English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sizzling

Sizzling translate Turkish

269 parallel translation
I'll see to it that your worthless carcass lies sizzling in the desert sun... at the mercy of the vultures.
- Anladın mı? - Evet efendim.
- Sizzling.
- Çok komik.
Now, the kettle's on and soon we'll have a sizzling cup of hot tea.
Şimdi, çaydanlık ocakta ve birazdan sımsıcak bir bardak çay içeceğiz.
- As if I were swimming in sizzling oil.
- Kaynar yağda yüzer gibi.
The lady has a sizzling wit.
Hanımefendinin sıcak bir espri anlayışı var.
The juicy frank, sizzling hot.
Sıcacık, nefis sosisli sandviçler.
She must be a sizzling dancer!
Ateşli de bir dansçı olmalı o zaman.
[Sizzling] BEN : You think we ought to turn it off?
Sürüngen!
"Sizzling rice soup." I love the sound when they dump the rice in.
Pirinç çorbası. Pirinci attıklarında çıkan sesi seviyorum.
Like you're a juicy steak, soon to be sizzling on a grill.
Izgarada cızırdayan, ağız sulandırıcı bir biftekmişsin gibi bakıyor.
He would make hot, sizzling Turkish coffee.
Sıcak, köpüklü bir Türk kahvesi yapardı.
Sizzling.
Hem de ne biçim.
Moe, I'm Mr. Lucky. I'm sizzling.
Moe, ben Bay Şanslı'yım.
- I'm sizzling.
- Çok iyiyim ya.
- I am sizzling.
- İçim kıpır kıpır.
[Kate ] ENOUGH! [ Alf] * 77 CATS A-SIZZLING 76 CATS A-POACHING *
Yeter!
A giant rollercoaster of a novel in four hundred sizzling chapters.
Dört yüz bunaltıcı bölüm içinde, devasa bir marşandiz, bu hikaye.
A huge rollercoaster of a novel crammed with sizzling gypsies.
Ateşli çingenelerle tıkabasa dolu, devasa marşandiz bir hikaye.
[Sizzling]
[Cızırdama]
- - [Sizzling] - - Oww!
... [Cızırdama]... Vauv!
I... I heard the sizzling behind you.
Arkadan gelen cızırdamayı duydum.
[Sizzling]
[Sizzling]
SIZZLING!
- ŞEHVETLİ! -
Got to eat trout while it's sizzling.
Hazır alabalık sıcakken, yemek lazım.
Plump succulent sausage, honey-smoked bacon and glistening, sizzling- -
Dolgun sulu sucuk, balla tütsülenmiş Domuz pastırması ve parlayan, cızırdayan..
- little sizzling belly.
- Küçük titrek göbek.
Yup, it's summertime and the winos are sizzling. Fish are hopping and the DJ's high.
Yaz nihayet geldi ama benim gibi havalandırması olanlar için dert değil.
- Sizzling.
- Cızır cızır.
Bacon and eggs sizzling on the open fire.
Bacon ve açık ateş kumlara yumurta.
We take 1 8 ounces of sizzling ground beef and soak it in rich creamery butter.
500 gr lık cızırdayan eti... erimiş tereyağıyla zenginleştiriyoruz.
[Glass clanking ] [ Sizzling]
Bu harika olurdu.
- [Sizzling] - Hey, hey, watch out!
- Hey, hey, dikkat et!
There's an old ring sizzling in a glass case.
Bir cam kutuda cızırdayan eski bir yüzük vardı.
An old ring sizzling in a case?
Cam bir kutuda cızırdayan eski bir yüzük mü?
-'Tis sizzling and boiling.
- Bu cızırdıyor ve kaynıyor.
- [Diners Chattering ] - [ Sizzling ] [ Bill Laughing] He'll enjoy that. - Very good.
Seveceğinizi düşünüyorum.
Arise, Duke of Deep-Fried! Sultan of Sizzling!
Uyan mısır patlağı suratlı yaratık!
- [Electrical Current Sizzling ] - [ Excited Chattering ] Uh, sir, about that, uh - that kiss - l - [ Laughs]
Şey efendim öpücük için özür dilerim.
And you were sizzling like a wiener on a hibachi.
Ve sen mangol sosu gibi kızmıştın.
burning... impaled his innards exposed and sizzling upon his lap.
sıkışmış vaziyette ölecek içorganları dökülüp, kucağında cayır cayır yanacak.
Sizzling.
Cayır cayır yanıyorum.
Am I sizzling now?
Şimdi cızırdıyor muyum? !
If you smell something sizzling, it could be me.
Eğer bir cızırtının kokusunu alırsanız, bu ben olabilirim.
Do I have special powers? Like setting things on fire with my sizzling eye beams?
Ateş saçan bakışlarımla bir şeyleri yakmak gibi?
Bacon. Sizzling, crackling wafting into my bedroom while I was still asleep starting in my dreams, and coaxing me into awake.
Hâlâ uyurken yatak odama ağır ağır kokusu gelen, gevrek domuz eti kokusu.
He made sizzling scallops, and after dinner things got even hotter.
Bana soslu midye yaptı ve yemekten sonra işler daha da ateşlendi.
Are you sure? "Sizzling, three-way, backdoor action... featuring two sexy soul sisters- -"
Emin misiniz? "Üç yollu giriş, arkadan alanlar..." "iki seksi kızkardeş"
- Sizzling.
- Cayır cayır.
Hot-o-rama! In the "Oh, my sizzling loins" sense.
Hot-o-rama! "Cızırdayan etlerim" anlamında.
[Sizzling, Sparks]
Talimatlar?
[Sizzling]
- Ben! Ben!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]