Plainly translate Turkish
403 parallel translation
You can plainly see that I receive no external aid whatsoever, but work only with my two hands, my ten fingers...
Benim dışsal bir yardım almadığımı açıkça görebilirsiniz, ama sadece iki elim, on parmağımla, çalışabilirim...
Of all the blatant things i ever heard said... well, as we are speaking plainly...
Söylendiğini duyduğum bütün apaçık şeylere karşı...
I can hear it plainly.
Ben açıkça duyabiliyorum.
Yes. I remember it as plainly as if it was yesterday... though I was only a little girl at the time.
Evet. Daha dün gibi hatırlıyorum. Gerçi o zamanlar çok küçüktüm ama hatırlıyorum.
But after that word, I can plainly read in a different style of engraving "To Joe," obviously meaning...
Ama sonra net bir biçimde okunan ve farklı bir yazıyla yazılmış olan "Joe'ya" sözcüğü var.
I saw that plainly enough.
Bunu anladım.
Today, I'm going to put it to the world plainly.
Bugün bunu açıkça tüm dünyaya ifade edeceğim.
Speak plainly!
Açıkça söyle!
I'm saying plainly, the Yankees are better equipped than we.
Açıkça söylüyorum ki, Yankiler bizden daha donanımlılar.
They know you have a wife and you say in your actions as plainly as you could in words that you prefer a servant.
Bir eşin olduğunu biliyorlar ama sen bu tavır ve sözlerinle alenen bir hizmetçiyi tercih ettiğini belli ediyorsun.
- Now, now, you must forgive an old man for talking so plainly. - How dare you.
- Bu ne cüret.
Plainly, mademoiselle, he deserts you.
Açıkça matmazel, o sizi terk etti.
Leslie, I shall have to talk very plainly to you.
Leslie, seninle çok açık konuşmak zorundayım.
As a matter of fact, he's told me so rather plainly.
Pek çok kez açık açık söyledi.
Bright horizontal beam plainly visible from the air.
Parlak ışık huzmesi havadan görülebilir.
I can hear you plainly.
Ben seni çok net duyuyorum.
Miss Robey has demonstrated, very plainly, that she will go to some lengths to deceive me.
Bayan Robey beni kandıracak kadar ileri gittiğini çok açık bir şekilde göstermiş oldu.
Please say what you have to say, plainly and distinctly, and then let me take my nap.
Lütfen basitçe ne diyeceksen de, sonra da kestirmeme izin ver.
- More plainly and more distinctly?
- Daha açık mı söyleyeyim?
Now that I've had time to study it, I can plainly see it's a one-man job.
- bu tek kişilik bir iş.
May I speak plainly?
Açık konuşabilir miyim?
Go ahead, as plainly as you want to.
İstediğin kadar açık ol.
- Couldn't you speak more plainly?
- Daha açık konuşamaz mısın?
- Plainly, there was a curse on the robe.
- Açık ki giysi lanetliydi.
The Martians plainly knew the strategic significance of the British Isles.
Marslılar, Britanya Adalarının stratejik öneminin farkındaydılar.
By the way, darling, here are the sleeping pills and the vitamins... both plainly marked.
Bu arada uyku ve vitamin haplarını getirdim üstlerine ne oldukları güzelce yazdım.
I plainly see my miserable office :
Berbat vazifemi açıkça görebiliyorum :
This is a mousetrap as any fool can plainly see... that is, if he isn't a mouse.
Bu fare kapanını bir aptal bile açıkca fark edebilir eğer o bir fare değilse.
- No, I didn't say that... - You don't think you did, but to me it's spelled out quite plainly. Third place, barely in the money.
Sen öyle sanıyorsun ama ben üçüncü sıradayım.
I show too plainly.
Çok belli oluyor.
Answer me plainly.
Bana açık açık cevap ver.
You were seen clearly and plainly by two people!
İki kişi açıkça görmüş.
Plainly and unmistakably common from her painted toenails to the top of her bleached head.
Düpedüz, bariz biçimde avamdı. Ojeli ayak tırnaklarından boyalı saçlarına kadar.
This is plainly a maneuver for better terms.
Bu sadece daha iyi şartlar için bir taktik.
I plainly have no need to ask yours.
Sizin görüşünüze ise hiç ihtiyacım yok.
As you can plainly see, it was bloody awful!
Açıkça gördüğünüz gibi, kahrolası durum berbat!
But a coffin is waiting for me, so I can say this plainly.
Fakat nasıl olsa ölüm beni bekliyor, bu yüzden açıkça söyleyebilirim.
My dear, Mrs. Lansquenet, would you mind saying plainly what you mean by all this?
Bayan Lansquenet, rica etsem, daha açık konuşabilir misiniz?
Speak plainly.
Açıkça konuş.
In the records it states quite plainly that you made your living from the touch of men.
Tutanaklarda hayatınızı erkeklerin dokunmasıyla kazandığınız çok açık bir şekilde kaydedilmiş.
Could I put it more plainly or fairly, Mrs. Pearce?
Daha açık nasıl ifade edebilirdim Bayan Pearce?
Then speak it plainly if you will.
Öyleyse apaçık konuş.
I hope I haven't offended you by speaking plainly.
- Umarım kızmadınız.
If you are the Messiah, say so plainly.
Eğer sen Mesih isen bunu açıkça söyle.
I don't want any scandal, but there comes a time when one must speak... plainly
Bir skandal yaşansın istemiyorum ama birinin konuşmasının zamanı geliyor. Hem de açıkça. Hemen şimdi her şeyi açıklığa kavuşturalım.
We must know plainly whether you recognize the offspring of Queen Anne... as heirs to the throne.
Açıkça cevap verin, Kraliçe Anne'in çocuklarını tahtın varisi olarak... kabul ediyor musunuz?
Now, we plainly see you are malicious!
Şimdi gerçekten kötü niyetli olduğunuzu görüyoruz!
- Speak plainly, señor.
- Açıkça konuşun, bayım.
You make me feel certain, the way my proposal is sanctioned by the authority of your parents, you would plainly say yes! Ohh!
Ohh!
The others without uniform don't show his face so plainly.
Öteki üniformasız fotoğraflar adamın suratını bu kadar iyi göstermiyor.
Speak plainly. lf l've given you some offense, punish me...
Acik konus.