Smooth sailing translate Turkish
135 parallel translation
Look, Belle, I know this hasn't been a good trip for you, but, well, we're going to have smooth sailing from here on out.
Bak, Belle, Biliyorum, bu senin için iyi bir gezinti olmadı. ama biz şuan rahat bir yelkenlideyiz.
You really don't want smooth sailing, Bren.
Sen rahat bir yolculuk istemiyorsun, Bren.
Now it's smooth sailing.
Artık işler yolunda.
Tseng Chien, it's been a smooth sailing all along
Tseng Chien, ne tuhaf değil mi?
- Smooth sailing, doc.
İyi yelken açmalar, Doc.
Once you've got the tricks, then it's smooth sailing.
Eğer kazıklanırsan apışıp kalırsın.
Your filofax is all set, so it should be smooth sailing.
Ajandanız hazır. Böylece rahat bir seyahat olacak.
- Yeah. Smooth sailing now.
- Evet, sakince yelken açabiliriz artık.
After that, it would be smooth sailing the rest of the way. Really?
- Ondan sonra yolculuğun geri kalanı sorunsuz geçerdi. – Gerçekten mi?
- Smooth sailing, sir.
- Kaymak gibi gidiyor efendim.
We should have smooth sailing for the rest of the night.
Gecenin kalanında sorunsuz bir yolculuk yapacağız.
- After this payoff, it's smooth sailing.
- Bu işten sonra önümüz açık.
A few shield modifications, and it should be smooth sailing.
Birkaç kalkan modifikasyonu ve pürüzsüz kullanım yeterli olur.
Smooth sailing.
Pürüzsüz kullanım.
- So, um, it should pretty much me smooth sailing from here on out.
- Yani, um, bu beni gerçekten etkiler burada karşıya kadar kayık kullanmak.
Mr. Fader, smooth sailing, as always.
Bay Fader, her zamanki gibi güzel.
Congratulations on 182 days of smooth sailing.
182 günlük sorunsuz gezintiye tebrikler.
Yes, smooth sailing through calm seas.
Gayet sakin ve olaysız.
- Smooth sailing my ass.
- Düzgün uçuşmuş, külahıma anlatın!
It's smooth sailing. Nothing but calm seas, blue horizons.
Her şey harika, sular sakin ve gökyüzü göz alabildiğine masmavi.
Right here is where the angel is supposed to show up... and tell you not to pull your dick out, but we bitch-slapped that mother fucker and sent him packing... so it's smooth sailing.
Burada iyilik meleğinin durması gerekiyordu. Sana aletini çıkarmamanı söyleyecekti. Ama o anasını düzdüğümün çocuğunu tokatlayı p paket yaptım.
So from here on out, smooth sailing. I promise.
Artık bir sorun çıkmayacak, tamam mı?
Smooth sailing all the way.
Hiçbir problem çıkmadı.
Past that point, smooth sailing.
Buradan geçtikten sonra kolayca ilerleriz.
- Smooth sailing, I'd say.
- Düz yol almak diyebilirim.
Smooth sailing from here.
Bundan sonra yolumuz düz.
Okay, I was wishing for smooth sailing through high school, but this will work.
Pekala, lise için düzgün bir yolculuk dilemiştim, ama bu da işe yarar.
Well, I figured if I passed the polygraph... that got me through the Academy, it'd be smooth sailing.
Akademiden mezun olmamı sağlayan yalan makinesini atlatıysam, her şeyi atlatırım. Sen?
According to the charts your OB sent over... your pregnancy's been smooth sailing so far.
Doğum uzmanınızın yolladığı dosyaya göre hamileliğiniz sorunsuz geçiyormuş.
Sweetheart, if it was all smooth sailing, you know where we'd be?
Hayatım, her şey yolunda gitseydi, ne olurduk biliyor musun?
It'll be smooth sailing from here on out.
Bundan sonrası güzel.
Has the director passed judgment on you yet? a hospital is a world of politics. your career was going to be smooth sailing.
Bayern'in önde gelen yatırımcılarından Bay Ruto Gakushi Hartoholz ormanında ölü olarak bulundu. "Spiras Cinayeti." Orta yaşlı bir çift Izar nehrinin yukarısına doğru boğulmuş olarak bulundu.
Listen, Luke, I know it wasn't always smooth sailing between us, but... whatever your mom wants us to be, I just want you to know that...
Dinle Luke, aramızda her zaman sakin bir ilişki olmadığını biliyorum ama annen bizimle ilgili ne karar verirse versin, bilmeni isterim ki...
The election should be smooth sailing.
Seçim pürüzsüz geçer herhalde.
" the rest of the evening should be smooth sailing.
"... akşamın geri kalanı sorunsuz geçecektir. "
Has the path followed You like a smooth sailing boat.. .. or it became smooth by itself?
Yelkenli seni takip ederek mi yolunu buldu yoksa tek başına mı yolunu buldu?
You're cleared for departure. Smooth sailing, Columbia.
Ayrılmanız onaylandı Yolunuz açık olsun Kolombiya.
From here on out, it's gonna be nothing but smooth sailing.
Şu andan itibaren, hayatımız rahat ve sorunsuz olacak.
- Yeah, smooth sailing.
- Evet, hiç sorun yok.
But it was mostly smooth sailing.
Ama genel anlamda gayet iyilermiş.
Looks like smooth sailing this morning heading into downtown Seattle.
Bu sabah Seattle şehir merkezine doğru düz bir gemi yolculuğuna benziyor.
"That's too big, I have to go around that." Or, maybe it'll see smooth sailing and just move on.
"Bu çok büyük bunun çevresinden dolaşmalıyım", diyebilir. Ya da önünün açık olduğunu görüp hareket etmeye devam edebilir.
Smooth sailing, right?
Kolay olacaktı, tamam mı?
All right, heads down, lips sealed, smooth sailing.
Tamam, başlar aşağı, dudaklar kilitli, sessiz ve derinden.
Now it's nothing but smooth sailing to Ba Sing Se.
Ba Sing Se'ye varmak için önümüzde hiçbir engel kalmadı.
No, I remember them arguing a lot during the gas crisis of'79. But since carter left office, it's been pretty smooth sailing.
Hayır, 79 yılındaki gaz krizi sırasında tartıştıklarını hatırlıyorum fakat Carter bürodan ayrıldığından beri düzgün bir şekilde devam ediyorlar.
Smooth sailing.
Sorun yok.
Yeah, Day 2, that was pretty smooth sailing.
Evet 2. gün ve şu an herşey sakin.
Smooth sailing today as Mars enters your inner circle. "
Mars bugün burcunuza girerken yumuşak bir seyir var. "
Smooth sailing.
Yolunda mı?
But when you are ticking off the years past 40 and the sailing is smooth... suddenly you realize, statistically speaking... I'm closer to the end of my life than I am to the beginning.
İnsan 40 yaşını geçince, aniden hayatının sonuna... başına olduğundan... daha yakın olduğunu düşünmeye başlıyor.