English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / She's an actress

She's an actress translate Turkish

190 parallel translation
Sir, Maria Tura's more than an actress. She's an institution.
Bayım, Maria Tura bir aktristen çok öte.
She's an actress or a model, or something like that.
Aktrist, model ya da onun gibi bir şey olmak için.
Just when does an actress decide they're her words she's saying and her thoughts she's expressing?
Bir oyuncu ne zaman söylediklerinin.. .. kendi sözcükleri, ifade ettiklerinin kendi düşünceleri olduğuna karar verir?
She tells you her whole life - she's an actress, she's tired...
Sana bütün hayatını anlatıyor, aktrismiş, çok yorulmuş...
- She's an actress.
- Aktrismis.
She's not an actress. She's a writer.
Artist değil, kız, yazar.
She's an actress.
Aktris.
She wishes. She's a two-bit extra. An actress!
Sadece basit bir figüran.
- She's an actress, quite famous.
- Epeyce ünlü bir aktris.
She's an actress.
O bir aktris.
And Sally's an actress but she works for a photographer.
Ve Sally oyuncudur ama bir fotoğrafçının yanında çalışıyor.
She's an actress.
Aktristir.
She's too intelligent to be an actress.
Aktris olamayacak kadar zeki.
Then, as we stood outside Lena's door, she was like an actress waiting for her entrance, scared but in control.
Lena'nın kapısında durduğumuzda : iyi bir aktris halini aldı, Korkmuştu ama kontrollüydü.
He thinks he's got a lot of class. He once sold me an actress, said she was great.
Bana, harikadır diye bir oyuncu anlatmıştı.
As an actress used to handling props, she would have had no trouble jogging Heather's elbow, accidentally spilling her drink and offering her her own.
Deneyimli oyuncu yanlışlıkla Heather'ın içkisini döküyor ve ona kendi içkisini veriyordu.
When I saw you as a wild little goblin in your father's knee, I might have thought : she will become an actress.
Seni, küçük ve azgın cimcimeyi babanın kucağında gördüğümde aklımdan şöyle geçmiş olabilir :
She's an actress, Bev, she's a flake.
O bir aktris, Bev. Bir oyuncu.
It would be so perfect, because she's an actress, a would-be actress...
- Muhteşem! Mükemmel olur çünkü kız bir oyuncu.
He's married to an actress. She was in...
Bir aktrisle evli.
She's a girl from the fair who wants to be an actress.
Ticaret Fuarı'ndan oyuncu olmak isteyen bir kız.
Do you know she's going to be an actress?
Onun bir sinema oyuncusu olacağını biliyor musunuz?
In an unusual move, actress Ida Lupino had become a director in 1949... because she " d been suspended by Warner Bros.
Alışılmadık bir biçimde aktris Ida Lupino, Warner Bros. tarafından işten uzaklaştırıldığı için 1949 yılında yönetmen oldu.
Said she moved to New York City, talked about becoming an actress.
New York taşınmış ve oyuncu olmak istiyormuş.
You said she was an actress? She's been in some films?
Oyuncu demiştin değil mi, bazı filmlerde oynamış.
To see how an actress without any contacts gets into the film world and how she can be a good actress.
Bir aktristin herhangi bir bağlantısı olmadan... film dünyasına nasıl girdiğini... ve nasıl iyi bir aktris olabileceğini görmek için.
She's an actress, right?
O bir oyuncuydu galiba, değil mi?
And she's an actress, the last straw
Ve o bir aktris. Onun son kozu
And Elizabeth - she's an actress but can't get good parts because she needs better muscles.
Ve Elizabeth bir aktris ama güzel roller alamıyor. Çünkü daha güzel kasları olması gerekiyor.
She's an aspiring actress, an annoying sister and she's just mastered the alphabet.
Kendisi hevesli bir oyuncu, gıcık bir kız kardeş. Ayrıca alfabeyi daha yeni söktü.
She's an actress.
Kız bir oyuncu.
She's trying to become an actress.
Oyuncu olmaya çalışıyor.
Um, I mean, I know she's an actress and all that... so she can... deliver a line, but, um, she said she might be as famous as she can be, but also that she was... just a girl... standing in front of a boy... asking him... to love her.
Yani o bir aktris ve tüm bunlar bir rol olabilir, fakat "Çok ünlü olabilirim, fakat aynı zamanda ben bir erkeğin önünde duran ve ondan beni sevmesini isteyen sıradan bir kızım." dedi.
She couldn't stay in the dorms when she decided to become an actress, so she needed an apartment.
Tiyatro sanatçısı olmaya karar verdiğinde, yatakhanede kalamazdı, bir daireye taşınması gerekiyordu.
She's either... fucked up... or... she's an actress. Lorraine, you all set?
Ya mahvolmuş durumdadır ya da bir aktristir.
Hey, she told you she's an actress, right?
Bir aktris olduğunu size söyledi mi?
- She's an actress.
- Kendisi bir aktris.
She was the creation of a killer who was cunning and cold-blooded. Also, the creation..... of an actress formidable.
O çok zeki ve soğukkanlı bir katilin ve harika bir artistin yaratısı.
She's an actress.
Kendisi oyuncu.
She's an actress..
O bir aktris. Fotoğrafı herkesde var.
She's like an actress.
O bir tür aktrist.
She's an actress.
Kız bir Aktris.
She's an actress.
Bir oyuncu.
She's not an actress, she's a movie star.
- O bir oyuncu değil, film yıldızı.
- She's an actress.
- Aktrismiş.
She's an actress and he does something in television.
O bir aktris televizyona filan da çıkıyor.
She's an actress!
Sonuçta o bir oyuncu!
She's not an actress!
O bir aktris bile değil!
She's not that good of an actress anyway.
Zaten iyi bir oyuncu değildi.
She's transformed from an actress into an attractress. Get out.
Bir aktristen çekici-aktrisliğe dönüştü.
She's an actress, it's her job.
O bir oyuncu, bu onun işi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]