Related translate Turkish
5,884 parallel translation
Ahjumma refers to a non-related female. What's this?
Ne o?
- I ´ m the one who... - Related to Miss Lebleu. - Yes?
Ben Bayan Lebleu ile ilgilenen kişiyim.
- Are you related to the man in the other farm?
Diğer çiftlikteki adamla bir bağlantın var mı?
Fine. Then what do I talk about when something work-related comes up?
İşle ilgili bir konu açıldığında ne hakkında konuşacağım?
Nothing STD-related.
- Cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgisi yok.
Yes, well, it's related.
Evet alakalı.
It's related to an estate case I'm on back in Chicago.
Chicago'da, üzerinde çalıştığım bir miras davasıyla ilişkili.
I've been given the authority to handle all health-related matters on this hill.
Bu şehirdeki tüm sağlık problemleri için yetkim var.
Because all black people are related.
Çünkü bütün zenciler akraba.
Well, we've been drilling down on all facets related to the Chicago attack, and we're closer than ever to finding our culprit.
Şikago saldırısıyla bağlantılı tüm yönleri derinlemesine inceliyoruz ve zanlımızı bulmaya daha da yaklaştık.
Well, it's got to be related.
Olayla alakası vardır mutlaka.
You know, Bug told us that you and Alice were related.
Böcek bize Alice'le akraba olduğunuzu söyledi.
I told her that Alice and I were related'cause she thought I was trying to get in Alice's pants, which I would have eventually.
Alice'e çakmaya çalıştığımı düşünmesin diye akraba olduğumuzu söyledim. Ki eninde sonunda çakacaktım.
So you think it's drug-related?
Uyuşturucu bağlantılı olduğunu mu düşünüyorsun?
But the names frog and toad are largely interchangeable, for all amphibians with this shape are very closely related.
Ama kurbağa isimleri, büyük ölçüde değiştirilebilir. Tüm amfibiler birbirleriyle yakından ilişkilidir.
I don't suppose you're related to Nucky Thompson.
Nucky Thompson ile bir bağın yoktur sanırım.
~ You think the murders are related.
- Cinayetlerin ilişkili olduğunu düşünüyorsunuz siz.
- and everything related to her care.
- ilgili bütün bilgileri öğrenmem gerek.
Which literally translates to "black-and-white cat foot," not "bear foot"... more closely related to raccoons than to bears.
Tam olarak çevirisi de "siyah-beyaz kedi" sınıfında, "ayı" sınıfında değil... ayılardansa rakunlara daha yakın.
A recent national science study of DNA concluded that pandas are actually more closely related to the spectacled bear of South Africa than to raccoons.
En son DNA'lar üzerine yapılan ulusal bilim çalışmaları sonuçlarına göre pandalarla, güney afrikadaki ayıların DNA'ları rakunlardan daha fazla benzer.
That he would lead us somewhere related to where he came out.
Çıktığı yere götürecek bir ipucu olur demiştin.
I just like doing it. - Charlie, your crimes so far have been theft related.
Charlie, şimdiye kadar işlediğin suçlar hırsızlıkla alakalıydı.
Just had some work-related stuff, you know.
Gecikme için pardon millet. İşle ilgili meseleler vardı da bilirsiniz.
Well, I-it's definitely related.
Yani, kesinlikle bağlantılı.
But take a look at the rap sheet- - everything on it is related to bookmaking and racketeering.
Ama görünüşe göre çoğunlukla, şantaj ve şiddetle herşeye sahip olmuş.
Nothing bus-related.
Otobüsle alakalı yok.
I was just making sure we're not related.
Akraba olmadığımızdan emin olmak istemiştim sadece.
It's a sexual arousal related to- -
Cinsel tatmin için uzuvları- -
I'd like to take a moment to personally thank Dr. Amy Farrah Fowler, who you may or may not know is the first woman to co-host a flag or banner-related
Dr. Amy Farrah Fowler'a özel olarak teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bayrak veya simge temalı İnternet bilgilendirme programının ilk kadın yardımcı ev sahibi olduğunu belki biliyor ya da bilmiyor olabilir.
How'bout everything driving performance related,
Sürüş performansıyla ilgili şeyler ne olacak?
You think I'm related to this woman?
Sence bu kadınla akraba olabilir miyim?
What are you doing? Over 30,000 shock-related - accidents happen every year!
Her yıl elektrikle alâkalı 30.000'den fazla kaza oluyor.
What if they're related?
Ya ikisi akraba ise?
OK, maybe they're related and she drives to go visit her son all the time, so of course she would recommend that route.
Tamam, belki akrabalar. Ve her zaman oğlunu ziyarete gidiyordur tabi ki bu yolu önerecekti.
Half of the flash mobs on the Internet are Larry-related.
İnternetteki flash mob'ların yarısı Larry ile alakalı.
I've been calling you all weekend with me-related Intel and I thought maybe you had abandoned electricity.
Bütün hafta sonu seni aradım durdum elektronik aletleri bıraktığını sanmıştım.
I knew they weren't related.
Akraba olmadıklarını biliyordum.
You might be related to him, but you're not like him.
Onunla akraba olabilirsin ama sen onun gibi değilsin.
There's gonna be a lot of bus-related questions in this interview.
Görüşmende otobüsle alakalı çok soru olacak. Hazır mısın?
I realised it related to Deel's.
Deel sendromuyla bağlantılı olduğunu fark ettim.
ARE YOU RELATED TO THE WHITE LOTUS?
Beyaz Lotus ile bir ilginiz var mı?
I can't help but believe that this shooting and the infection are related in some way.
Ben yardım edemem ancak inanıyorum ki, vurulma ve enfeksiyon bir şekilde ilişkilidir.
A drug-related shooting in the same park.
Bana aynı parkta yapılmış, uyuşturucu bağlantısı olan bir vurulma ile ilgili haber göstermişti.
There was a drug-related shooting in stony brook park Around the time rich said he found the money.
Stony Brook Park'ta uyuşturucu bağlantılı bir vurulma olayı olmuş,... Rich'in parayı bulduğu söylediği zamanlarda.
I related Paul's Letter to the Corinthians to individual moral responsibility.
Pavlus'un Korintliler mektuplarını kişisel ahlaki sorumlukla bağdaştırmıştım.
The issue that we're talking about is that there are these chronic diseases related to obesity and diabetes... heart disease, many cancers, gout, hypertension, high blood pressure, possibly Alzheimer's disease.
Bahsettiğimiz problem bazı kronik hastalıklara ilişkin bir problemdir bunlar obezite ve şeker hastalığı, kalp hastalıkları, kanser türlerinin çoğu, gut, hipertansiyon, yüksek tansiyon, ve muhtemelen Alzheimer's hastalığı
There's a perception abroad that the problems with obesity and diabetes may be related to alcohol, but here at Amata it's been a dry community ever since it was established, so all of the health problems, including diabetes and kidney failure, is all related to the diet.
Yurt dışında şöyle bir algı var obezite ve şeker hastalığı ile ilgili problemler alkole ilişkin olabilir, ancak burada kurulduğu zamandan beri kuru bir topluluk olan Amata'da şeker hastalığı, böbrek yetmezliği dahil olmak üzere tüm sağlık problemleri beslenme biçimi ile alakalı.
It's directly related to poverty.
Bu durum doğrudan fakirlikle alakalı.
Often skin conditions are related to poor liver functioning.
Çoğunlukla cilt sorunları zayıf işleyen karaciğer fonksiyonlarına bağlıdır.
But you are related to them.
Ama onlarla akrabasınız.
But how it this related to Helena?
- Bize göre Helena ve diğer çocuklara...