Quirk translate Turkish
116 parallel translation
Tell me, suppose through some strange quirk of fate... that Jardinet couldn't get here?
Ya kaderin garip bir cilvesiyle... Jardinet buraya gelemezse?
Miss Kittredge had a quirk at college, too.
Bayan Kittredge'ın üniversitedeyken pek özel bir durumu vardı.
Because of a strange quirk in her character, Jeanne felt a surge of jealousy.
Karakterindeki garip olgulardan ötürü Jeanne, bir kıskançlık dalgasına kapıldı.
Makes it all the more difficult to explain his little quirk.
Bu açıklamamı zorlaştırıyor. O biraz, yani tuhaftır.
Quirk?
Tuhaf mı?
By some awful quirk of fate the Morlocks became the masters and the Eloi their servants.
Kaderin kötü bir cilvesiyle Morloklar efendi, Eloiler de onların hizmetkarı olmuştu.
He's absolutely harmless... except for one small mental quirk.
O kesinlikle zararsızdır. Garip bir takıntısı haricinde.
He has a peculiar quirk. I hate it.
Bu huyundan nefret ediyorum.
A small quirk.
Küçük bir takıntı.
INTO THE BACKGROUNDS AND ORIGINS OF THIS INTERESTING QUIRK OF NATURE.
Bu ilginç doğa sorununun arkaplanı ve kökleri hakkında.
Maybe that quirk of light inspired the very first artist.
Belki şu ışık oyunu, ilk sanatçıya ilham vermiştir.
The patterns were not simply a quirk of iron filings ; they existed in the space around a magnet or an electric current, even in the absence of iron filings.
Motifler demir tozlarının alelade gariplikleri değildi demir tozlarının yokluğunda bile mıknatısların ya da elektrik kablolarının etrafında varoluyorlardı.
I mean, he had this curious quirk... this strange characteristic.
Demek istediğin, şu tuhaf hali vardı... şu garip karakteri.
Yeah, it's a genetic quirk in the, uh, Clavin family that we all have two extra teeth.
Clavin ailesinin genetik bir farklılığıdır. Fazladan iki dişimiz vardır.
Call it a quirk, but I like to know... when one of my best reporters has been mugged.
Raslantı sonucu arıyorum ve ögrendiğim... en iyi muhabirlerimden biri saldırıya ugramış.
It's a quirk.
Garip bir huy.
A quirk?
Huy mu?
And you never know, just because a particular kink or quirk has never appealed to you, it doesn't mean you won't enjoy it if you actually try it.
Sevgilinizle bunu denemezseniz, onun sizin bu farklı dürtülerinizi beğenip beğenmediğinden asla gerçekten emin olamazsınız.
I can't get dressed without one. Little quirk I got.
Bira içmeden giyinemem, bu da benim küçük bir takıntım.
[Students Murmuring] Now, the wife of this couple has an interesting quirk in the bedroom.
Şimdi, bu çiftten bayan olanı yatak odasında biraz ilginçti.
By a curious quirk of fate, we have the perfect story with which to launch our Satellite News Network tonight.
Hoş bir rastlantı sonucu, elimizde bu geceki uydu haber ağımızı başlatacağımız muhteşem bir hikâye var.
Simple quirk of fate.
Kaderin basit rastlantısı.
This is not a mistake or an occasional quirk.
Bu bir hata ya da beklenmedik bir olay değil.
That little personality quirk must have cost you more than a few relationships.
Bu özelliğiniz birkaç ilişkinize mal olmuş olmalı.
It's just a little quirk of mine.
Benim tuhaflığım da bu işte.
Officer Sun... if by some strange quirk we manage to encounter each other again,
Sonra, gerçek bana vahiy edildi. ve artık doğru yolumu biliyordum.
Is what you said a quirk, a joke, a mistake, or nonsense?
Binlerce kraliyet askerinin kükremesinden, ne olabilirdi daha ürkütücü? Kim dayanabilirdi bu tayfuna? Valinin misafirleri panikle kaçışırken, bakın hizmetçilerinin gülünç hareketlerine.
Officer Sun, if by some.. strange quirk, you survive your current situation, and we manage to encounter each other again,
Subay Sun Garip bir rastlantıyla da olsa, O durumdan kurtulursan, ve tekrar karşılaşırsak, umarım Barış Muhafızlarından uzakta ilişkimiz bir dahakine
So you have a physical quirk. Big deal.
Evet, fiziksel bir eksiğin var ;
It's a quirk. I like to discuss fingerprints in person.
Parmak izlerini yüz yüze konuşmak isterim.
Some sort of anthropological quirk of territoriality.
Bölge sınırıyla alakalı bir şey.
How can you reduce everything that I've said to some kind of single quirk?
Söylediğim her şeyi... nasıl basit bir espriye dönüştürebiliyorsun?
But how's that a quirk, Ben?
Bu yeterli değil Ben.
At his age, that is definitely a quirk!
Bu yaştaki bir çocuk için bu bir kusurdur.
One Quirk. How you got this interest in bikes?
Motorlara bu ilgin nasıl başladı?
[Narrator] Tobias, traumatized by the public exposure... returns to an unfortunate quirk.
Tobias, kamuya açıkta kaldıktan sonra travma geçirdi ve talihsiz acayipliğine geri döndü.
Personal little quirk.
Bana özgü tuhaflıklardan biri.
Due to this unusual quirk in the New York state divorce code neither one of my parents can move out of our apartment until their settlement is signed, sealed and delivered.
Bu standart New York boşanma kuralına göre.. ... ebeveynlerimden hiç biri evden taşınamaz.. ... ta ki boşanma ilamı imzalanana, mühürlenene ve ele geçinceye kadar.
It's a quirk.
Sen alışkın değilsin.
It's a genetic quirk.
Bu bir genetik özelliktir.
Hodges has the genetic quirk?
Hodges'da o genetik yetenek mi var?
A quirk of matter.
Maddenin marifeti.
It's simply a quirk of nature, man.
Doğanın garipliklerinden biri.
Just a little quirk of mine.
- Garip alışkanlıklarımdan biri işte.
It's a very rare physical quirk.
Çok ender bulunan fiziksel bir nitelik.
By a quirk of fate, he's called Leon, like the man in the book that Dario gave me to read.
Kaderin cilvesine bak, Leon'muş adı, Dario'nun okumam için verdiği kitaptaki kahramanın adı.
It's simply a genetic quirk, like... blue eyes or flat feet.
O sadece basit bir genetik gariplik. tıpkı... mavi göz ya da düz taban gibi.
But this isn't just another quirk or phobia.
Ama bu sadece başka bir tuhaflık ya da fobi değil.
Quirk.
- Querk?
He has a quirk.
- Cheryl onun niyeti...
Quirk
Tuhaflığı?