Red velvet translate Turkish
168 parallel translation
You'll have a red velvet coat with silver buckles on your shoes.
Senin de kırmızı kadifeden bir palton, gümüş tokalı ayakkabıların olacak.
It goes down like a seraph in red velvet tights.
Kırmızı kadifenin üzerindeki bir melek gibi kayıyor.
Red velvet.
Kırmızı kadife.
He bound his head in a red velvet cloth.
Başına kırmızı kadife kumaş sarardı.
Red velvet maybe?
Belki kırmızı kadife.
The King, upright with the shepherdess under the immense red velvet platform above the throne, silently enjoys his triumph
Kral, çoban kız yanında, tahtın üzerindeki.. .. devasa kırmızı kadife platformun altında.. .. sessizce zaferinin tadını çıkarıyor.
Red velvet wallpaper... gold lamps... and those real good black velvet paintings.
Kırmızı duvar kağıtları, altın lambaları ve gerçek siyah kadife tabloları olan.
When I build my opera house I'll see to it you have your own box and a red velvet armchair.
Opera binamı inşa ederken sana özel bir loca ve kırmızı kadifeden bir koltuk koydurmaya özellikle dikkat edeceğim.
And from the theater I want an armchair with red velvet upholstery.
Bir de, tiyatrodan kırmızı kadife kaplı bir koltuk istiyorum.
Worse, the cake part is red velvet cake.
Daha da kötüsü, pasta kısmı kırmızı pasta.
"The Girl in the Red Velvet Swing," you play a rich old man's mistress.
"Red Velvet Swing Kız," zengin bir yaşlı adamın metresi oynamak.
Red velvet interior.
İçi kırmızı kadifeden.
I just came for the red velvet pillow.
Sadece kırmızı kadife yastık için geldim.
How did you manage to slip through the'50s in red velvet?
'50'li yılları kırmızı kadifeyle mi geçirdin?
like a red velvet pillow.
Kırmızı kadife yastık gibi bir şeye.
" Nancy wore her dress of cherry-red velvet...
"Nancy'nin üzerinde kıpkırmızı kadifeden elbisesi vardı..."
Rodrick, in history who was the President of the Red Velvets?
Rodrick. Tarih, "Red Velvet" lerin başkanı kimdi?
I was thinking about doing a red velvet cake, but I don't know.
Ve pasta... Kırmızı kadife pasta yapayım dedim. Ama bilmiyorum.
It's a red velvet, baby, your favorite.
En beğendiğinden.
Red velvet cupcakes.
Kırmızı kadife kekler.
Um, tomorrow is Lois'birthday, so Katie's gonna make some red velvet cupcakes and bring them to school.
Yarın Lois'in doğum günü. Yani Katie kırmızı, kadife kekler yapacak. Ve onları okula getirecek.
* * Bella lugosi's dead * * * * the bats have lef the bell tower * * * * the victims have been bled * * * * red velvet lines... * * man on tv :.
Çeviri : Remy LeBeau ( Onur Üçler ) İyi seyirler dilerim. Lanetli tepedeki evi eşim parti verebilsin diye kiraladım.
The red velvet's your winner, by the way.
Kazanan kırmızı kadife oldu bu arada.
- The red velvet?
- Kırmızı kadife mi?
Maybe I should have brought my red velvet cake
Belki de bunun yerine kırmızı kadife kekten...
Same kind, red velvet.
Aynısından, kırmızı kadife.
Let's agree on the red velvet.
- Kırmızı kadife olsun.
Oh, the Sheridan family, they ate any number of fruits and vegetables for dinner. Finished with red velvet cake carmine red.
Kırmızı yumuşak kekle bitirdiler, karmin kırmızısı.
Once she gave her a little hood of red velvet. "
Bir gün ona kırmızı kadifeden bir başlık vermiş. "
" Red velvet that suited her so well that she refused to wear anything instead of it.
" Kırmızı başlığı ona çok yakışmış öyle ki, başka bir şey giymek istemezmiş.
I stopped to pick up some red velvet cakes for the picnic.
Piknik için biraz yumuşak kırmızı kek aldım.
Thank You! And we thank You for the sweet potato pie, and, yes, for the scrumptious red velvet cakes from Cooter's!
Ve sana patatesli turta için de teşekkür ediyoruz, ve, evet, Cooter'ın kırmızı yumuşak kekleri için de!
Maybe a slice of red velvet cake'll help you focus.
Belki de bir parça kırmızı yumuşak kek sana yardımcı olur.
You out here running off that red velvet cake, huh?
Burada koşarak kırmızı yumuşak kekleri eritiyorsun, hıh?
- Red velvet.
- Kırmızı kadife.
- The red velvet cake.
- Kırmızı kadife keki.
The red velvet cake.
Kırmızı kadife keki.
Oh, uh, apropos of nothing, uh, I like red velvet cake and close-up magic.
Yeri gelmişken, kadife keki * ve sihirlerden hoşlanırım.
Peanut butter chip, carrot cake and red velvet.
Fıstık ezmeli parçacık, havuçlu kek ve kırmızı kadife.
It was this beautiful red velvet.
Kırmızı kadifedendir ve çok güzeldir.
Sorry you missed the cake- - red velvet.
Pastayı kaçırdığın için üzgünüm... Kırmızı kadife.
I actually saw King Francis himself light it with a torch wrapped in red velvet.
Kral Francis'in bu ateşi meşaleyle yaktığını bizzat gördüm.
In velvet red. With at her throat.
Kırmızı kadife içinde.
You know, with the White Noise and the Black Thunder, and the Red Ramrod, and, uh, the Blue Velvet.
Beyaz Ses ve Kara Fırtına, Kırmızı Çubuk ve Mavi Kadife.
Lookin'like a piece o'red velvet cake, so nice and sweet.
Pasta kadar güzel ve tatlısın.
We get very large coffees, and we split a slice of red-velvet cake, and we gossip, and I eat the whole cake, and you never tell anyone.
Çok büyük kahveler alıp bir dilim Kırmızı Kadife Pastası bölüşürüz. Dedikodu yaparız ve ben bütün pastayı yerim. Sen de kimseye söylemezsin.
It's not pity cake. It's red-velvet cake, and it's delicious, and I think we ought to eat it.
Kırmızı kadife pasta ve çok lezzetli ve bence onu yemeliyiz.
He identified the lipstick that was used to paint a smile on Hayley's face as Daniella Bolan's Velvet Kiss lipstick, Lava Red.
Hayley'nin suratındaki gülücüğün çizildiği ruju belirlemiş. Daniella Bolan-Kadife Öpücük. Lav kırmızısı...
Bottle of water, energy bar, and a tube of Daniella Bolan Velvet Kiss Lava Red lipstick.
Bir şişe su, çikolata ve bir adet "Daniella Bolan-Kadife Öpücük, Lav kırmızısı" ruj.
If I don't decide to do red-velvet cupcakes,'cause that's what all the cool kids are doing right now.
Tabi ben kadife kırmızısı küçük keklerde karar kılmazsam. Çünkü havalı kişiler bunu yapıyor.
I guess we can't have the pineapple-y cake or the red-velvet cupcakes.
Sanırım ananaslı pasta ya da kırmızı küçük keklerimiz olamayacak.