Secretive translate Turkish
635 parallel translation
She's a werewolf hunter, and Scott's a werewolf now, so they have to be very secretive with their love.
Bu yüzden ilişkilerini saklamak zorundalar.
Don't be so secretive.
Böyle ağzı sıkı olma.
But you've got a reputation for recklessness that can't be glossed over. Then you're so secretive.
Ama üzeri örtülemeyecek kadar dikkatsiz olmak gibi bir ünün var Dahası çok da ketumsun.
Manderley- - secretive and silent.
Manderley... gizemli ve sakin.
He had been strangely secretive about his latest painting, and lord henry, sensing a mystery, determined to discover what it was that his friend wished to conceal.
Son resmi hakkında oldukça az şey söylüyordu, ve Lord Henry, bir esrar seziyordu. Arkadaşının ne saklamak istediğini keşfetmek konusunda oldukça kararlıydı.
Why are you being so secretive about it?
Ve onun hakkında neden bu kadar esrarengiz davranıyorsun?
Why so secretive?
Bu ketumluk neden?
And you, acting so upset and secretive, as if you felt guilty!
Ve sen de suçluluk hissediyormuşsun gibi garip ve suskun davranıyorsun! O adam da öyle!
How secretive of him.
Ne kadar sırlarla dolu bir insan.
Come on, Ralph, don't be so secretive.
Hadi ama Ralph, bu kadar ketum olma.
No secretive music performed on a glass harmonica behind the curtain?
Perdenin arkasından gelen cam mızıkasının melodisi?
Or will you, too, be secretive?
Yoksa sen de sır küpü mü olacaksın?
He's so sweet with you, you secretive little thing.
Aranızdan su sızmıyor, seni sır küpü küçük şeytan.
For meeting you in secret so we can be secretive.
Gizli kalması için seninle gizli buluşmaların.
Something secretive and whispery... and indecent.
Çok gizli, sinsice birşeyler... ayrıca edepsizce.
Your friend was very secretive.
Arkadaşın çok ketummuş.
And husbands are supposed to be secretive.
Ve kocaları da ağzı sıkı.
You said yourself he's secretive.
Onun kapalı bir kutu olduğunu kendin söylemiştin.
Such characters exist, but they are secretive rather than mysterious.
Öyle insanlar var, fakat onlar gizemli olmaktan çok gizliler.
Geneviève is sad, secretive, independent :
Çok mutsuz, kendi hâlinde kapalı bir kutu oldu.
My husband was very secretive, he never told me who he saw or where he went.
Kocam çok sırcı biriydi. Bana asla kimi gördüğünü veya nereye gittiğini söylemezdi.
Now, it's not like my children to be secretive.
Benim çocuklarım gizli kapaklı işler çevirmez.
We're not being secretive, Father.
Gizli kapaklı iş çevirmiyoruz baba.
"The Silent and Secretive Pete Aron."
'Sessiz ve Kapalı Kutu Pete Aron'
You know, Harvey is so secretive.
Biliyor musunuz, Harvey çok ketum biri.
Stealth and secrecy are our only hope... and you gentlemen are, I trust, stealthy and secretive.
Tek umudumuz kamuflaj ve gizlilik. Ve inanıyorum ki siz karda gezip izinizi belli etmezsiniz.
Stop being so secretive.
Kapalı kutu olma artık.
You're just as secretive as ever.
Her zamanki gibi kapalı kutusun.
The fig is a very secretive fruit.
İncir sırlarla dolu bir meyvedir.
And so English, so secretive.
Tam İngiliz tarzı, çok gizemli.
You know, he really didn't like to talk about his work, he was very secretive.
Malum, kendisi işi hakkında konuşmayı pek sevmezdi, tam bir sır küpüydü.
Mattei is not secretive.
Mattei ketum biri değildir.
Maybe he lives with someone. No one knows. He's very secretive.
Belki şimdi birisiyle yaşıyor ama hiçbir şey bilmiyorum.
Being deceitful and secretive became second nature to me.
Yalancılık, hilekarlık ve ketumluk benim ikinci kişiliğim olmuştu.
The Seven-Ups are a very highly secretive investigative unit... within the police department.
Seven-Ups, polis teşkilatı içerisinde... çok gizli bir araştırma birimidir.
The super secretive celebrity... went all out for world fame... won it, and then got to be more famous trying for privacy.
Gizemli ünlü, önce dünyaca bilinen bir üne kavuşuyor... ve sonrasında özel hayatındaki mahremiyet çabalarıyla... daha da ünlü oluyor.
I don't know their relationship, they were very secretive what did he look like?
Aralarındaki ilişkiyi bilmiyorum, tam bir kapalı kutulardı. Adam nasıl biriydi?
The secretive Norwegian summer night.
Norveç'in gizemli yaz gecesi.
He's secretive... he's secretive, but a decent man.
Ağzı sıkı... ağzı sıkıydı ama iyi bir adamdı.
See, he was a secretive old fellow.
Görüyorsunuz, o gizliliği seven ihtiyardı.
The more secretive you are about your life... the more it arouses people's interest.
Hayatınızdaki bu fazla gizlilik,... insanların fazla ilgisini çekiyor.
I know people think me unnecessarily secretive.
İnsanların beni gereğinden fazla ketum bulduğunu biliyorum.
If I were you, I'd be secretive.
Sizin yerinizde olsam, ben de ketum olurdum.
Withoutno apparentreason, he was killed by a secretive man.
görünürde bir sebep olmaksızın, gizemli biri tarafından öldürüldü.
But one daylater, a secretive man came lookingforhim...
Ama bir gün sonra, Gizemli bir adam onunla konuştu...
Who was the secretive man?
Gizemli adam kimdi?
Your gorgeous... secretive smile.
Çok iyisin... tebessüm.
You're being secretive.
Ketum olmaya başladın.
But, Arnold, must you be so secretive?
Ama Arnold tatlım, bunca gizliliğin sebebi ne olabilir?
Because this year the corrupted officials have... hidden their money at a more secretive place
Çünkü bu seneki rüşvetçi memurlar... paralarını çok daha gizli bir yere saklamışlar
Patrice was someone who was secretive.
Patrice çok içine kapanık bir insandı.
secret 238
secrets 112
secretary 332
secretly 79
secret mission 16
secrets and lies 25
secretary of state 33
secret service 148
secretary mccord 22
secrecy 23
secrets 112
secretary 332
secretly 79
secret mission 16
secrets and lies 25
secretary of state 33
secret service 148
secretary mccord 22
secrecy 23