English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Plain as day

Plain as day translate Turkish

100 parallel translation
I saw him plain as day, looking in the window.
Onu pencereden içeri bakrken gördüm.
It's all here, plain as day.
Hepsi burada, gün gibi açık.
You can see it plain as day.
Bunu açıkça görebilirsin.
- I saw him. Plain as day.
Kanlı canlı karşımdaydı.
Plain as day, I saw him.
Gün gibi apaçık olarak, onu gördüm.
I can see her plain as day.
Onu görebildiğim gün gibi ortada.
It's as plain as day what they want, Jack.
Ne istedikIeri gün gibi ortada.
I saw everything plain as day.
Her şeyi gün gibi gördüm.
You can see her nipples as plain as day.
Göğüs uçları rahatça görülüyor.
OLLIE : Come on, Sheriff, that was a scratch, plain as day.
Yapma Şerif, top deliğe girdi işte.
We saw her plain as day.
Onu çok net gördük.
- Father Da Costa. He saw Fallon plain as day. But Fallon just walked away, let him be.
Fallon'ı gördü ama Fallon öylece yürüyüp gitti, onu öldürmedi.
It's as plain as day. They didn't have to kill the boy.
Gün gibi ortada çocuğu öldürmeleri gerekmiyordu.
There it was, just as plain as day :
Ortadaydı, gün kadar açıktı :
I can see it, plain as day.
Onu görebiliyorum, gün gibi ortada.
Saw it plain as day.
Açıkça gördüm.
It could happen in the next minute, in the next hour but it'll happen. It's as plain as day.
Bir dakika ya da bir saat içerisinde olabilir ama kesinlikle olacak Gün gibi açık.
Found this, anyway, on the beach in the sand, plain as day.
Bunu buldum, bu arada, kumsalda kumun üstünde, çok göze batıyordu.
I seen the trouble plain as day when I was down there on my back before.
Burada yatarken bile problemin ne olduğunu net bir şekilde gördüm.
I'm looking at your name, plain as day.
Adına bakıyorum, gün gibi açık.
He killed them, plain as day.
Hepsini onun öldürttüğü apaçık.
"Control Section" is written there as plain as day!
Kocaman "Denetim Bölümü" yazıyordu!
I'd recognize his killer as plain as day.
Katilini çok iyi tanıyorum.
She spoke as plain as day.
Söyledikleri gün gibi açıktı.
He came home wounded and it was plain as day that Alice didn't know how to be a good wife anymore.
Eve yaralı geldi ve o gün Alice iyi bir eş olmayı artık bilmediğini açıkça gösteriyordu.
Plain as day.
Hem de apaçık.
But everything's written there on the menu, plain as day.
Ama orada bir yığın şey yazıyor.
Right there. Plain as day.
Tam karşında.
I mean, it's plain as day. He's the guy.
Yani gün gibi ortada, adam suçlu.
Two people fell in love and maybe it wasn't approved of, maybe eyebrows would have been raised, but to see them together, plain as day it was real, true love, and it should have been joyful
Aşık iki kişi vardı, belki onaylanmamışlardı, belki kaşlar çatılmıştı, fakat onları birlikte gören herkes için,... bunun gerçek ve doğru bir aşk olduğu gün gibi açıktı. Bu mutluluk verici olmalıydı.
# She puts it to me # # Plain as day #
Bana tutulmuş apaçık
Plain as day.
Gün gibi ortadaydı.
Three k-17 cobra cases, plain as day.
3 adet K-17 kasası, gün gibi ortada.
Fucking plain as day.
Siktir boktan bir gün.
I heard Captain Preston plain as day.
Yüzbaşı Preston'ın söylediklerini çok net bir şekilde duydum.
The guy is standing there dividing up the market, plain as day.
Adam orada durmuş piyasayı bölüşüyor, gün gibi ortada.
And I'm telling you he was at that rest home plain as day.
Ben de sana diyorum ki o gün kesinlikle huzurevindeydi.
- It was, plain as day.
Öyleydi bu gün gibi ortada.
- Plain as day.
Gün gibi açık ;
Op's face, plain as day.
Op'un yüzü, apaçık görülüyor.
Plain as day.
Gün gibi ortada.
Cause of death on this one's plain as day... strangulation.
Ölüm sebebi boğulma.
I'm a scientist, and I dare not study for the fear of seeing more clearly what is already as plain as day to me.
Ben bir bilim adamıyım ve her geçen gün daha net bir şekilde gördüğüm bir gerçeğin üzerinde çalışmaya cesaret edemiyorum.
Heard her plain as day!
- Evet öyle dedi.
Lt's as plain as day.
Gün kadar açık.
There are thousands of them and you can see them plain as day.
Onlardan binlerce var istediğin zaman görebilirsin onları.
"A-Y," plain as day.
"A.Y." Çok bariz.
I saw her as plain as day.
Onu gördüm, gün gibi açıktı.
- Plain as fuckin'day, Bunk.
- Gün gibi aşikar, Bunk.
It's plain as day to everyone that you've been pining.
- Saçmalama.
One look at you, it's plain as day.
Sana baktığımda gün gibi ortada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]