She's not here translate Turkish
2,623 parallel translation
that's to say, you know, the fact she isn't here is, you know, not ideal, so in that sense...
Şöyle söyleyim, bilirsin işte, burada olmaması tabii ideal değil, yani bu anlamda...
- She's still not here?
- Hala gelmedi mi?
Well, she's not here.
Burada değil.
She's still not here?
Hâlâ gelmedi mi?
She's not at the house. And the owner says she's on her way here to help clean the place up.
Ve ev sahibinin söylediğine göre temizlik için buraya geliyormuş.
And just because you don't see her doesn't mean she's not here.
Ayrıca onu görmüyor olmanız burada olmadığı anlamına gelmiyor.
She's not here.
Gelmemiş
The woman who broke into your house is on her way here... And she's not happy.
- Evinize zorla giren bayan şu anda buraya doğru geliyor ve hiç de mutlu değil.
- She's not here.
- Şu anda evde değil.
She's not really here that much either, so it involves more than just taking care of the kids.
Burada çok durmaz, yani çocuklarla ilgilenmekten fazlasını gerektiriyor.
She's not here!
Burada değil!
What's it like to wake up in the morning and not hate your life? To not think, "Uh-oh, here she comes!"
"A-ah, işte geliyor!" diye düşünmemek.
But she's not here.
Ama o burada değil.
No, she's not even here today, Bianca.
Hayır, bugün gelmedi bile, Bianca.
No, she's-she's not here.
Hayır, evde değil.
But now she's seen and held her baby. And she can't imagine not being here.
Ama şimdi bebeğini gördü, ona sarıldı ve yanında olmadığını hayal bile edemiyor.
She's not here. She's out of town.
Burada değil, şehir dışında.
She's not here.
Burada değil!
She's not here.
Burada değil.
I hate to break it to you pal, but there's not a whole hell of a lot you can do when you're here and she's over in Japan.
... sen burada o Japonya'dayken yapabileceğin pek bir şey yok.
One of the greatest sadnesses is that she's not here tonight, but I hope we've honoured her spirit in every way.
En üzücü şeylerden biri bu gece burada olamaması. ama umarım onun ruhunu mümkün olduğunca onurlandırmışızdır.
She's obviously not from here.
Kesinlikle buralı değil.
Until you guarantee she's not, I'm out here looking for a live Marine.
Siz öldü diyene kadar, dışarıda onu aramaya devam edeceğim.
Well, she's not here right now, okay?
iyi de, şuanda burda değil tamam mı?
She's not here. We're still looking for her.
O burada değil, hala onu arıyoruz.
MARSHALL : She's not here.
Kız burada değil.
Oh! You do that even when she's not here?
O burda değilken bile yapıyor musun bunu?
She's not here right now, okay?
Şu anda burada değil, tamam mı?
She has arrived but... she's not here.
Geldi ama... şu anda burada değil.
She's not here yet?
Burada değil mi?
" She's not here.
" Karım kayıp.
My God, she's not here right now.
Tanrım, o şu an burada değil.
She's coming back, she just is not here right...
Geri gelecek, sadece şu an burada...
She's not here right now.
Şu an burada değil.
- Well, she's not here, is she?
- Maalesef burada değil ama, değil mi?
- She's not here.
Burada yok.
She says it's in here somewhere, but she's not sure where she put it.
Burda bi yerdeymiş ama nerde bilmiyor
You know what, she's definitely not here.
Biliyor musun, kesinlikle burada degil.
She's not here.
Burda değil.
Well, she's not here.
Neyse demek o burda değil.
If she's not here in 30 minutes, then I jump.
Eğer 30 dakika içinde burada olmazsa atlarım.
It's because she is not at home, for I figured maybe it was here.
Evde değil çünkü, burda olabileceğini düşündüm.
I will not be angry, if she's here.
Burdaysa bile kızmıcam.
So, she's not here now.
Yani simdi burada degil.
She specifically asked to meet here, not the office, which means something's wrong.
Özellikle burada buluşmak istedi. Büroda değil. Bu da bir terslik var demektir.
No idea, but she's not here.
En ufak bir fikrim yok, buralarda değil.
She's not here, is she?
Burada değil, değil mi?
She's not my neighbour, I don't even live here.
O benim komşum değil, ben burada yaşamıyorum bile.
I have to take this girl to Hammond's. She's not safe here.
Kızı Hammond'un kalesine götürmem gerek Burada güvende değil.
She's not supposed to be here.
Burada olmaması gerekiyor.
And even though she's not here right now, she'll always love you.
Şu an burada olmasa da seni sonsuza dek sevecek.
she's not here yet 28
she's not here right now 22
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not my wife 34
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not my girlfriend 129
she's not here right now 22
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not my wife 34
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not my girlfriend 129
she's not picking up 30
she's not crazy 29
she's not bad 35
she's not feeling well 28
she's not the only one 38
she's not at home 26
she's not that bad 34
she's not coming 137
she's not well 64
she's not my daughter 29
she's not crazy 29
she's not bad 35
she's not feeling well 28
she's not the only one 38
she's not at home 26
she's not that bad 34
she's not coming 137
she's not well 64
she's not my daughter 29