English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Romancing

Romancing translate Turkish

91 parallel translation
Somebody's romancing Yellow Hand.
Biri Sarı El'i kandırıyor.
♪ To me it's romancing out loud ♪
"Bana göre bu sesli romantizmdir"
When I went romancing
Aşk macerasına atıldığımda
When I work on a picture, it's like romancing a girl.
- Bir film üzerinde çalışırken, aşık olan bir kız gibiydi
Neilson was romancing Miss Elliott and...
Neilson Bayan Elliott'a aşıktı ve...
Romancing a dame is one thing, but playing around with somebody else's wife is something else.
Bir bayana kur yapmak bir şey, başkasının karısıyla oynaşmak başka bir şey.
Your backdoor romancing split us up once already.
Gizli aşk kaçamakların bizi bir kez daha ayırdı.
Look, you guys, with me romancing a girl is a hobby, not a business.
Bakın, benim için bir kıza yazmak bir hobidir. İş değil.
- Oh, stop romancing!
- Saçmalamayı kes!
"... some quick romancing, and then a shower.
" Biraz aşk, çabuk tarafından, sonra bir duş
You're romancing.
Abartıyorsun.
Had a man said this, I would've thought he was romancing my wife.
bir adam bunu nasıl söyler, ama karım son zamanlarda daha romantik biri oldu.
# I don't know why, I just do # you never seem to want my romancing
# Sebebini bilmiyorum ama oluyor işte # Romantizmimden eser yok sende
And on warm summer nights all through the neighbourhood... you would hear young Italian men romancing their women.
Sıcak yaz geceleri tüm mahallede genç İtalyan erkeklerinin kadınlarına kur yapış seslerini duyardınız.
Here you are romancing somebody else.
Ve sen başkasıyla romantizm yapıyorsun.
Ok, so I'm not as good as Xena...,... but my plan would have worked if you had followed it instead of romancing Cleopatra.
Tamam, yani ben Zeyna kadar iyi değilim, ama planım işe yarayabilirdi... Kleopatra'yla romantizim yaşayacağına planı takip etseydin.
You got The Sperminator, Romancing the Bone, Little Oral Annie...
Bir düşünsene. Sperminatör, Kemiklerin Aşk Hikâyesi, Küçük Oral Annie...
The press says you're romancing my girl
Basının dediğine göre benim kızımı ayartıyormuşsun.
Romancing his new find Kamini.
Yeni dalgasi Kamini ile gönül eglendiriyor.
I gotta stop kidding myself, romancing my...
Romantiklik yaparak kendimi kandırmayı bırakmalıyım...
It is, I'm afraid, all the romancing'I have in me at this time.
Bu, maalesef, şu anda içimden gelen tek romantik hareket.
Fighting troglodytes and romancing demon princesses.
Mağara adamlarıyla savaşırsın ve egzotik iblis prenseslerle aşk yaşarsın.
Well according to her friends, she's been romancing some young stallion for over a month.
Arkadaşlarının dediğine göre bir aydan uzun süredir genç bir aygırla birlikteymiş.
The long-lost "Romancing Eyes".
Uzun zaman önce kaybolan "Romantik Gözler Tekniği."
- Nothing, I'll handle it " This is the first time I see a boy romancing a girl in a truck! Nice style.
hiç bir şey, konuyla ilgileneceğim ilk defa bir gencin bir kıza kamyonda kur yaptığını görüyorum güzel bir yol hangisi oğlan kız için elinden geleni yapacaktır, sorun ne?
I know.. - you wrote... theatre. - wrestling bouts romancing all those chorus girls ; right?
- Güreşçilerin Mücadelesi korodaki kızlar ; değil mi?
At some point, amidst your frolicking and romancing,
Tam bu anda, eğlenirken ve romantik davranırken,
What routine? The romancing, the alien priestess.
- Uzaylı rahibeyle romantik ilişki kurmak.
Must Be romancing, what else!
Biraz romantik olmalısın.
Sameer, your wife's Boyfriend was romancing with another girl!
Sameer, eşinin erkek arkadaşı diğer kızlara çok romantik davranıyor.
* Gonna take her home,'cause she's over romancing. *
* Gonna take her home,'cause she's over romancing. *
- did you ever see a dream romancing? - James?
Bir düşü kur yaparken hiç gördün mü?
You're acting as if I didn't go for singing, but for romancing.
Sen oynuyorsun eğer şarkı söylemeye gitmeseydim, hikaye anlatıyorum
Who would one day meet a most incredible fate, Full of fighting! Romancing!
Günün birinde inanılmaz mücadeleler aşklar ve canlı yem olma kaderiyle kalacak karşı karşıya.
And now back to Romancing the Stone.
Ve şimdi Taş'ın Macerası.
Coming up at 11 : 00, Quahog police return to active duty after giving up the search for fictitious Romancing The Stone character
Saat 23 : 00'de Quahog polisi Taş Macerası hayali karakteri... Elaine Wilder'ı aramaktan vazgeçti ve kente... aktif görevlerine geri döndüler.
Romancing a girl takes money.
Bir kız ayarlamak para istiyor.
That guy romancing your friend... He's a killer.
Arkadaşını kendine aşık eden bu herif bir katil.
Sanjay Singhania is romancing our lead model?
Yani Sanjay Singhania ilgisi olduğunu bilirse,
I saw Romancing the Stone.
Romancing the Stone'u izledim.
That one such landmark film was Romancing the Bone.
Öyleki dönüm noktası olan Romancing the Bone filmi olmasın.
Are you romancing me, or that machine?
Sen bana mı aşıksın yoksa bu makineye mi?
And I need to start romancing you a little more, just like I did when we first were married. I miss those days, Lou.
Bir zamanlar olduğum gibi romantik olmaya başlamam gerek, o günleri özlüyorum Lou.
And one night he's gonna be romancing her with that stick and his heart is gonna explode and she's trapped under 600 pounds of flaccid, sweaty, fish belly cellulite that's moving like the tides of the ocean
Ve bir gece o sopayla romantizm yaparken adamın kalbi patlayacak ve kız da 250 kiloluk yumuşak, terli, balık eti selülitin altında kalacak.
We'll be singing dancing hot romancing fun all the time.
Romantizm, eğlence içinde şarkı söylüyoruz.
We'll be singing dancing hot romancing fun all the time.
Şarkı ve dans bizi romantizm ateşiyle eğlendirecek.
You're romancing an 80-year-old woman for a car?
Arabası için, 80 yaşında bir kadına kur mu yapıyorsun?
Jeffrey, as debate coach, I'm offering you an opportunity to spend a night drinking from the cup of life rather than romancing your nether regions in front of the E!
Jeffrey, münazara koçu olarak, sana bütün geceyi E! kanalı önünde alt bölgelerinle romans yaşamak yerine hayatın kadehinden içmeye davet ediyorum.
He's romancing them whether they want it or not, and he's got the social skills to back it up.
İsteseler de istemeseler de romantizm yaşatıyor. Bunu yapacak sosyal yeteneklere de sahip.
- Romancing the workers, again?
- Çalışanlarla cilveleşiyorsun gene?
While romancing me, your motor speed may race...
# Beni düşünürken, motor hızın artabilir #

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]