English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / So i'm thinking

So i'm thinking translate Turkish

1,570 parallel translation
I know it seems so selfish to even say it but I was thinking maybe I could just take a personal leave just do nothing for a week or two and maybe clear my head.
Çok bencilce bir hareket olabilir ama düşündüm de özel izin alabilirim. Bir iki hafta hiçbir şeye karışmam. Belki biraz kendimi toparlarım.
Okay, so here's what I'm thinking.
Planımı anlatayım.
SO I'M THINKING YOU AND I NEED TO TALK.
O yüzden konuşmamız gerek.
So I'm thinking a little bit of TNT with a dash of ammonium nitrate.
Bir miktar TNT ve amonyum nitratlı patlayıcı sanırım.
When he saw Sara, she was headed northbound in this alley so, I'm thinking she must have been stashed somewhere around here.
Sara'yı gördüğünde bu sokakta kuzeye doğru gidiyormuş. Yani buralarda bir yerde tutuluyordu.
I can't help thinking that what i've done Is something so terrible, so inappropriaia- -
Ve ben yaptığım çok berbat, çok yersiz şeyi düşünmeden duramıyorum.
Okay, so I'm thinking we write on the billboard, in nice big letters, "We have two-for-one drink specials on Thursdays."
Tamam, düşünüyorum da panoya güzel, büyük harflerle, "Perşembe günleri iki içki alana bir tane bedava" yazalım.
So I'm thinking- - slumber party at my house. All right, I mean, it sounds a little pg-13, but... No!
Düşündüm de bende bir pijama partisi yapsak kulağa on üç yaşındaymışız gibi geliyor ama...
hey, ethan, so i was thinking... i don't know what you're getting annie for her birthday, but let's make sure she has an amazing day, okay?
Hey, Ethan, düşünüyordum ki... Annie'ye doğum günü için ne alacağını bilmiyorum... Ama onun harika bir gün geçirteceğimize emin olalım, tamam mı?
So, I'm thinking the killer probably pulled his truck into the garage.
O yüzden, bence katil büyük ihtimalle aracını garaja çekti.
How so? I was thinking, um, Maybe you could read some of the stuff i wrote.
Düşünüyordum da,... yazdığım şeyleri bir okuyabilirsin.
Thinking about wearing a tank on the show, so I'm getting my arms yoked.
Programda kolsuz giymeyi planlıyorum. Böylece kaslarımı gösterebilirim.
- so what I'm thinking...
- yani düşünüyordum da...
Right, so I'm thinking of playing it between main course and pudding.
Pekâlâ, ana yemekle tatlının arasında çalmayı düşünüyorum.
So I'm thinking, eventually, some form of sexual congress.
Bunun nihayetinde bir çeşit cinsel yakınlaşma.
I couldn't let them down so I'm thinking about coming up for a few days.
Kıramadım ben de, birkaç günlüğüne gelesim var oralara.
I just started, but the salvage yard was in the middle of nowhere, so I'm thinking that Chris must know whoever picked him up.
Yeni başladım, ama hurdalık çok sapa bir yerde. Bence Chris onu alan kişiyi tanıyor olmalı.
So I'm thinking you had some help.
O yüzden yardım aldığınızı düşünüyorum.
It happened so fast I did it without thinking.
Çok hızlı oldu düşünmeden yaptım.
So, you know what I'm thinking, do you?
Şu an ne düşünüyorum biliyor musun?
" Danny, I have a feeling you and I are thinking the same thing here, so I'm just gonna come out and say it.
Danny, içimden bir his ikimizin de aynı şeyi düşündüğünü söylüyor. Bu yüzden uzatmadan söyleyeceğim.
So... I stopped seeing and thinking.
Bu yüzden düşünmeyi ve görmeyi bıraktım.
So, that gets me thinking, " I should put a jackhammer on there,
Ben de düşündüm ve oraya bir havalı matkab taktırmalıyım dedim.
You know, I actually wanted to tell you that I've been thinking so much about...
Seni bir an bile aklımdan çıkaramadığımı söylemek iste...
