Powerful translate Turkish
13,438 parallel translation
- One of their more zealous members, an old flame of Elijah's, is trying to undo my mother's most powerful spell.
- En hevesli üyelerinden birisi, aynı zamanda Elijah'ın eski sevgilisi annemin en güçlü büyülerinden birisini yapmaya çalışıyor.
The sire link is a facet of her most powerful spell used to protect those she loved most.
Bu efendilik bağı, onun sevdiklerini korumak için kullandığı en güçlü büyüsünün özelliğidir.
Two powerful witches who cannot sense when you're treading on hallowed ground?
Hissedemiyorum iki güçlü cadılar. Eğer kutsal yere ayakla basma yaparken?
I got put in the body of a gormless twit, but you got housed in one of the most powerful witch bodies in the city :
I bir gormless twit gövdesinde koymak var, Ama en güçlü birinde yer var. Şehirde cadı organları, Vincent adlı.
I need a powerful witch that's off the Ancestors'radar.
I atalarının radar kapalı olduğunu güçlü bir cadı gerekir.
They shot her up with something so powerful... there was no saving her.
Onlar kadar güçlü bir şey ile onu vurdu. Hiçbir onu kurtaran oldu.
Now, Lucien's gone, but those same Ancestors, they want to start a war with a family, a very old and powerful family called the Mikaelsons.
Lucien öldü ama Atalar, Mikaelson denilen çok eski.. .. ve çok güçlü aileyle.. .. bir savaş başlatmak istiyorlar.
More powerful, but yeah.
Daha güçlü olanı, ama evet.
By now, she could be just as powerful, and if you still harbor feelings for her...
Şimdiye kadar, o da bu kadar güçlü olabilir.. .. ve hala onun için hislerin varsa..
The most powerful ones are in that box.
En tesirlisi de bu kutuda.
My... my fa, he must've loved her something powerful because they say he went crazy from the grieving.
Babam onu çok sevmiş olmalı ki kederinden delirdiğini söylerler.
Magnus'magic is so powerful, he can invade even the Silent Brothers.
- Magnus'un büyüsü o kadar güçlüdür ki Sessiz Kardeşler'i bile yenebilir.
Now, Magnus is one of the most powerful warlocks I've ever known.
Magnus tanıdığım en güçlü büyücülerden biridir.
Summoning such a powerful demon could be lethal.
Onun kadar güçlü bir iblis çağırmak ölümcül olabilir.
The rune will be far more powerful than anything you've faced so far.
Mühür şu ana kadar yaşadıklarının hepsinden daha güçlü olacak.
He needs your powerful Shadowhunter energy, or something like that.
Gölge Avcısı enerjin lazımmış.
And one day, the prophecy came true, and the prince became a great and powerful king.
Ve günün birinde, kehanet gerçek oldu ve prens güçlü ve büyük bir kral oldu.
Because if there's one thing I learned in combat, it's that the most powerful weapon is knowledge.
Savaşta öğrendiğim tek şey var ki o da en güçlü silah, bilgidir.
What's the second most powerful weapon?
Peki ya ikinci güçlü silah nedir?
I vouched for you with very powerful people in Moscow, who would have far preferred to retaliate against you for framing Mr. Belikov.
Bay Belikov'a oyun oynadığınız için sizden intikam almak isteyecek Moskovalı güçlü insanlara karşı size kefil oldum.
A powerful hurricane has emerged off the Philippine coast, and is projected to move north.
Filipin açıklarında güçlü bir fırtına başgösterdi ve kuzeye doğru ilerlemesi bekleniyor.
Look, I know how powerful this Cup is.
Bakın Kupa'nın ne kadar güçlü olduğunu biliyorum.
They've been a powerful force in the Shadow World and praised for their devotion.
Gölgeler Dünyası'nda etkili bir güç oldular ve sadakatleriyle övgü topladılar.
The Yakuza are a powerful organization with powerful enemies.
Yakuza güçlü düşmanları olan güçlü bir örgüt.
You're very good at making powerful enemies.
Güçlü düşmanlar edinme konusunda gayet iyisiniz.
And you may be smarter and stronger and more powerful than anyone they've ever met... but like I keep saying, they don't get to tell you who you are.
Tanıdıkları herkesten daha akıllı ve güçlü de olabilirsin ama hep dediğim gibi, sana kim olduğunu söyleyemezler.
