Shifting translate Turkish
839 parallel translation
Jujitsu isn't hard to learn once you get used to the uses of the shifting balance.
Jujitsu hareketlerin tekrarlayıp denge olayını anladığında kolay bir spor.
I'd like to get away from shifting scenery and moving props.
Sahne değiştirip eşya taşımak yetti artık.
Ted and I were just shifting.
Ted ve ben şimdi gidiyorduk.
- Shifting the responsibility on me again?
- Sorumluluğu gene benim üstüme mi yıkıyorsun?
Shifting the responsibility on me again.
Sorumluluğu gene benim üzerime yıkmaya çalışıyorsun.
The wind's shifting all the time!
Yönü de devamlı değişiyor!
Slowly shifting their form, visions come.
Şekilleri yavaş yavaş değişir, görüntüler gelir.
The shifting shapes begin to clear.
Şekiller netleşmeye başladı.
But visions come, slowly shifting their form.
Ama görüntüler gelir, şekiller yavaş yavaş değişir.
But if I would've removed this cotter pin, and uncoupled the shifting rod, very simple operation as you can see, then no matter what you do with the shift lever, the bell crank remains as it was, in drive, neutral or reverse.
Ama pimi çıkarsam, ve vites kolundan sökseydim, gördüğünüz üzere çok basit bir şekilde, vites koluyla ne yaparsanız yapın, ileri veya geri vites fark etmeksizin, mafsal olduğu gibi kalıyor.
A road of shifting sands and bruising rocks of quail that scoot through clumps of cactus and doves that rise in soft, whirring clouds.
Kaygan kumla ve arabanıza zarar veren taşlarla kaplıdır kaktüsler arasında kaçışan bıldırcınlar ve bir bulut misali kumrular yükselir.
The officer of the deck is shifting his watch to the bridge.
Güverte subayı köprü nöbetini değiştiriyor.
The shifting of scenery also seems to be better here.
Ayrıca sahne dekorlarının hareketliliği buradan daha iyi gibi gözüküyor.
Shifting to TBT.
TBT ye doğru yöneliyor.
He's shifting to attack frequency, sir!
Saldırmak için yer değiştiriyor, efendim!
Shifting to battery.
Elektrik motorlarıyla gidiyoruz.
I ain't holding McQuown responsible, but he's shifting a lot of cattle.
Görünüşe göre artık McQuown, kasaba dışında çalışıyormuş
- It's the wind shifting the sand.
- Rüzgarın kuma sürtme sesi o.
All they're shifting is rocks.
Hepsiyle kayaları deşebilirlerdi.
This shifting of ashes of a dead past, these doubts...
Geçmişin savrulup duran külleri, bu şüpheler...
About an hour ago, the bridge controls started going crazy. Levers shifting by themselves, buttons being pushed, instrument readings changing.
Bir saat önce, köprüdeki kumanda aletleri delirdi - kumanda kolları kendi kendi inip çıkıyor, düğmeler basılıyor, veriler değişiyor.
The way it keeps shifting?
Sence mazeret mi uyduruyorum?
The shifting of memory patterns is basic to psychotherapy.
Hatıra koşullanmalarını kaldırmak psikoterapinin temelidir.
- I was shifting some barley from the fire.
- Ateşten arpaları kaçırıyordum.
Shifting to feet on my scale.
Fit ölçeğine geçiyorum.
Shifting to fathoms.
Metre ölçeğine geçiyoruz.
Trouble is, sheep are very dim and once they get an idea into their heads, there's no shifting it.
Sorun şu ki, koyunlar çok kalın kafalı ve bir fikir kafalarına girdi mi, onu değiştirmek imkansız.
Program-shifting isn't that major a crime, is it?
Ama program değiştirmek büyük bir suç sayılmaz.
Power is shifting in Asia Vietnam is the fulcrum
Güç Asya'da kayıyor, denge noktası Vietnam.
tell Shinbei to not wait until dawn, and immediately begin shifting the rice.
Shinbei'ye söyle sabaha kadar beklemeyin, hemen pirinci nakletmeye başlayın.
Fifty thousand square miles of eternally shifting sand.
130 bin km ² boyunca sürekli yer değiştiren bir kum yığını.
All ice packs shifting.
Buz yığınları ilerliyor.
While shifting between dole And hope, it burns up,
Başka bir ruh gibi görünürüm. İnançsızlıktan, umuda koşar.
Briggs'clutch foot is busted and Ed's shifting arm's shot.
Briggs'in ayağı, Ed'in de kolu gitti.
Is the wind shifting?
Rüzgar yön mü değiştiriyor?
'We're runnin'RPM up about 21 hundred and shifting,'and it'll fall back to about 18.
2100 devire geldiğinde vitesi büyütürüm... ve 1800 devire düşer.
I tell you Krypton is simply shifting its orbit.
Sana söylüyorum, Kripton sadece yörünge değiştiriyor.
The fault line is shifting, which is why you get earthquakes in California.
Fay kırılıyor, bu da depremlere neden oluyor.
Do you mind shifting those animals out of the way?
Şu hayvanları yoldan çekebilir misiniz acaba?
In a shifting world, he held fast, so, yes, maybe he was potty.
Değişen dünyada, sıkı durdu, bu yüzden, evet, belki de ahmaktı.
The Big Dipper is shifting
Büyük ayı takıp yıldızı kayıyor
The Big Dipper is shifting!
Büyük ayın evresi neredeyse tamamlanacak!
You've introduced "speed shifting", "around the hump" the "white knuckler", and this year you introduced a brand new hold.
"Marijuana öpücüğünü", "arkaya dolanmayı", "ak yankesiciliği" tanıttın. Bu yıl yepyeni bir bomba tanıtıyorsun. Nedir o?
- Shifting your responsibility again?
- Yine mi sorumluluğundan kaçıyorsun?
- Shifting, whee!
- Vites değiştirmece, wheee!
Shifting into star drive at Columba Zeta.
Columbus Theta'da yıldız geçidine giriyoruz.
Well hang on to your crankshaft I'm shifting into overdrive.
Krank miline dayan, vites büyütüyorum.
The shifting winds must have put us off course.
Esen rüzgârlarla yönümüz değişmiş olmalı.
Like something's wrong with your bones, .. like your organs are shifting inside your body.
Sanki kemiklerin sızlıyor sanki... organların birbirine çarpıyor.
Shifting to number two.
İkinci pano da gitmek üzere.
Shape-shifting.
Şekil değiştirme.