She's not home translate Turkish
485 parallel translation
Ah. And she's not at home either.
Ve evinde de değil.
- She's not at home.
- O evde değil.
No. She's still not home.
Hayır.Hala eve gelmedi.
I don't know whether she's home or not.
Evde mi bilmiyorum. Bakayım.
- I guess she's not home yet.
- Sanırım henüz eve gelmedi.
She's not at home.
Evde değil.
She's brave enough to go some things... but not brave enough to leave her home and her husband.
Bazı şeylere gidecek kadar cesur, ama evini ve kocasını terk edecek kadar cesur değil.
That's why I asked if she could be sent... to a drier climate... to an infirmary or a home for old people... some place where she could have light duties... not another school.
Daha kuru bir iklim derken, bunu kastediyordum. Bir hastane ya da yaşlılar evi olabilir. Hafif sorumlulukları olabilecek bir yer.
- She's not home.
- Şu anda evde değil.
She's not home yet.
- Hâlâ eve gelmedi.
I ain't a dress she's brought home from the store to see if it fits and if not, back it goes.
Mağazadan alıp, uymazsa geri götürebileceği bir elbise değilim.
- Yes, but she's not home.
- Evet ama evde değil.
My sister will catch it from Dad if she's not home in 20 minutes.
20 dakika içinde evde olmazsa, kızkardeşim onu Babamdan kapacak.
- She's not home yet.
- Henüz gelmedi.
She's not home yet.
Hâlâ eve gelmedi.
- She's not at home. - You're the young fellow...
- Sen genç adamsın...
She's not home.
Evde değil.
She's not at home?
Evde değil mi?
What's more, Mona disappeared from that party last night and she did not come home till 4 : 00 a. m.
Üstelik Mona dün geceki partiden sonra ortadan kaybolmuş... ve sabah dörde kadar eve dönmemiş.
As a matter of fact, it's possible that my wife won't join me because when I left home she was not well.
Aslında karımın buraya gelememe ihtimali var. Evden ayrıldığımda pek iyi değildi.
But that's not the point. I'm only saying that the best thing in the world is when a man comes home and his wife says she wants a baby.
Dünyadaki en güzel şey, bir erkek eve döndüğünde... karısının ona "Bizim bir çocuğumuz olmalı" demesidir.
It's after 1 : 00. She's not home yet.
Saat 1.00 ve daha evde yok.
I think she's at home waiting for me. But she is not.
Sanki evde hala beni bekliyor.
Ar, but she's at work and she'll not be home till tea time.
Ah, o çalışıyor, akşam yemeğe dek eve dönmez.
I'm not even certain she's home.
Evde olup olmadığını bile bilmiyorum.
I just know she's not home.
Evde olmadığını biliyorum.
- She's not at home
Şu an evde değil.
She's not home yet.'
Daha eve gelmemiş.
I called her at home, she's not there.
Onu evden aradım, yoktu.
Although she's not the kind of girl To take home to your mother
Eve annenin yanına... götüreceğin tarzda bir kız olmasa da
Nino is not home, she's gone.
Nino evde değil, gitti.
Maybe she's not home.
Belki evde yoktur.
No, she's not at home.
Hayır evde değil.
She's not home often
Genellikle evde olmaz
I set the table, cooked the potatoes... and she's not home.
Masayı kurdum patatesleri pişirdim... ve o evde değil.
Sure, she's happy. Or she would pack up and go home. But not without me.
Tabii ki mutlu, olmasa pılı pırtıyı toplar eve dönerdi beni almadan ilk seni paketlerdi geç kaldım üzgünüm Saddy
She's not home from school yet.
Okuldan henüz dönmedi.
I just arrived home and she's not here.
Evde yok. Yeni geldim ben de. - Neredeydin ki?
Or it's New Year's Eve, and I come home, and she's not there.
Yoksa yılbaşı gecesinde eve geldim de kendisini evde bulamadım mı?
She's not home.
Evde yokmuş.
9 o'clock at night, she's not home.
Akşam 9 oldu, yine evde yok.
9 o'clock in the morning, she's not home.
Sabahın 9'u oldu, yine evde yok.
- She's not at home.
- evde değil sahip.
Don't call her, she's not at home.
O evde değil.
She's not at home.
Evde değildi.
- She's not home yet.
- Daha eve gelmedi.
What if she's not home?
Ya evde yoksa?
Angela's husband Vicarios discovered she was not a virgin, and he sent home.
Angela'nyn kocasy Vicarios e? inin bakire olmady? yny anlady ve onu evine geri gönderdi.
She's not home yet.
Henüz eve gelmedi.
She's probably having a fit because you're not home yet.
Muhtemelen eve gelmediğin için endişelenmeye başlamıştır.
She's not here. - Anybody home?
Burada değil.
she's not here 659
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not my wife 34
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not my girlfriend 129
she's not picking up 30
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not my wife 34
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not my girlfriend 129
she's not picking up 30