She's translate Turkish
402,727 parallel translation
Right now, it's like that moment where... where Dorothy pulls back the curtain, and she sees the Wizard for who he truly is :
Şimdiyse, geldiğimiz nokta... Dorothy'nin perdeyi kaldırdığı ve Büyücünün gerçekte kim olduğunu gördüğü andayız :
- wrinkles when she smiles.
- iğrenç kırışıklarla doluyor.
She stares at Sammy's rippling muscles, as lust...
Şehveti büyüdükçe, o, Sammy'nin kaslarına göz dikiyor...
"She's super sick and can't do the law today."
"Kendisi çok hasta bugün hukuk işleri yapamayacak."
But she has two vagina's.
- Ama iki tane vajinası var.
She's already pretty terrified.
- Zaten çok korkuyor.
She's really sick.
O hasta.
She's basically a vegetable living in pain, but we're not legally allowed to pull the plug.
O bitkisel hayatta ama fişi çekmemiz yasal değil.
What's she doing there?
O ne yapıyor burada?
For now, all we know is that she's missing.
Şimdilik, tek bildiğimiz şey onun kaybolduğu.
Yeah, okay, how about we talk about the loser she's dating now, huh?
Tama, o zaman neden Linda ile çıkan ezikten bahsetmiyoruz?
She's rebounding, bro.
Tepki veriyor, dostum.
And let her know you're gonna be standing right there when she's done with this little game.
Ve o, bu küçük oyunu bitirdiğinde, ona orada olduğunu göster.
As you can see, she's really smart.
Görebildiğiniz üzere, o gayet zeki.
I love that she's, uh, known for reinventing her style and using overtly sexual themes.
Onun kendi tarzını yapmasını ve açıkça cinsel temaları kullanmasını seviyorum.
Oh, she's a keeper.
Oh, o bir koleksiyoncu.
Oh, [bleep], she's choking.
Vay anasını, boğucu.
Bro, she's got, like, no stage presence.
Dostum, sahnede bir ağırlığı yok.
Young Man : She's a freak!
O ucubenin teki!
I was about to wring her scrawny little neck, and then she just poofed away.
Sıska boğazını sıkmama ramak kalmıştı toz olup gitti.
Makes sense she's headed to the Dwarf tunnels.
Cüce tünellerine gitmesi mantıklı.
Now I can't wake her, which means, if she does know anything, right now, she's useless.
Şimdi de uyandıramıyoruz ki bir şey biliyor olsa bile şu anda hiçbir işimize yaramaz.
She just has to go and pluck that big, bad Fairy's wings.
Anneciğinin, şu kokana Peri'nin kanatlarını sökmesi gerek.
She's usually right about these things.
Ama genellikle haklı çıkar bu şeylerde.
I chopped down a tree belonging to the Wicked Witch of the North, and she punished me by giving me a terrible curse.
Kuzeyin Habis Cadısının arazisinde bir ağacı kestim o da beni korkunç bir lanetle cezalandırdı.
She's the most powerful evil we've ever faced.
Karşılaştığımız en güçlü düşman.
What would she want with all that light magic?
O kadar ışık büyüsünü ne yapsın ki?
She messed with the wrong witch.
Bu kadın yanlış cadıya çattı.
Because now that she has dark Fairy dust, there's nothing we can do to stop her.
Bir de şimdi elinde siyah Peri tozu var onu durdurmamız artık imkansız.
With everything she's been through, the least we can do is give her a real wedding day.
Başında o kadar şey varken, bizim en azından ona gerçek bir düğün yapabilmemiz lazım.
What if she's not?
Ya o olmazsa?
She... she's a sweetheart.
Tam bir tatlılık abidesi.
How is that, even when your sister isn't the villain that we're fighting, she's still the villain that we're fighting?
Nasıl oluyor da, kardeşin uğraştığımız düşman değilken bile, hâlâ uğraştığımız düşman olabiliyor?
She's one of us.
O bizden biri.
She knows my darkest secret, one my son can never discover...
O benim en karanlık sırrımdan haberdar... Oğlumun öğrenmemesi gereken tek şey ;
Do you think she's dying?
- Öldüğünü mü düşünüyorsun?
She had a fall and broke her hip, that's all.
Düşüp kalçasını kırmış, hepsi bu.
Look, she's in trouble and she needs our help.
Bak, sıkıntılı bir durumda ve yardımımıza ihtiyacı var.
I don't know how fragile she is, what kind of a state she's in!
Ne kadar hassas olduğunu, ne durumda olduğunu bilmiyorum!
She's just started at a new school and this is how she introduces herself.
Yeni bir okula başladı ve kendisini böyle tanıtıyor.
She's been a bit of a handful since her mum died.
Annesi öldüğünden beri biraz ele avuca sığmıyor.
I don't know, she asked your form teacher then.
Bilmiyorum. Sınıf öğretmenine sormuş.
She's right.
O haklı.
Now she's saying we can't sit at the grown-up table.
Şimdi o, yetişkin masada oturamayacağımızı söylüyor.
And see, she's got a whole three-strike rule when it comes to murder attempts.
Ve görüyorsun, o geldiğinde üç kuralı tamamen kontrol ediyor. Cinayet girişimlerine.
She's a legal rock star.
O yasal bir rock yıldızı.
If they get her in that chopper, she's dead.
Onu helikopterden alacaklarsa öldü.
She's not well.
Durumu iyi değil.
She's dead, you know.
Yalnız, öldü o.
She's a nice lady.
İyi biri.
She's at a place called Sunny Acres.
Sunny Acres denilen bir yerde.
she's my sister 210
she's my cousin 38
she's a teacher 19
she's crazy 250
she's an angel 39
she's a doctor 61
she's my friend 189
she's my girl 23
she's a student 17
she's a bitch 68
she's my cousin 38
she's a teacher 19
she's crazy 250
she's an angel 39
she's a doctor 61
she's my friend 189
she's my girl 23
she's a student 17
she's a bitch 68
she's my niece 28
she's a nurse 43
she's my mother 114
she's my best friend 111
she's beautiful 582
she's nice 199
she's not here 659
she's my wife 185
she's my daughter 242
she's my girlfriend 101
she's a nurse 43
she's my mother 114
she's my best friend 111
she's beautiful 582
she's nice 199
she's not here 659
she's my wife 185
she's my daughter 242
she's my girlfriend 101