English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sarah

Sarah translate Turkish

19,338 parallel translation
How much does Sarah know?
Sarah, ne kadarını biliyor?
Just... go for a coffee with Sarah or something.
Sarah ile felan kahve iç.
SARAH : Let's get coffee.
Kahve içelim hadi.
Thank God for you, Sarah.
Allah razı olsun Sarah.
Could you do that, Sarah?
Sen olsan yapabilir misin Sarah?
Sarah didn't tell me.
Sarah bana söylemedi.
You called Sarah?
Sarah'ı mı aradın?
- Sarah, I should...
- Sarah, Ben...
Why did you have to come back to Waterbury, Sarah?
Neden Waterbury'e geri döndün Sarah?
Sarah, I'm just trying to keep this thing a float here.
Sarah, ben işleri sürdürmeye çalışıyorum burada.
Sarah, you didn't even know ariel.
Sarah, Ariel'ı tanımıyordun bile.
Sarah, it's not a matter of thinking.
- Sarah, bu düşünce meselesi değil.
Sarah, please.
- Sarah, lütfen.
Sarah, listen to me.
Sarah, beni dinle. Burada bir şeyler dönüyor ve hepsi Ariel ile alakalı.
This isn't the first time I've had to tell you, sarah.
Bunu sana ilk defa söylemek zorunda kalmıyorum Sarah.
I, what, sarah?
Ben, ne Sarah?
Come on now, sarah.
Hadi ama Sarah.
That sounds like pride to me, sarah.
Bu bana kibir gibi geldi Sarah.
I was not A murderer, sarah!
Ben bir katil değildim Sarah!
Sarah!
Sarah!
There's nowhere to run, sarah!
Kaçacak bir yer Sarah!
No, sarah.
Hayır Sarah.
Sarah, I need to go.
- Sarah, gitmem gerek.
Hi nancy, I'm sarah.
Selam Nancy. Ben Sarah.
Sarah.
Sarah.
- I was not a murderer, Sarah!
- Ben katil değildim Sarah! - Hayır!
How much does Sarah know?
- Sarah ne kadarını biliyor?
Those texts were personal, not news.
O mesajlar özeldi, haber malzemesi değil. - Sarah, ben -
Sarah, it's not a matter of thinking anything.
- Sarah, bu düşünce meselesi değil.
And I'm embarrassed, Sarah.
Ve mahcup oldum Sarah.
Right. I'm going to get Sarah.
- Ben Sarah'yı almaya gidiyorum.
Okay, Sarah, listen. Um... What?
- Pekâlâ, Sarah, dinle...
We still haven't ruled Dylan out as a suspect, Sarah.
- Dylan hâlâ şüpheli listesinde Sarah.
How are you supposed to know, Sarah?
- Nereden bilecektin Sarah?
My sources tell me that Tom Winston made the cut. As did your wife, Sarah Bennett.
Kaynaklarım sırada Tom Winston ve karın Sarah Bennet'in olduğunu söyledi.
Well, assuming my information is correct, can you think of any reason why Sarah would be a target?
- Bilgimin doğru olduğunu varsayarsak Sarah'ın neden hedef olabileceğine dair bir şey düşünebiliyor musun?
Tom Winston is a murderer, but what did Sarah do... to be on The Executioner's radar?
Tom Winston bir katil. Ama Sarah Celladın radarına girmek için ne yaptı?
Sarah Bennett and...
Sarah Bennett ve...
Just meet me at the station with Sarah.
Merkezde görüşürüz.
You're not safe, Sarah.
Güvende değilsin Sarah.
You lied to Sarah.
Sarah'ya yalan söyledin.
- Sarah...
- Sarah...
- Sarah is dragging you down.
- Sarah seni aşağıya çekiyor.
You use Sarah, but she used you right back.
Sarah'yı kullandın ama o da seni kullandı.
Dylan, have you heard from Sarah?
- Dylan, Sarah'dan haber aldın mı?
You had one job, to protect Sarah.
Sarah'yı koruman gerekiyordu.
We need to focus on finding Sarah.
Sarah'yı bulmaya odaklanmalıyız.
[Chains moving] Sarah might've told you,
Sarah sana söylemiş olabilir,
Sarah.
- Sarah.
Sarah, go back upstairs.
- Sarah, yukarı çık.
We gotta ping from Sarah's cell phone.
- Sarah'nın telefonundan sinyal aldık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]