Snipers translate Turkish
661 parallel translation
004, 009, you are snipers.
004, 009, sizler de keskin nişancılarsınız.
2 snipers cut into our machine-gun nest and laid an egg.
Keskin nişancılar yuvamızı buldular ve yumurta koydular
They are mere snipers and therefore must be brought to justice, is that clear?
Bu anlaşmalardan doğan haklar... bizlere pusudaki keskin nişancılar ile... düzenin sağlanmasına hak tanıyor. Yeterince açık konuştum mu?
North of the river, Italian partisans fought German troops and Fascist snipers.
Nehrin kuzeyinde, İtalyan gerillalar Alman birliklerine ve faşist keskin nişancılarına karşı savaştı.
There are Fascist snipers.
Orada faşist keskin nişancıları var.
Watch out for snipers.
Nişancılara dikkat edin.
Snipers, the man says.
Adam nişancı diyor.
If we were Germans, we'd be under fire from snipers.
Eğer Alman olsaydık, çoktan keskin nişancı ateşi altında kalmıştık.
Anderson :
Snipers!
Snipers! Take cover!
Yerime geç.
The rest of us'll get after those snipers. Let's go.
Geri kalanımız o pusu nişancılarının peşinden gidecek.
Now get the snipers out and flank the road.
Şimdi nişancıları çıkar ve yolu kuşatın.
There are a couple of blonde snipers over there, real man-killers.
Orada bir çift sarışın fıstık var, bir içim su.
He's not gonna hurt me. These snipers... they specialized at officers.
Bu keskin nişancılar... subaylara odaklanıyorlar.
We have to break the glasses, because tonight we'll have the moon in front of us, and we don't want to help the snipers.
Camları kırmak zorundayız çünkü bu gece ayı karşımıza alacağız. Keskin nişancıların ekmeğine yağ sürmek istemeyiz. - Peki, peki!
Watch out for snipers.
Keskin nişancılara dikkat edin.
Try and get snipers up there.
Nişancıları yukarıya yerleştirmeye çalış.
Well, these people are touchy that way. Oh, we don't want to have snipers at our backs.
Bu insanlar bu konuda çok hassaslar bizi arkamızdan vurmalarını istemeyiz değil mi?
Royalist snipers.
Kraliyet nişancıları.
We got within 20 miles, then I was spotted by a couple of snipers.
20 mil içeri girdik, akabinde birkaç sniper beni yakaladı.
The Austrians have good snipers.
Avusturyalıların iyi keskin nişancıları var.
I want rustlers, cutthroats, murderers, bounty hunters desperados, mugs, pugs, thugs, nitwits, half-wits, dimwits vipers, snipers, con men, Indian agents, Mexican bandits muggers, buggerers, bushwackers, hornswagglers horse thieves, bull dykes, train robbers, bank robbers, ass kickers shit kickers and Methodists!
Davar hırsızlarını, boğaz kesenleri, katilleri, servet avcılarını... haydutları, kiralık katilleri, geri zekalıları... esrarkeşleri, canileri, dolandırıcıları, kızıIderili ajanları, Meksikalı haydutları... hırsızları, çetecileri, soyguncuları, eşkıyaları... at hırsızlarını, lezbiyenleri, tren soyguncularını... bok karıştırıcılarını ve Metodistleri istiyorum!
We keep right on to Sugarland, no roadblocks, and no snipers and no nothin'!
Biz Sugarland'e gideceğiz. Barikat, tetikçi, hiçbir şey olmayacak.
50 men inside the tunnel, north and south of the train, well concealed, all wearin'vests and armed with machine guns, shotguns, handguns, riot guns, and a half-dozen snipers.
Tünelde 50 adam var. Trenin güney ve kuzeyinde, iyi gizlenmiş, çelik yelek ve makinalılarla donatılmış durumdalar. tüfekler, tabancalar, caydırıcı silahlar ve yarım düzine de sniper var.
I figure it's a couple of dozen sharpshooters and snipers.
Silüetlere bakılırsa birkaç keskin nişancı.
It had to be one of the snipers.
Keskin nişancılardan biri olmalı.
Those bleeding snipers will get him.
Keskin nişancılar onu vuracak.
Snipers!
Tüfekler!
And two snipers already means an organization...
2 keskin nişancı demek, bu iş örgüt işi demektir.
So one of the snipers was Daslow. up on the terrace... and the other one here, on the 2nd floor.
Demek ki keskin nişancının biri terastaki Daslow'du diğeri de burada, 2. kattaydı.
- There are eight patrols... checking the villages for die hard snipers.
- Sekiz devriye var köylerde inatçı keskin nişancı arıyorlar.
- But watch out, they've got snipers too.
- Ama dikkatli olun, keskin nişancıları da var.
They seemed to be fascinated with our Springfield 1903. The rifle our snipers used.
Keskin nişancılarımızın kullandığı Springfield 1903'lerimizden... etkilenmiş gibiydiler.
Arab snipers.
Arap keskin nişancılar.
Don't push him. Call in the snipers.
Ona ilişmeyin.Keskin nişancıları çağırın.
But at night we've got to stay in the bunkers, as snipers sneak in.
"Ancak geceleri sığınaklarda kalmak zorundayız, zira keskin nişancılar var."
KGB snipers usually wear body armour.
KGB nişancıları genelde çelik yelek giyer.
Sometimes Afghan snipers pick off tank drivers.
Bazen Afgan nişancıları tank şoförlerini vururlar.
Snipers use it for night vision.
Keskin nişancılar gece görüşü için kullanır.
They knew about the snipers, and they just let them zap Brownie.
Nişancılardan da. Ve Brownie'nin haklanmasına göz yumdular.
We set up three snipers, and that's all it takes.
Üç keskin nişancı ayarlarız, tüm gereken bu.
Night scopes for the snipers.
Nişancılara gece dürbünü verin.
Simmer the snipers.
Önce soğanlar..
- Snipers.
- Nişancılar.
Cordon Bleu calling Onion Snipers.
Cordon Bleu Soğan Cücüğünü arıyor.
Our own snipers would've covered the area.
Herhalde önceden belirlenmiş buluşma noktası olan Teksas Sineması'na gitti.
Snipers!
Nişancılar!
Come on, snipers, where are you?
Hadi ama keskin nişancılar, nerdesiniz?
I wish I'd get that snipers buddy.
Keşke o keskin nişancıyı bulsam.
Filthy snipers!
Pis nişancılar!
They're snipers.
- Evet, yaparlar.