Sent translate Turkish
49,337 parallel translation
T-The Council of Ricks sent us.
Rick'ler Konseyi yolladi bizi.
- They sent someone here to kill him.
Onu öldürmesi için birini yolladılar.
They sent him a warning after they cut off his head off?
Onu, kafasını kestikten sonra mı uyardılar?
Yeah, I sent the invoice 12 days ago.
Evet, faturayı 12 gün önce gönderdim.
The king sent me to greet you here.
Kral beni selamlamak için gönderdi.
I want the girl cleaned up and sent to my chambers.
Kızı temizleyip odama gönderilmesini istiyorum.
In the Congo, a family of six live on 10 cents a day.
Kongo'da altı kişilik bir aile günde 10 sent ile yaşıyor.
They sent my wife a sex tape.
Karıma bir seks kasedi gönderdiler.
I am in receipt of the documents you sent.
Gönderdiğiniz belgeleri aldım.
The envelope you sent was addressed to me specifically.
Gönderdiğiniz zarf benim adımaydı.
I never sent anything to...
Oraya bir şey yollamadım.
Again, it was on the note you sent.
Tekrar edeyim. Gönderdiğiniz notun üzerinde yazıyordu.
Who sent the note to the IRS.
Vergi Dairesi'ne notu gönderen.
It begs the question, sent by whom? And why?
Doğru farz edersek, kim tarafından, ne sebeple gönderildi?
After phoebe went silent, The donnager was sent to investigate.
Phoebe'nin sessizliğe gömülmesinden sonra Donnager soruşturma için gönderildi.
Maybe it's the one about why the rock I sent you to. Exploded into a nuclear fireball? Or what happened to the opa operative
Acaba sizi gönderdiğim kayanın nükleer bir ateş topunda niye patladığı hakkında mı yoksa bulmanız için görevlendirdiğim DGİ teknisyenine ne olduğu hakkında mı?
"Defy us, we wipe you out." message sent.
"Bize başkaldırırsanız sizi yok ederiz." mesajı yollandı.
The protomolecule wasn't sent here by accident.
- Tabii ki kılar! Protomolekül buraya kazara yollanmadı.
It was sent to hijack life on our planet for its own ends.
Kendi sonu için gezegenimizdeki hayatı kaçırması için yollandı.
He could get sent away for 15 years.
15 yıl cezaya çarptırılabilir.
It's about that photo you sent me.
Bana gönderdiğin fotoğraf için aradım.
Did you get the photos I sent?
Gönderdiğim fotoğrafları aldın mı?
That guy in the photo you sent me?
Bana gönderdiğin fotoğraftaki adam.
Who sent it?
Kim gönderdi?
I filled out a contact report and I sent it up the chain.
İletişim raporu doldurup üstlerime gönderdim.
What sent you into this tailspin? Can you tell me that?
Seni bu kargaşaya sokan ne oldu, anlatabilir misin?
The guy you sent.
Şu gönderdiğin adam.
The guy you sent. Where is he?
Gönderdiğin adam nerede?
Was it you guys who sent the car for me this morning?
Bu sabah bana araba gönderen siz miydiniz?
David, you sent me out there to personally assure people this would never happen. You...
David, böyle bir şey olmayacağına dair insanları bizzat temin etmem için beni gönderdiniz.
You got sent down IED Alley every single day for a whole year.
IED Alley'yi gönderdin Bütün bir gün boyunca bütün bir yıl.
We've heard a lot about how Captain Keane stayed on base, sent his men into enemy fire.
O'KEEFE : Yüzbaşı Keane'in nasıl olduğunu çok duyduk. Üssünde kaldı, adamlarını düşman ateşine gönderdi.
Three weeks ago, I was sent to Abu Dhabi to vet an Israeli operation against Farhad Nafisi.
Üç hafta önce, Abu Dhabi'ye gönderildim. Bir İsrail operasyonunu Farhad Nafisi'ye karşı tutmak için.
Oh, I sent Zach away.
Zach'e gitmesini ben söyledim.
- And if I'd sent him home?
- Ya eve gönderseydim?
And just days ago, Alfred has sent his very own priest.
Daha birkaç gün önce Alfred kendi rahibini gönderdi.
I've been sent to take the souls of both Kjartan and his son. Attack...
Kjartan'ın ve oğlunun ruhlarını almak için gönderildim.
Then you believe he was sent by Odin to take my soul?
Peki ruhumu alması için Odin tarafından gönderildiğine inanıyor musun?
They just sent a guy up, measures me.
Ölçümü almaları için birini yolladılar.
Did you get the money I sent you?
Sana gönderdiğim parayı aldın mı?
So, I thought you were sent by God.
Bu yüzden Tanrı tarafından gönderildiğini sandım.
Sent with a message just for me.
Bana bir mesaj getirdiğini.
I need you to pull up that photo you sent me.
Bana gönderdiğin fotoğrafı kaldırmanı istiyorum.
And every time you sent me a letter with a new Matt Lib in it, that's who it was addressed to- -
Ve bana her mektup gönderdiğinde içinde yeni bir Matt Lib vardı, ve şöyle diyordu.
The physicists who sent me through told me the first person to use the machine was the guy who invented it.
Beni gönderen fizikçiler bu makineyi ilk kullananın onu icat eden kişi olduğunu söylediler.
I sent two of my best men to retrieve her.
En iyi iki adamımı onu alsınlar diye gönderdim.
And she sent a note.
Haber gönderdi.
She sent it?
O mu gönderdi?
After you fled, the pirates sent warnings to the other estates that... any violence done to the slaves in their possession for what happened here would be answered.
Siz kaçtıktan sonra korsanlar diğer çiftliklere ellerindeki kölelere misilleme yapılırsa sert bir yanıt alacaklarına dair haberler gönderdi.
The moment I realized what was about to happen, I sent men to find you.
İşlerin ne hale geleceğini kavrar kavramaz seni bulsunlar diye adam gönderdim.
Heaven sent.
Tanrı yolladı.