Sheets translate Turkish
3,170 parallel translation
Look, you've stained your sheets.
Bunlar çok kirli.
How many sheets to the wind do you need to be before you read that letter?
Şu mektubu okuman için daha kaç kadeh kırmızı gerekiyor?
Cavorting between the sheets with your asset?
Muhbirle yiyişmek?
The school newspaper sent the contact sheets from that day, and I've got them right here.
Üniversite o tarihin bağlantı sayfalarını göndermişti. Bilgisayarımda duruyor.
When my gran used to have her chimney cleaned, the bloke would come round, cover everything up with sheets then stick a long brush up there.
Ninem bacasını temizlerken fırçayı çarşafla sarıp fırçalardı. Bunu da yapabilirsin.
One of the perks of this job is frette sheets in my own home.
Bu işin avantajlarından birisi kendi evimde otel nevresimleri olması.
Get some bed sheets, get something!
Çarşaf, bir şey getir oradan. [Ağlama sesi]
I'll gethe sheets and blankets for the couch.
Kanepe için çarşafla battaniye getireyim.
Morning, Dr. Holt. Your sheets are dreadful.
Çarşaflarınız bok gibi.
All he ever asked in return was clean sheets and hosing the vomit off the occasional drug-addled hooker.
Karşılığında istediği tek şey temiz çarşaflar ve uyuşturucudan kafayı bulmuş fahişenin üzerindeki kusmukları temizlememdi.
So you, like, change sheets and empty bedpans...
Demek, çarşaf ve boş yatak lâzımlığını değiştiriyorsun.
Washing my sheets.
Çarşafımı yıkıyorum.
I brought you some gorgeous sheets for your sofa bed in case you entertain a man friend and...
Çekyatın için harika çarşaflar getirdim. Erkek arkadaşını ağırladığında kullanırsın.
Get me some more sheets.
Bana daha fazla çarşaf ver.
And the sheets are clean, but that's not me.
Çarşaflarda temizdir ama bu benden kaynaklanmıyor.
She always makes sure the sheets are clean.
Her zaman çarşafların temiz olmasına dikkat eder.
Dean, Gabby Stone's still making noises about these tip sheets.
Dean, Gabby Stone hala o tüyo kâğıtları hakkında gürültü çıkarıyor.
Tip sheets have expired.
Tüyo kâğıtlarının süresi doldu.
We can take these tip sheets and put them... what are you doing?
Bu tüyo kâğıtlarını alıp... Ne yapıyorsun?
This is either a hell of a coincidence, or these traders were all given different tip sheets.
Bu ya çok müthiş bir rastlantı ya da simsarların hepsine farklı tüyo kâğıtları veriliyor.
It's like these sheets are woven from strands of warm springtime sunbeams.
Bu çarşaflar ılık bahar zamanı güneş ışıklarının teli ile dokunmuş gibiler sanki.
The sheets you brought are on the bed, your Jo Malone candles are burning in every room, and every trace of my existence has been removed from the bathroom.
Jo Malone mumların her odada yanıyor ve banyoda ki, varlığıma dair her iz silindi.
And believe me, I know,'cause they don't change the sheets.
İnan bana biliyorum ; çünkü çarşafları değiştirmiyorlar.
We need more stretchers. And sheets, as many sheets as we can find.
Bulabildiğimiz kadar fazla sedyeye ve çarşafa ihtiyacımız var.
Cotton sheets?
Pamuklu çarşaflar.
I'm not in good shape, and Franks is, like, 12 sheets to the wind, when all of a sudden, the door swings open, and standing there are the three deadliest drug dealers in all of Mexico,
Hiç de iyi durumda değildim. Franks ise zil zurna sarhoş olmuştu. Birden bire kapı açıldı ve Meksikalı üç uyuşturucu satıcısı içeri girdi.
- Bought new sheets?
- Ya da yeni bir çarşaf falan? - Hayır.
You can lie facedown between the sheets when you're ready.
Hazır olunca, çarşafın üstüne yüzükoyun yatabilirsin.
I changed the sheets, shaved my legs and dumped the kids at McCluskey's. So drop your pants, cowboy, and saddle up.
Çarşafları değiştirdim, bacaklarımı tıraş ettim ve kızları da McCluskey'e yolladım şimdi pantolonu indir, kovboy ve beni eyerle.
China, silverware, stemware... sheets, not to mention...
Yemek takımı, çatal bıçak takımı, bardak takımı... Çarşaflar... Daha neler var da.
And you are gonna want to change those sheets.
Senin de çarşafını değiştirmen gerekebilir.
I changed the sheets.
Çarşafları değiştirdim.
Why are you hanging your sheets with a perfectly good electric dryer inside?
İçeride gayet iyi çalışan bir kurutucu varken niye çarşafları dışarı asıyorsunuz?
The sheets, they're pink.
- Çarşaflar, pembe olmuş.
Sexy in the sheets.
çarşafta seksi.
She is sleeping on my sheets right now.
Şu an benim çarşaflarımda uyuyor.
Hello, my room... and my friends... accessories and... multi-thread-count sheets!
Merhaba, odam... ve arkadaşlarım... aksesuarlarım ve bol iplik katmanlı çarşaflarım!
Hope those sheets are okay.
Umarım bu çarşaflar iyidir.
You hit on me. And then she caught you with someone else in these very sheets.
Ve sonra seni tam da bu çarşafların içinde başka biriyle yakaladı.
I changed the sheets in your bedroom, fresh towels in the downstairs bath and Violet's.
Yatak odanızın çarşaflarını değiştirdim. Aşağıdaki banyoya ve Violet'inkine yeni havlular koydum.
Why are the scores on the bottoms of the sheets?
Niye sonuçlar sayfaların altında?
You have places like Mohenjo-daro in Pakistan, where certain skeletons are radioactive, you've got areas of south west Egypt where there are sheets of glass as if from some nuclear explosion.
İskeletlerin radyoaktif olduğu Pakistan'daki Mohenjo-daro bölgesi var, güneydoğu Mısır'da da nükleer bir patlamadan çıkmış gibi camsı tabakaları var.
Before you get mad, I cut my own sheets.
Hemen kızmayın, Kendi çarşafımı kestim.
♪ Tangled in the winding sheets
Kefene sarılarak ödeyeceksin
Who takes sheets camping?
Kim kampa çarşaf götürür ki?
So where did they get the sheets to hang themselves?
Peki kendilerini asacak çarşafı nereden buldular?
That could explain how the sheets got out.
Çarşafların nereden geldiğini açıklar.
He used to come in here and pee on the sheets after we washed them.
Biz yıkadıktan sonra buraya gelip çarşafların üzerine işerdi.
Bed sheets.
Yatak çarşafları.
Two chablis, and I'm three sheets to the wind.
İki chablis şarabı, ve ben zil zurna sarhoşum.
I just want to see how soft these sheets are.
Ben neredeyim böyle?