English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Shameful

Shameful translate Turkish

797 parallel translation
Admit it, you shameful woman.
" İtiraf et, seni utanmaz.
How shameful for them as they prepared to get my 18,000 francs!
Benim 18 bin frankımı götürmeye çalışmaları ne kadar utanç verici!
" Mr. President of the republic permit me to tell you that your record without blame so far is threatened with a most shameful blot :
" Sayın Cumhurbaşkanı müsaadenizle söylemeliyim ki kayıtlarınızdaki açıklanmamış suçlar utanç verici bir lekeye tehdit oluşturuyor :
That's fine thanks I get for bringing him home... and not leaving him in this shameful condition.
Onu bu utanç verici halde bırakmayıp eve getirdiğim için aldığım teşekkür bu demek.
While you will be your meal I go with my boat front of the house It is shameful!
Siz bu gece ziyafet verirken evinizin önünden geçiyor olacağım.
- Oh, it's too shameful.
- Çok utanç verici.
- Isn't that shameful?
- Ne kötü.
There's nothing shameful or frightening about it.
Bunda utanacak ya da korkulacak bir şey yok.
I hope that that shameful episode in your life is past.
Umarım, hayatının bu utanç verici dönemi geçmişte kalmıştır.
- Absolutely shameful.
- Kesinlikle utanç verici!
That's what's so shameful about it all.
Bu kadar utanç verici olan bu işte.
It's shameful!
Bu utanç verici!
What's shameful is a lowly Barrigni striking a Deburau, treacherously, in public!
Utanç verici olan şey, aşağı seviyedeki Barrigni'nin bir Deburau'ya vurmasıdır ; hem de haince ve topluluk önünde.
This protection now enables you to become... parties to an outrageous and shameful miscarriage of justice.
Bu korumayla ikiniz adaletin yerini bulmasını çok çirkin, utanç verici şekilde engellemiş oluyorsunuz.
Shameful.
Utanç verici!
Absolutely shameful!
Kesinlikle, utanç verici!
Ay, that incestuous, that adulterate beast, with traitorous gifts won to his shameful lust the will of my most seeming-virtuous Queen.
Evet, o haram arzulara susamış hayvan, şeytanca hediyelerle, iğrenç emellerle çeldi yüreğini o melek görünüşlü kraliçemin.
Her victories will be remembered as the most shameful episode of history.
Zaferleri tarihin en utanç verici bölümünde hatırlanacak.
But for my conscience sake I cannot witness what seems to me but a preconceived and shameful farce.
Bu gibi düzmece ve utanç verici bir maskaralığa şahit olmaya vicdanım el vermiyor.
Did he say anything shameful to you?
Size utanılacak şeyler söyledi mi?
Shameful?
Utanılacak mı?
Shameful neglect.
Utanç verici ihmalde.
When the history of this sunbaked Siberia is written... these shameful words will live in infamy :
Bu güneşten kavrulmuş Sibirya'ya benzeyen yerin tarihi yazıldığında bu yüzkarası sözler rezaletle anılacak.
More shameful debts and extravagance.
- Utanç verici yeni borçlar ve müsriflik mi?
It is shameful, but who will help us if we do not help ourselves?
Bunu yapmak zorunda olduğum için yazıklar olsun. Zavallı ben. Kimse bana yardım etmek istemiyor.
It is shameful at your age ".
Bu yaşta utanç verici. "
Make sure you don't do anything shameful, understand?
Utanç verecek şeyler yapma, tamam mı?
- It's true, I lost all my dignity, for a wretched, illicit love, a shameful love.
- Gerçekten, bütün itibarımı sefil, kanunsuz bir aşk utanç verici bir aşk için yitirdim.
Such feelings of love are fine when you are nineteen or twenty years of age but when you are an old woman of sixty like I am then it's just shameful
Böyle bir aşk genç iseniz ne kadar da güzel. Ama benim gibi 60 yaşındaysanız elinizde utançtan başka bir şey olmaz.
How shameful, how shameful!
Ne ayıp, ne ayıp!
I never thought I was doing anything shameful
Utanılacak bir şey yaptığımı düşünmüyorum.
- Your treatment of her... - has been absolutely shameful.
- Ona gerçekten rezalet davrandın.
No lawyer would take on such a shameful case.
Bu denli utanç verici bir davayı hiçbir avukat üstlenmez.
SHAMEFUL. MR. ROBINSON WILL ANSWER FOR IT.
Bay Robinson bunun hesabını verecek.
Not only is this man the Black Fox, but he and his despicable accomplice, have the shameful effrontery, to shelter in this castle, the miserable child, they would put on your very throne!
Bu adam sadece Kara Tilki değil, o ve onun aşağılık suç ortağı, bu kalede sakladıkları sefil çocuğu, tahtınıza oturtacaklardı!
My lord, you do me shameful injury falsely to draw me in these vile suspects.
Lordum, bu asılsız ve korkunç suçlamalarla bana böyle hakaret etmeniz çok ayıp!
I did something shameful to her.
Onu utandıracak bazı şeyler yaptım.
- Isn't the black market shameful?
- Karaborsa utanç verici bir iştir.
It was shameful the way those two were carrying on.
İkisi bu utancı paylaşıyorlardı.
Oh, that's a shameful way to behave with the nice professor.
Oh, nazik bir profesöre yakışan bir davranış değil.
I think it is shameful the way some plants are allowed to loaf all night when they could be growing.
Sanırım, bazı bitkilerin büyürken bütün gece başıboş bırakılmaları utanç verici.
Something shameful?
Utanç verici bir şey?
- You make it shameful and filthy!
- Onun adını karalamak istiyorsun!
It is too shameful.
- Hayır, çok utanç verici.
It is neither shameful nor unfortunate for a girl to give birth.
Bir kızın doğum yapması ne utanç verici ne de talihsiz bir olaydır.
Shameful. Shameful.
Utanç verici.
Excuse me, sir, isn't it shameful that a girl of her age is afraid to go by herself to milk the cow in the barn?
Affedersiniz, onun yaşındaki bir kızın kendi başına ahıra gitmeye korkması utanç verici değil mi?
You have disgraced me in a shameful way.
Beni utanç içinde bıraktın.
Your shameful slumber has lasted far too long.
Utanç içinde uyukladığın yeter artık.
It's a shameful turn of events.
İşlerin bu hale dönmesi utanç verici.
Shameful, ignominious.
Utanç verici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]