English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Snipe

Snipe translate Turkish

179 parallel translation
No man is safe. Look at the way my constituents snipe at me.
Seçmenlerimin bana nasıl saldırdıklarına bir bakın.
It sounds like a snipe hunt.
Av-avcı kokusu alıyorum.
- That only a coward will allow Cisco and that one to snipe me.
- Ancak bir korkak Cisco ve diğerinin bana pusu kurmasına izin verir.
After 17 years, I deserve something better than a goddamn snipe hunt like this.
17 yıldan sonra, böyle beyhude işlerle uğraşmayı hak etmiyorum.
It's that snipe we're after, Mr. Sumner.
O pisliği istiyoruz, Bay Sumner.
Well, I've always admired you as a critic, Snipe.
Bir eleştirmen olarak sana hep tapmışımdır, Snipe.
- A splendid review, my dear Snipe.
- Muhteşem bir eleştiri, sevgili Snipe.
- Your name is Hector Snipe?
- Adın Hector Snipe değil mi?
Criticism is one thing, my dear Snipe.
Eleştiri bu işin sadece bir yönü, sevgili Snipe.
It's a grave tale, Snipe, and difficult to write, but I am sure you can rise to the occasion.
Bu ağır bir hikaye, Snipe, ve yazması da çok zor, ama eminim sen bununla da başa çıkabilirsin.
Yeah. Hector Snipe.
Hector Snipe.
George Maxwell, Hector Snipe...
George Maxwell, Hector Snipe...
Snipe yourself! Long lay your snipe!
Boyun egin bakalim!
Snipe! Snipe! Blind as a Snipe!
Egin boynunuzu!
... Snipe!
... Egin!
Snipe!
Boyun egin!
... Blind as a Snipe!
... Egin egin! Boyun egin!
Snipe!
Salak!
Laura is snipe!
Laura salak!
It's called, Fisherman gains when snipe clam fight.
Derler ki, çullukla balık savaşırken balıkçı kazanırmış
They look really shabby. In that case, another few three feet, go back out in the veldt and snipe at them.
O halde, bir metre daha açık alana çıkın ve onlara nişan alın.
He's snipe hunting.
Çulluk avında.
You sent him on a snipe hunt. I love it.
Onu çulluk avına gönderdin. Bayıldım.
What's a snipe hunt?
Çulluk avı nedir?
It's an age-old custom wherein we take an uninitiated hunter like Dr Crane, put him in a clearing with a gunnysack and we beat out the snipe to him.
Çulluk avı çok eski bir gelenektir. Dr. Crane gibi olaya vakıf olmayan avcıyı çuval ile birlikte meydana bırakır ve ses çıkartarak çullukları ona yönlendirsin.
There's no such thing as a snipe, so there's no reason for us to hang around.
Çulluk diye bir şey yok bu yüzden orada takılmamıza da gerek yok.
Sammy made up this terrific snipe call.
Sammy harika bir çulluk çağırma sesi yaptı.
After a couple of hours in the position, I heard some snipe in the bush, so I went off to pursue them and I got lost in the woods.
Birkaç saat pozisyonumu koruduktan sonra, çalılardan çulluk sesi duydum ben de sesi takip ettim ve ormanda kayboldum.
To snipe hunting.
Çulluk avına.
Wait until you come home with a snipe strapped to the hood of your car?
Arabanın üstüne çulluk'u koyup da gelene kadar bekle.
My one regret is we didn't get a snipe. lt's all my fault.
Tek pişmanlığım çulluk yakalayamamamız. Ve hepsi benim hatam.
- ln the wilds where the snipe run free.
- Çullukların özgürce konuştuğu doğaya.
Sam told me the snipe run best when it's a full moon.
Bu gece Dolunay'ın olduğu zaman. Sam, çullukların en çok Dolunay zamanı koştuğunu söyledi.
You're the first bagger I ever met to go snipe hunting twice in the same night.
Aynı gece de iki kere çulluk avına giden tanıdığım ilk paketçi sensin.
You're not going to believe this but Diane just attempted to tell me that there's no such thing as a snipe.
Buna inanamayacaksınız ama Diane az önce bana çulluk diye bir şeyin olmadığını söylemeye kalktı.
You will not be a snipe widow.
Dul bir çulluk olmayacaksın.
the snipe was speaking of you in her deep marsh.
Bataklıktaki çulluk senden söz ediyordu.
Pastry a la forest snipe.
Orman Pastası.
Baron, sometimes you are so wet... one could shoot snipe off you.
Baron, bazen o kadar sulu oluyorsunuz ki hakaretlerinizden dolayı biri sizi vurabilir.
Why there is a snipe?
Neden açık?
What I want you to do is snipe the guy.
Tek istediğim, pusuya yatıp onu vurmanız.
For I mine own gained knowledge should profane if I would time expend with such a snipe but for my sport and profit.
Eğlence ve kazanç olmasa işin içinde vakit harcamak böyle bir ahmakla hakaret olurdu aklıma.
I'm going to join the snipe hunt - if you don't mind - before the body count rises.
Birilerine şaka yapmaya gidiyorum, sakıncası yoksa tabi. Ceset sayısı daha fazla artmadan.
You horrible little snipe! Did you hear?
Seni sinsi uyuz!
Mulder, you can't just take him on some snipe hunt.
Mulder, onu bir çeşit çulluk avına sokamazsın. Durumu müsait değil.
You just sit there and you snipe and sneer and you moan, you carp and you complain, you damn and blast, and you burn and bludgeon everything until there's nothing but ashes!
Orada öylece oturup, insanlara saldırır, küçümser ve garip sesler çıkarırsın. Mızmızlanırsın, şikayet edersin, lânetler edip, eser gürlersin. Ve geriye külden başka bir şey kalmayana kadar yakıp yıkarsın her şeyi.
This is starting to feel like the snipe hunt I was afraid of.
Bu korktuğum pusu avı gibi gelmeye başlıyor.
There's no such thing as a snipe, sir.
Burada pusu filan yok, efendim.
I'll send that smug engine-fixin'snipe back below decks where he belong.
O kendini beğenmiş tamirciyi ait olduğu yere göndereceğim.
Maybe he gets off sending the FBI on snipe hunts.
Belki de FBI'ı kuş avına göndermekten hoşlanıyordur.
Common little gutter snipe.
Küçük, adi sokak çocuğu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]