Snowflakes translate Turkish
157 parallel translation
Hi, Snowflakes.
Selam Kartopu.
Try to catch snowflakes on your tongue.
Dilinizle kar tanesi yakalamaya çalışın.
I never eat December snowflakes.
Asla Aralık ayında yağan karı yemem.
Snowflakes that stay On my nose and eyelashes
Burnumda ve kirpiklerimde Kalan kar taneleri
And then I walked home all by myself in the beautiful snowflakes.
Sonra da tek başıma, karda yürüyerek eve geldim.
I can always choose between two grapes, two rolls, two snowflakes
İki üzümden, iki somundan veya iki kar tanesinden birini seçebilirim her zaman.
Snowflakes white and fluffy make a magic sight,
Kar taneleri yumuşacık, bembeyaz, ne güzel bir manzara.
With their golden snowflakes
İsviçre'den
No... they were snowflakes
Hayır.. onlar kar taneleri.
# Suddenly the snowflakes that fall have a meaning # # Sprinkling the scene #
# Ani kar tanelerinin ki her düşüşün bir anlamı var # # etrafa saçılır #
Do the snowflakes too.
Haydi paylaşın. Kar taneleri yapabilirsiniz.
On the surface we see a picture-postcard landscape of snowflakes and skaters, but underneath, the cannibal fish, the gangs, the sharks, those who control the gangs, and the whales, the big bosses, all move in deadly swarms.
Yüzeyinde kar tanecikleri ve patenlerinle kayanları görebiliyorsunuz. Ama altında küçük piranalar yani çeteler, köpek balıkları yani patronlar, balinalar yani daha büyük patronlar sinsice kol geziyor.
♪ snowflakes, sleigh bells
Kar taneleri, kızak çanları
The snowflakes are perfect.
Kar taneleri mükemmeldir.
They're just winter scenes... dachshunds, snowflakes.
Onlar sadece kış manzaralarıydı. Mazılar, kar taneleri.
Close your eyes and think of snowflakes, and moonbeams, and whiskers on kittens.
Gözlerini kapa! Ve kar tanelerini düşün ve ay ışığını ve yavru kedilerin bıyıklarını... Bakmak yok!
A furry bunny is running through delicate white snowflakes.
Ve tüylü tavşan beyaz karların üzerine doğru koşuyor.
It was one of those nights... warm and cozy inside... great, fat snowflakes... drifting down in the blackness beyond the frosted panes.
Yine o gecelerden biriydi. İçerisi sıcak ve samimi. Buz tutmuş camların ötesindeki karanlıkta büyük muhteşem kar taneleri düşüyor.
Show me all the sounds bright as snowflakes all those secrets which together make up the Creation in Infinite Space.
Kar taneleri kadar berrak tüm sesleri göster bana ve sonsuz evreni meydana getiren tüm yaratılış sırlarını.
The snowflakes evaporate... and then turn into hailstones.
Kar taneleri buharlaşıp doluya dönüşüyor.
"who look like snowflakes"
"Çimenlerin üzerinde"
" Sweet balance and snowflakes on the steps waiting.
Tam bir denge ve merdivenlerde bekleyen kar taneleri...
Try to catch snowflakes on your tongue, it's fun.
- Kar tanelerini dilinle yakalamayı dene. Çok eğlenceli
I found two snowflakes that are exactly alike.
Birbirinin aynısı iki kar tanesi buldum!
They're just winter scenes, dachshunds, snowflakes.
Onlar sadece kış manzaralarıydı. Mazılar, kar taneleri.
No two Go games are alike, just like snowflakes.
İki Go oyunu birbirinden tamamen farklıdır, tıpkı dolu gibi.
Your fingerprints are just like snowflakes.
Parmakizlerin kar tanesi gibi.
" They drift like snowflakes... smell the scent of flowers
" Kar taneleri gibi sürüklenirler Çiçeklerin kokusunu koklarlar
- Just catching snowflakes.
- Kar tanelerini yakalıyorum.
Snowflakes do not enter the flags.
Bayrakta kar taneleri olmaz.
The flag of P? It North It has seven snowflakes.
Kuzey Kutbunun bayrağında, 7 tane kar tanesi var.
You were wearing that blue sweater with the snowflakes that you have.
Üstünde o çok sevdiğin kar taneli mavi kazağın vardı.
Maple-sugar snowflakes on all the pillows?
Yastıkların üzerinde akçaağaç şekerli kar taneleri?
Snowflakes it is.
Kar taneleri.
You can turn the snowflakes so they're bigger or smaller.
Kar tanelerini büyütüp küçültebiliyorsunuz.
Everything's rigged to make this thing give realistic-looking snowflakes.
Her şey bu aletin gerçek görünümlü kar taneleri üretebilmesi için düzenlendi.
OKAY, COME ON, SNOWFLAKES. LET'S GO OUTSIDE.
Tamam, hadi kar tanelerim, dışarı çıkalım.
I saw all those millions of snowflakes drifting down toward me.
Milyonlarca kar tanesinin bana doğru geldiğini gördüm.
I mean, think about all the snowflakes that have fallen all over the world throughout Earth's history.
Dünyanın başlangıcından beri, her yere yağmış olan bütün kar tanelerini bir düşünün.
And I saw snowflakes, falling on my sleeve.
Ve kar tanelerinin üstüme düştüğünü gördüm.
I think patients are like snowflakes.
Bence hastalar kar tanesi gibiler.
The snowflakes dusted down over the old buildings as if this were just any old town.
Kar taneleri köhne binaların üzerine diğer kasabalardaki gibi düşüyordu.
"And just as she finished the snowflakes all at once stopped tumbling down,"
Konuşmasını bitirdiğinde, kar taneleri de birden durmuştu.
- People are not snowflakes.
- İnsanlar kar tanesi gibi değildirler.
No two snowflakes are alike, right?
Hayır iki kar tanesi birbirine benzer, değil mi?
Almost as good as snowflakes.
Neredeyse kar taneleri kadar güzel.
I'm snowflakes. I'm latkes.
Ben bir kar tanesiyim.
When snowflakes are falling I " ll be near your door
Kar taneleri düşerken Kapında olacağım
I mean, every one of them, unique, special, like snowflakes.
Etrafınıza bakın. Her biri eşsiz, özel, kar taneleri gibi.
He marveled at the delicate shapes of snowflakes.
# Ne zaman gösterecek aynalar #
Once great snowflakes fell in the castle courtyard.
Kale avlusuna iri kar taneleri düşer düşmez.