She's not crazy translate Turkish
186 parallel translation
She's not crazy.
- O deli değil.
- Well, she's not crazy about him.
- Ama o çıldırmıyor.
- What are you doing? - She's not crazy!
- Ne yaptığını zannediyorsun!
- She's not crazy!
- O deli değil, deli değil!
Do not listen, she's crazy.
Dinleme o delinin biri.
If she's not here soon, that woman is going to drive me crazy.
Bu kadın beni çıldırtacak.
Not that I owe her anything, I mean, if you really get right down to it, but she's a crazy.
Aslında ona hiç bir şey borçlu değilim. Eğer gerçekten bu işe karışmak istiyorsan. Ama o kaçığın teki.
She's not really crazy.
Sahici bir deli değil.
She's not crazy.
Deli değil ya!
Let me tell you something, this is New York City, and any girl who goes walking alone at night in the park is not romantic, she's crazy.
Burası New York ve parkta tek başına yürüyen kızlar romantik değil delidir. Burada konuşamayız.
She's not some crazy hippie.
Çılgın bir hippi değil.
No, it's not. You're crazy. Now, she knew she wasn't going crazy.
Elbiselerini çıkarın ve bana getirin.
Sorry. She's crazy as hell, but I'm not.
O deli, ama ben değilim.
Well, she's not too crazy about our line of work, man.
Kız bizim mesleğe çok tutkun değil arkadaş.
She's not crazy, so don't say she's crazy.
Deli değil, o yüzden böyle söyleme.
Doctors came and transfered her directly from prison to the asylym. Why didn't you say that she's not crazy?
Niye deli olmadığını söylemedin?
- She's not crazy.
- O deli değil.
She's not crazy.
Kız deli değil.
My pal the headmistress... told them not to believe anything I say... because she thinks I'm crazy.
Sıska baş müdirem onlara söylediklerime inanmamalarını söyledi. çünkü deli olduğumu düşünüyor.
I believe that she's not crazy nor lying.
Bence deli değil ve yalan da söylemiyor.
- She's not creepy. She's crazy.
- Korkutucu değil, deli.
She's not crazy!
O deli değil!
On the other hand, if there's evidence of premeditation in the killing of Mr Bodine, Berman's not crazy, Mrs Bodine gets to keep her husband's money, and she would have no need to sue you at all, quite the contrary.
Öte yandan, Bay Bodine'in öldürülmesinin planlı olduğunu gösteren kanıt varsa, Berman deli değildir, kocasının parası Bayan Bodine'e kalır ve onun da sana dava açmasına gerek kalmaz, tam tersine.
And she reads tea leaves. I'm not kiddin'. She's crazy.
Çay yapraklarını okuyor.
And she's not crazy?
Ve kadın çılgın değil mi?
I know she loves me and not you, and it's driving you crazy.
Beni seviyor, seni değil ; bu da seni deli ediyor.
It's the other two guys she's not crazy about.
Ama öteki hallerinden hoşlandığı pek söylenemez.
She's crazy, but she's not confused.
O deli ama aklı karışık değil.
- At least she's not making crazy, naked sex.
- En azından çırılçıplak, çıIgınlar gibi sevişmiyor.
- She's not crazy, is she?
- Deli değil, öyle değil mi?
"Put some sense, into this crazy man's head" "Whether she admits it or not, she's stolen my heart"
"kabul etsin ya da etmesin, o benim kalbimi çalmıştır"
Julia's not crazy, she was always like that, even back in college.
Julia kaçık değil, o hep böyleydi, Üniversitede de böyleydi.
They say they're not telling her who she can love. They just fire her for making the wrong choice. Call me crazy...
Kimi seveceğine karışmıyoruz deseler de yanlış seçim yaptığı gerekçesiyle onu kovuyorlar.
After this she's not gonna be crazy about electricity, either.
Bundan sonra elektriğe de sinirlenemeyecek
She wears no perfume, she's not crazy about figs... she hates wasps in beans.
Parfüm kullanmıyor, incirden pek hoşlanmıyor... Fasulyelerin içindeki eşekarılarından nefret ediyor.
- Grandma's not crazy. She's specific.
- Büyük annem kaçık değil.
If someone is in love, therefore not selfish, then he or she is crazy and could bite through his or her own flesh.
Eğer birisi âşıksa, bu yüzden bencil değildir, o zaman kız ya da erkek delidir ve kendi etini ısırabilir.
- She's not crazy.
- Deli değil.
One shrink sends her to the next. She tells them all she's not crazy. The drugs don't work.
Doktordan doktora koşuyor hepsine deli olmadığını ve ilaçların işe yaramadığını söylüyor.
- But she's not crazy.
- Ama deli değil.
I mean, she's crazy, but she's not like, psycho-killer crazy.
Yani delidir ama adam öldürecek kadar değildir.
She's not crazy.
O deli değil.
She's not dying, she's crazy.
Ölmüyor, sadece delirmiş.
Anyway, uh, the second she started talking about outer space and transcendence, I blew her off,'cause I do not waste time on crazy chicks.
Neyse, ikinci kez dış uzaydan, ruhsal yükselişten konuşmaya başladığında onu postaladım, çünkü çatlak piliçlerle zaman kaybedemem.
And not only that, she got me a pack of crazy straws.
Evet sadece oda değil Bir pakette Çılgın çileklerden almış.
I will help Elisha understand that she's not going crazy.
Deli olmadığını anlaması için ona yardım edeceğim.
Normally, she's not that violent, but money makes people crazy.
normalde, O bu kadar sert değildi, Ama para insanları delirtir.
Seeing as how she's crazy and I'm not. Well, I thought you said she wasn't that bad.
O kadar da kötü biri değil diyordun hani.
More like she's not very crazy about me.
Aslında, o benden pek hoşlanmaz.
Although she's not too crazy about all the cheese.
Aslında peynir için çok ta deli olduğu söylenemez.
Oh, she's not that crazy.
O kadar da deli biri değil.
she's not here 659
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not picking up 30
she's not my wife 34
she's not here yet 28
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not picking up 30
she's not my wife 34
she's not here yet 28
she's not dead 149
she's not wrong 44