English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Slipping

Slipping translate Turkish

1,539 parallel translation
Herb didn't know what was happening to him... he just felt himself slipping deeper and deeper in the chaos.
Herb kendisine ne olduğunu bilmiyordu o sadece kendisinin kargaşanın derinliklerine kaydığını hissediyordu.
When I got there, he was already slipping away.
Oraya gittiğimde can çekişiyordu.
I am your biggest fan. I think you are this close to being the biggest movie star on the planet, but you are slipping. Over a girl?
Neredeyse dünyanın en büyük yıldızı olmak üzeresin ama bir kıza kapılıp, kendini bıraktın.
I could feel the chopper slipping.
Pervanenin dönüşünü.
You're basing this whole diagnosis, everything, on the idea that I was slipping him illegal drugs.
Tanıyı ve geri kalan her şeyi ona yasadışı ilaçlar vermem üzerine kuruyorsun.
It's about Marissa and her future, which we can both see is slipping away from her.
Bu, Marissa'yla ve onun geleceğiyle ilgili ve ikimiz de görüyoruz ki geleceği kayıp gidiyor elinden.
I mean, that way you don't have to worry about me slipping up with Caleb, and you can make all the personal sacrifices you want.
Böylece, hem Caleb'in yanında ağzımdan bir kaçırır mıyım diye endişelenmezsin, hem de istediğin tüm fedakarlıkları rahatça yaparsın.
Something I've been trying to grasp at all summer, but it just kept slipping through my fingers until I saw you the other night at the beach at the bonfire.
Yaz boyunca kavramaya çalıştığım ama parmaklarımın arasından kayıp giden bir şey. Önceki gece seni kumsalda gördüğüm o ana kadar. Şenlik ateşinin yanında.
I just saw you slipping away, and I guess I panicked.
Ama, elimden kayıp gittiğini gördüm ve galiba paniğe kapıldım.
Nathan, I'm slipping, you're gonna drop me!
Nathan, kayıyorum, beni düşüreceksin!
- She's slipping through my fingers.
Sanki parmaklarımın arasından kayıp gidiyor gibi.
She's slipping through my fingers.
Parmaklarımın arasından kayıp gidiyor.
Shane is slipping inside info to Antwon.
Shane, Antwon'a bilgi aktarıyor.
Yeah, that's my life slipping away.
Evet, hayatım gözlerimin önünden geçmeye başladı.
We think he's been slipping you controlled doses of the drugs. They've made you highly suggestible.
Sizi kolayca etkilenebilir yaptı.
So which one of you guys is slipping the high hard one to Martha Stewart?
Şu Martha Stewart'a içinizden hanginiz "salıyor"?
When did you start noticing that Ma's cooking was slipping?
Annemin yemeklerinin kötüleştiğini ne zaman fark etmeye başladın?
Now that on my own life was slipping away, I paid closer attention to the lives of others.
Madem ki, hayatım ellerimden kayıp gidiyordu, başkalarının hayatlarına daha yakından alaka gösterecektim.
Slipping back into her role as cub to be provided for, she didn't wait to be invited this time.
Yeniden yavru pozisyonuna dönen Legadema, bu defa da davet edilmeyi beklemedi.
- I can't. I'm slipping.
- Yapamıyorum, kayıyorum.
And the Miners'perfect season is slipping away.
Muhteşem bir sezonu kaçırıyorlar.
- - l'm slipping!
- Kayıyorum!
Time's slipping away here.
Zaman gittikçe daralıyor.
Well, he was slipping up to your room.
Ama senin odanda kalacak.
Slipping her the pills was absurdly easy, because for Mom, every morning was Margaritaville and I was her bartender.
Hapları ona yutturmak oldukça kolaydı, çünkü annem için sabahları Margaritaydı. ve bende onun barmeniydim.
I was landing whales like Chapman when you two jerk-offs were playing beer pong in your frat basement and slipping roofies to the local high school girls!
Ben Chapman gibi balinaları avlarken... Siz iki hıyar bodrumda bira içme yarışı oynayıp... liseli kızların içkisine ilaç koyma peşindeydiniz.
The rope is slipping. Go up on the roof and secure it. Okay.
- Yukarı çıkıp, ipi sağlamlaştır.
Always slipping in a little fishing expedition to feel... out their bank account.
Her zaman, banka hesaplarını anlayabilecek ufak numaralar yapardı.
This towel is to keep you from slipping.
Havlu kaymamak için duruyor.
I'm slipping.
Kayıyorum.
Okay, he's slipping.
Tamam, kayıyor.
First thing that doesn't go your way you're gonna be slipping into Carol's Clip and Curl and stealing all her hair-care products.
Senin yapacağın ilk şey Carol'un Clip and Curl'üne gizlice gireceksin ve bütün saç bakım ürünlerini çalacaksın.
I bet you're slipping it to your little chum here, eh?
Eminim buradaki arkadaşınla paylaşıyorsundur.
He keeps slipping out of the hands of our enemies against all odds.
Her şeye rağmen düşmanlarımızın elinden kaçmayı başarıyor.
I got fired from the lab due to slipping performance.
Performans düşüklüğümden dolayı laboratuardan kovuldum.
You were always slipping in beside me when you were little.
Küçükken hep yanıma geliverirdin.
I feel my fucking power slipping.
Gücümün elimden kaydığını hissediyorum.
My power is slipping. You're fucking pathetic!
Zavallının tekisin!
Not the slipping-in-horse-poop story!
At pisliğine düşme hikâyesi olmaz!
Then I'm gonna catch him slipping'.
Sonra onu uykusunda yakalayacağım.
He's slipping into unconsciousness.
Bilincini kaybediyor.
And that's why you keep grabbing for air and he keeps slipping away.
Bu yüzden hep karavana atıyorsun, o da elinden kaçıyor.
you're slipping, son.
Kötüye gidiyorsun, evlat.
Crucial information I need to finish the cure is slipping through my fingers while insignificant minutia of my experience as an Ancient is still fresh and clear in my mind.
İlacı bitirmek için gereken önemli bilgiler parmaklarımdan kayıyor, ama Eskiler'den biri olarak yaşadığım tecrübelerin ufak ayrıntıları hala zihnimdeler.
When an opportunity is slipping through their fingers, even a doctor can succumb to one of the basest human impulses.
Kariyeri için iyi bir fırsat elinden kaçmak üzereyken, bir doktor bile en temel insani dürtülere karşı koyamayabilir.
I bet he forgot to mention the fact that he's the king of slipping girls the date rape drug.
Eminim kızların içkilerine tecavüz hapı attığını söylemeyi unutmuştur.
- if I see you slipping.
- kıçını korumaya çalışma hakkına sahibim.
- I'm not slipping.
- Ben kaymıyorum.
.. and I started slipping down.
.. ben de dibe doğru batmaya.
I'm slipping that guy a little something extra to keep an eye on you, by the way.
- Buna gerek yok.
I love slipping people money to do things.
Geldik mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]