English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sharpener

Sharpener translate Turkish

93 parallel translation
If that's the knife sharpener, take him around to the back.
Gelen bileyciyse onu arka tarafa götür.
An electric pencil sharpener.
Elektrikli kalemtraş.
An electric toothbrush, a transistor fridge, an electric blade sharpener.
Elektrikli dış fırçası, transistörlü buzdolabı, elektrikli bıçak bileyici.
Do you want it? It's a pencil sharpener
Bu kalemtıraşı ister misin?
The skate sharpener, the massage table, the Jacuzzi, our bus...
Paten bileyicisi, masaj masası, Jacuzzi, otobüsümüz...
Luckily it's just a pencil sharpener.
Neyseki sadece kalemtraşmış.
I've only got one sharpener.
1 tane.
But no sharpener... because in a week they'd be... this tiny so you couldn't hold them
Kalemtraş yok ama çünkü kalemtraş olursa küçülürler ve sen onları tutamazsın.
Excuse me, do you have a sharpener or a pair of scissors?
Af edersiniz, yanınızda bıçağa benzer bir şey var mı?
Rise, poet, and take the feather-sharpener.
Kalk şair, tüy açıcıyı da eline al.
Our pet dog... school sports day... being scared by gross horror comics... longing for an electric pencil-sharpener...
Köpeğimiz, beden dersleri.. .. korku çizgi romanları.. .. elektrikli kalemtıraşlar.
Triangle sharpener
Maket bıçağı
The latinum tooth-sharpener I used when we were children.
Bak abi. Çocukken kullandığım latinyum diş bileyicisi.
It's a Ferengi tooth sharpener.
Bir Ferengi diş bileyicisi.
He confiscated everything made of tin. And then he sent us home early because he got his beard caught in the pencil sharpener.
Sakalı kalemtıraşa sıkıştığı için bizi eve erken gönderdi.
Isn't this your tooth sharpener?
Bu senin diş bileyici değil mi?
When I stood on mike's shoulders and I put that electric pencil sharpener... On top of the pile, we both knew- - We could never have done it alone.
Mike'ın omuzuna tırmanıp bir elektrikli kalemtraşı yığının tepesine yerleştirdiğimde, ikimiz de biliyorduk ki bunu asla tek başımıza yapamazdık.
Almost every day,..... and even when she wasn't keeping an eye on Cecilia,..... Lux would suntan wearing a swimsuit..... that caused the knife sharpener to give her a 15-minute demonstration for free.
Hemen her gün, hatta Cecilia'ya göz kulak olmazken bile Lux bir havluya uzanıp mayosuyla güneşlenirdi. Bu da bıçak bileyicisinin ona 15 dakikalık bedava bir gösteri sunmasını sağlardı.
Our experience and knowledgeable sales representatives will help you make a selection that's just right for you and just right for your budget and say don't forget to pick up your free gift, a classic deluxe, custom designer, luxury, prestige, high-quality premium, select gourmet, pocket pencil sharpener.
Bizim tecrübeli ve alanında uzman satış temsilcilerimiz, sizin için ve bütçeniz için en iyi seçimi yapmanızda yardımcı olacaklar ve deyin ki, ücretsiz hediyenizi almayı sakın unutmayın klasik delüks, özel dizayn, şatafatlı prestijli, birinci kalite profesyonellerin tercihi bir kalemtraş.
He tripped near a pencil sharpener.
Hayır, kaymış ve kalem açacağının yanına düşmüş.
So they seem cheerful... but we caught them trying to shove themselves in the pencil sharpener.
Yani şimdilik neşeli görünüyorlar ama onları kalemtraşın içine zorla girmek isterken yakaladık.
The pencil-sharpener.
Kalem traşı istiyor.
Pencil sharpener...
Kalem açacağı.
Pencil sharpener.
Kalemtıraş.
It's a pencil-sharpener cosy.
Kalemtıraş başlığı.
Or a knife set and a sharpener.
Çok güzeller. Ya da bıçak setini.
Sword baseball bat, sword rifle, sword pineapple sword sword sharpener, sword pie.
Kılıçlı beysbol sopası kılıçlı tüfek kılıçlı ananas kılıçlı kılıç bileğisi kılıçlı pasta...
My great-grandfather was a knife sharpener.
Büyük-büyük dedem bileyciydi.
- It comes with a sharpener.
- Yanında bileyi de var.
One Crayole eight-pack with crayon sharpener.
Bir paket pastel boya ve pastel kalemtıraşı.
- And my sharpener.
- Ve bileyicim de.
In elementary school, this girl had a pencil sharpener.
İlk okuldayken keskin bir kalemtraşı olan bir kız vardı.
If you like that, wait till you see my finger safe knife sharpener!
Hoşuna gittiyse, parmak muhafazalı bıçak bileyicimi görene kadar bekle.
I never donated to the wildlife alliance, yet I kept that stupid pencil sharpener they sent.
Vahşi Yaşam derneklerine hiç bağışta bulunmadım, bu aptal kalemtıraşı bana gönderdiklerini hatırlamıyorum.
To early for a sharpener, Mr Tyler?
Sinirlenmek için erken, Bay Tyler?
Another hot zone in the classroom is the pencil sharpener, where children tend to congregate and- -
Sınıftaki bir diğer kritik nokta da kalem açacağının olduğu yerdir. Çocuklar genelde etrafında toplanır ve- -
I had a pencil sharpener in my class once.
Zamanında benim de sınıfımda kalem açacağı vardı.
He had the 64 pack, with the sharpener!
İçinde kalemtıraşı da olan 64'lü kutusu vardı!
Now I think I have to go out and buy a freakishly large pencil sharpener.
Şimdi gidip aşırı büyük bir kalemtıraş bulmalıyım.
- yes. You need pencils, sharpener and eraser as well.
Kalemtraş, silgi ve kaleme ihtiyacın var o zaman.
The notebook is 10 rupees. The sharpener and eraser is 20.
Bir defterin fiyatı 10 Rupees Kalemtraş ve silgi ise 20 rupees ( 50 Cent )
okay, now that you pointed it out, maybe it does sound slightly like someone put a screwdriver in a pencil sharpener, but in a cute way.
Peki, buna sen dikkat çektiğine göre belki birazcık, biri tornavidayı kalem açacağına koymuş gibi bir ses çıkıyor. Ama şirin bir biçimde.
And you, if my pencil sharpener had a skirt, I'd have to hide it.
Ve sen ; kalem tıraşımın eteği olsa, onu bile saklardım.
I sit in the back, over to the left, uh, by the pencil sharpener.
Orda senin sol arkanda oturuyorum. Duvar kenarında.
We'll invent the pencil sharpener all over again.
Kalem açacağını tekrar tekrar icat edelim.
Teacher, I need a pencil sharpener a rubber.
Nedri buna da sen bak. - He ne oldu şimdi?
- Sharpener. - A pencil sharpener.
Tamam aç hadi kalemini.
Keep this sharpener. Okay?
Al.
First it was a Pencil Sharpener And then the aquarium.
Önce kalemtıraşı sonra da akvaryumu yaladı.
[Pencil sharpener whirs] Allison's mom definitely intimidates Scott.
Scott kesinlikle Allison'ın annesinden çekiniyor.
And a pencil sharpener.
ve kalemtıraş
sharp 483
sharpe 408

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]