in my last year of high school, if you must know.
Psikoloji ve filozofi doktoru. Ve bilmek istersen lise çağlarımda aşkın doktoruydum.
I don't know if you're familiar with the RYE technique, but it derives from the progressive educational philosophy of Rudolf Steiner, who founded the Waldorf School, which... Oh, my God.
Rie yöntemini duymuş muydun bilmem ama Waldorf okullarını * bulan Rudolf Steiner'ın * ilerici eğitsel felsefesinden alınan...
Well, I have kind of an existential philosophy that shapes my outlook.
Bakış açıma şekil veren, varoluşsal bir felsefem var.
No, I must study politics and war, you see, so that my sons will have the liberty to study mathematics and philosophy.
Hayır, ben politika ve savaş üzerine çalışmalıyım, ki böylece, anlarsınız ki, oğlum matemetik ve felsefe çalışma özgürlüğüne sahip olsun.
Yeah, well, I have a different management philosophy than your father.
Evet, benim yönetim sistemim babanınkinden farklı.
Computer Age Philosophy.
Bilgisayar Çağı Felsefesi.
You have an impressive collection of early math and philosophy editions, Mr. Tewsbury.
Eski matematik ve felsefe yayınlarına ait çok etkileyici bir koleksiyonunuz var, Bay Tewsbury.
Did you know that the comic book, Superman, was actually based on Nietzsche's philosophy?
Şu çizgi romanı biliyor musun Süpermen'in aslında Nietzsche'nin felsefesine dayandığına dair olanını?
Your, add-salt-to-taste philosophy, is absolutely wrong.
Yaptığınız bu "deneme yanılma yöntemi" tam anlamıyla yanlış.
I took philosophy and Sun Tzu did not say that, Ari.
Felsefe dersi aldım ve Sun Tzu böyle bir şey dememiş, Ari.
In cafes and salons across Europe, groups huddled together discussing politics, philosophy,
Avrupa'da karşılıklı kafeler ve salonlarda gruplar bir araya gelerek birlikte politika, felsefe...
It's a philosophy, you see.
Yani bir nevi şirket felsefesi.
Its difficult to imagine that at the age of 12 I would find a genuine philosophy to live by.
Hayal etmesi zor olsa da 12 yaşında hayat felsefemi bulmuştum.
I wanna hear more about your teaching philosophy.
Öğretmenlik felsefeni duymak istiyorum.
I would love to tell you about my teaching philosophy.
Bunu anlatmayı çok isterim.
Now he was going to Anatolia for the first time. He would be refreshed and strengthened as he defied fire and death with the people he cared for, with weary troops and desperate masses. He would also read philosophy and history books would take notes and would be refreshed and strengthened.
Şimdi, ilk kez Anadolu'ya gidecek yorgun birliklerin, çaresiz kitlelerin içinde kıymet verdiği insanlarla birlikte ateşe ve ölüme göğüs gererken bir yandan da felsefe ve tarih kitapları okuyacak yazacak, tazelenecek, güçlenecekti.
It has a propensity by its dominant philosophy and religion to uphold to fascist point of view.
Baskın felsefesi ve dini sayesinde faşist bir bakış açısına eğilimlidir.
Because our philosophy is the smarter people are the richer the world because everybody becomes a contributor.
Çünkü bizim felsefemizde insanlar ne kadar zeki olursa dünya o kadar zengin olur Zira herkes bir katılımcıya dönüşmektedir.
The emergent nature of reality is that all systems - whether it is knowledge, society, technology, philosophy or any other creation - will, when uninhibited, undergo fluid perpetual change.
Gerçekliğin sürekli değişen doğası şudur ki : tüm sistemler - ister bilgi olsun, toplum, teknoloji, felsefe, veya benzeri her kurum - engellenmediği takdirde, sürekli bir değişim içinde olacaktır.
Hopefully, through time, religion will loose it's materialism and basis in superstition and move into the useful field of philosophy.
Umut ederim ki zamanla, din materyalizmini ve batıl temellerini yitirir de değerli felsefe alanında yerini alır.
"The primary task of the philosophy of religion is to discover those questions to which religion is an answer."
"Din felsefesini birincil görevi cevabı olan din soruları bulabilmektir."
Again, your bull shit philosophy.
Yine mi saçma felsefelerin.
It's philosophy and theology.
Felsefe ve dinbilimi gibi.
It's like philosophy, religion even, because all it has going for it is beauty.
Filozofi hatta din gibidir, çünkü işin güzelliği buradadır.
Philosophy?
Ne emir gelirse uygulamak zorundayız.