They're powerful... and they're everywhere.
Güçlüler ve her yerdeler.
The Oculus viewing chamber, our most powerful window into past, present, and future.
Oculus Keşif odamız. Geçmişe, şimdiki zamana ve geleceğe en büyük penceremiz.
Lucy, they're too powerful.
Lucy, onlar çok güçlü.
All-powerful...
Çok güçlü, yenilmez...
Luci, they're too powerful.
Lucy, onlar çok güçlü.
I want to work for a cool, powerful, kickass woman instead of a bunch of angry old white men.
Bir yığın sinirli, ihtiyar, beyaz adama çalışmaktansa havalı, güçlü ve harika bir kadın için çalışmak istiyorum.
And although blood is indeed a powerful bond that can unite us, it can also blind us from seeing the truth.
Ve kan aslında bizi birleştiren güçlü bağ olmasına rağmen aynı zamanda bizi gerçekleri görmemizden alıkoyabiliyor.
She has a powerful effect on people.
- İnsanlar üzerinde güçlü bir etkisi var.
I have had one-on-one Exclusive sit downs with the most influential and powerful people in the world.
Dünyanın en itibarli ve güçlü insanlarıyla özel davetlerde yüz yüze konuştum ben.
This is a very powerful spirit.
Bu güçlü bir ruh.
Powerful, ancient aliens.
Güçlü, kadim uzaylılar.
- Mikey, you see the world in a way no one else does because of your- - - Massive and freakishly powerful imagination.
Mikey, kimsenin göremediği gibi görüyorsun bu dünyayı, çünkü burası senin..... kocaman ve tuhaf bir şekilde güçlü hayal dünyan.
- I'm sensing a huge, powerful presence inside.
İçerde var olan devasa bir güç hissediyorum.
You like to make fun of us. But we're more powerful than you think.
Bizimle dalga geçiyorsun ama biz sandığından daha güçlüyüz.
He doesn't know how powerful we can be.
Ne kadar güçlenebileceğimizin farkında değil.
I should've understood what you're capable of, how powerful you are.
Neler yapabileceğinin, ne kadar güçlü olduğunun farkına varmam gerekirdi.
Let him show the world how powerful we can be.
Bırakalım tüm dünyaya ne derece kudretli olabileceğimizi göstersin.
Using his celebrity, Custer begins meeting with influential politicians in Washington, forming powerful alliances that could help him achieve his new goal of becoming president.
Ününü kullanarak Washington'daki etkili politikacılarla görüşmeye başladı. Kazanacağı güçlü müttefikler yeni hedefi olan başkanlık için yardım edebilirlerdi.
After killing a top agent from the most powerful detective agency in the country, Jesse James and his brother Frank go back to life as usual.
Ülkenin en güçlü dedektiflik bürosunun en iyi ajanını öldürdükten sonra Jesse James ve kardeşi Frank her zamanki hayatlarına geri döndüler.
Sitting Bull calls together other Lakota leaders and tells them of a powerful vision he's had.
... Oturan Boğa diğer Lakota liderlerini topladı ve onlara öngörüsünden bahsetti.
That's a powerful thing to know, it's a powerful faith to have.
Böyle önemli bir şeyi bilmek önemli bir kadere sahip olmak demektir.
But with his success, he's upset some very powerful men.
Fakat bu başarısı bazı güçlü adamları kızdırdı.
And I think that's one of the reasons that makes him so powerful.
Bu kadar güçlü olmasının ardındaki sebep bu bence.
The House has some very powerful allies, including one of the largest landowners in the United States,
Ev'in çok kuvvetli müttefikleri vardı. İçlerinden biri de Birleşik Devletlerin en büyük arazi sahiplerinden biri olan..... Thomas Catron'du.
We do not know the exact nature of this entity, only that it was powerful and malevolent.
Varlığının doğasını tam olarak bilmiyoruz. Sadece çok güçlü olduğunu ve niyetinin kötü olduğunu biliyoruz.
powerful stuff 23
power 545
powers 92
powered 52
powerless 44
power to the people 25
power up 18
power down 16
power's out 27
powering up 16
power 545
powers 92
powered 52
powerless 44
power to the people 25
power up 18
power down 16
power's out 27
powering up 16