Regulator translate Turkish
216 parallel translation
This is the speed regulator.
- Evet. Bu hız regülatörü.
- Speed regulator, right.
- Hız regülatörü, peki.
Brushes for speed regulator jarred out.
Hız regülatör fırçaları bozuk ses çıkarıyor.
This regulator is not as regular as it was.
Bu regülatör eskisi kadar iyi değil.
Obviously the Chinese are developing an enzyme — some sort of growth regulator that completely erases... the effect of climate.
Belli ki Çinliler bir enzim geliştiriyorlar iklimin etkisini tamamıyla ortadan kaldıran bir tür büyüme düzenleyicisi.
Even if he does make it through the operation, Mr. Dudek will still need his daily injections... the diabetes, the circulatory regulator.
Ameliyat süresince onlarsız yapabilse de, Bay Dudek'in hala gündelik iğnelere ihtiyacı vardı... şeker iğnelerine, dolaşım düzenleyici iğnelere.
You mean the regulator?
Regulatörden mi söz ediyorsunuz?
- I'm assured that he's a top regulator.
- Bahse girerim, üst düzey bir yöneticidir.
- Regulator?
- Yönetici?
You're the only rancher who hasn't met the new regulator.
Yeni yöneticiyle tanışmayan tek kişi sendin.
Regulator - ain't that like a dry-gulcher?
Yönetici? Avcı dan ne farkı var?
Well, a regulator...
Yönetici ha?
Isn't a regulator one of these boys that shoots people and don't never get near'em?
Yönetici, insanlara hiç yaklaşmadan onları öldüren kişilere denilmez mi?
That was the first time I ever heard the term "regulator".
İşte ilk kez o zaman "yönetici" lafını işitmiştim.
- And maybe flush us a regulator.
- Mesela şu yöneticiyi de öldürmek.
Unless we can replace the damaged parts in the main regulator... we're gonna lose our oxygen supply.
Ana hava ayar bölümündeki zarar gören parçaları değiştirmezsek... oksijen desteğini kaybedeceğiz.
You'll take care of business here, and I'll go back to the ship and start working on that regulator.
Buradaki işleri halledeceksiniz, ve bende gemiye dönüp, düzüenleyici üzerinde çalışmaya başlayacağım.
Look at this regulator hose. Tell me that crimp is an accident.
Şu regülatör hortumuna bir göz at ve bana bu kesiğin bir kaza sonucu olduğunu söyle.
Jennifer, take a look at this regulator hose.
Jennifer, şu regülatör hortumuna bir göz at.
Devon, take a look at this regulator hose. Tell me that crimp is an accident.
Devon, şu regülatör hortumuna bir göz at, ve bana bu kesiğin bir kaza sonucu olduğunu söyle.
Wedge, go for the power regulator on the north tower.
Wedge... Kuzey kulesindeki enerji regülatörüne yönel.
Shockgun with regulator...
Regülatörlü şok tabancası.
The regulator tank's still low and can't contain the sun's energy.
Regülatör haznesi hâlâ yetersiz ve güneşten gelen enerjiyi tutamıyor.
We're going to pair up and practice breathing two on the same regulator.
Eşleşeceğiz ve iki kişinin aynı tüple nefes almasını çalışacağız.
Take the regulator and give it to your partner for emergency air.
Regülatörü alın ve acil hava için eşinize verin.
Now you take the regulator in your right hand you take two breaths from it, and then you give it to your partner.
Regülatörü sağ elinize alın iki nefes çekin, sonra eşinize verin.
Regulators! You ain't no regulator!
Düzenleyiciler!
He's a regulator.
McCloskey bizimle.
He pranged his regulator and his mixture got screwed up.
Regülatörünü çarptı ve karışımı bozuldu.
And, uh, over here is our thermal regulator.
Ve, uh, işte burada bizim termal regulatörümüz.
Maybe we can bypass the regulator.
Akış dengeleyicisini pas geçebiliriz.
We can do the flow-regulator maintenance at the same time.
Akış dengeleyicisinin bakımını da aynı zamanda yapabiliriz.
How did you get the antimatter regulator to spray chilli sauce?
Tek bilmek istediğim anti madde regülatörüne biber sosunu nasıl soktuğun?
A spokesman for the nuclear regulatory agency says :
Nükleer regulatör ajansının bir sözcüsü dedi ki :
The Cardassians equipped those conduits with one flow regulator per level.
Kardasyalılar sadece düzlem başına bir akış regülatörü ile bu güç kanallarını donatmışlar.
The antimatter flow regulator is locked open.
Anti maadde düzenleycisinin açığı kapatıldı.
- The flow regulator is frozen.
- Akım düzenleyici donmuş.
- The regulator is not responding.
- Düzenleyici cevap vermiyor.
Looks like a logic lockout in the regulator subsystem.
Düzenleyici alt sistemler kilitlenmiş gibi gözüküyor.
Run phase-lock feedback through that regulator.
Düzenleyici ile geri faz kilidini çalıştırın.
If you don't want that to happen again, reinitiate your regulator sub-compressors, and do a full diagnostic of the intermix chamber.
Eğer bir daha bunun olmasını istemiyorsan, alt kompresör düzenleyicisini yeniden başlatmalısın, ve karıştırıcı bölmesinide tamamen düzenle.
Run a diagnostic on the EPS flow regulator.
EPS akım regülatöründe tanılama çalıştır.
The flow regulator is functioning normally.
Akım regülatörü normal çalışıyor.
The regulator of his artificial heart is fused.
Yapay kalbinin akım düzenleyicisi erimiş.
- Helium regulator on.
- Helyum reaktörü devrede.
The most important thing you can have on a camper is a good butane regulator.
Bir kamping de olabilecek en önemli şey iyi bir bütan regulatörüdür.
The regulator isn't working.
Düzenleyici çalışmıyor.
- The regulator has stabilised the reaction.
Düzenleyici tepkimeyi sabitledi.
Barkley, Chen, the regulator.
BarkIey, Chen, düzenleyici.
Did you document the regulator frequencies?
Düzenleyicinin frekanslarını çıkardın mı?
Helium regulator's closed.
Helyum regülatörü kapandı.