You ain't so growed up as I was thinking.
Sandığım kadar büyümemişsin henüz.
I'm so tuckered out, if I have a little nap, I'll make a better presentation... is what I'm thinking.
Ben de çok yoruldum. Biraz uyursam, belki kendimi daha iyi sunabilirim.
- So we had the stargate powered you're thinking I'm insane.
- Stargate'e enerji verdik deli olduğumu düşünüyorsunuz.
Used to be Marlo's bank, but Marlo ain't around no more and you still moving money for other players, so I'm thinking some of that money need to be mine.
Eskiden Marlo'nun bankasıydın ama Marlo artık ortalarda yok ve sen hala diğerlerinin para işini yapıyorsun. Yani fikrimce o paranın bir kısmı bana ait olmalı.
So I'm thinking she wants a screw.
Bu yüzden ben de sikiş istediğini düşündüm.
Yeah, so I'm thinking for this first thing or whatever, um, maybe I'll just do it on my own.
Evet, yapılacak şu ilk işi falan düşünüyordum da belki de bunu kendi başıma yapmalıyım.
So I'm thinking the safest place for these people is to be in the cocoons.
Bu yüzden, bu insanlar için en güvenli yerin kozalar olduğunu düşünüyorum.
- I just was thinking about yesterday and about the Filipino book, and I'm-I'm just so - I'm sorry.
- Evet, tabii. Dünkü meseleyi düşünüyordum da, şu Filipin kitabı. Çok...
So I'm at the hot dog cart today and I'm thinking about my crappy sales and how I'm not getting any younger.
Bugün hotdog arabasındaydım ve satışlarımın ne kadar boktan olduğunu düşündüm. Ve neden gençleşemediğimi.
I've been doing a lot of thinking about friends and family, and I decided that I can't care for them as much on the road, so I'm settling here.
Dostluk ve aile bağı hakkında epey düşündüm ve onlara, yollara verdiğim kadar değer veremediğime karar verdim. Bu yüzden, burada bir düzen kuracağım.
So I volunteered, thinking a few hours of overtime would help.
Ben de gönüllü oldum, birkaç saat fazla mesainin yardımı dokunur diye düşündüm.
Then I'm thinking, is that what makes this so worth it?
Kendime şunu soruyorum, bu yüzden mi her şeye değer?
I mean, am I so screwed up to be constantly thinking about this guy?
Sürekli bu adamı düşünmekten kafayı mı yedim acaba?
So I'm thinking about asking Tevin if he wants in on the Ferrigno house.
Tevin'e hâlâ Ferrigno ile ilgilenip ilgilenmediğini soracağım.
He threatens my brother so I'm not thinking straight.
Kardeşimi tehdit ederek doğru düşünmeme mani oldu.
Yeah, so, here's what I'm thinking.
O zaman şöyle yapalım :
Look, clearly, we left some loose ends at our high school reunion, so I was thinking that maybe we should get together.
Bak, lisede bazı işleri yarım bırakmıştık. Bu yüzden düşündüm ki belki de bir araya gelmeliyiz.
Well, last night I was kind of laying in bed and I couldn't get to sleep, so I started thinking about the wedding and the ceremony, and about our buying a house and moving in together,
Dün gece yatağa uzandım, uyuyamadım, düşünmeye başladım. Düğünü, töreni, ev almayı, birlikte yaşamayı, çocuk yapmayı, sonra bir tane daha yapmayı.
So, Soniya, looking at you, I'm thinking that I too, should go along with you to see Punjab.
Soniya, sana bakıyorum da, ben de sizinle Punjub'ı görmeye gelmeliyim.
Yeah, so I'm thinking if this spell is a death transference, Then these cards work like black-magic targets.
Evet bu ölüm aktarımı olayında bu kartlar kara büyünün hedefini belirliyor.
So tonight, I'm thinking you, me, a bucket of popcorn, extra butter.
Yani bu gece sen ve ben ekstra tereyağlı patlamış mısır.
Just so you know, I'm not the only guy in a blue suit thinking this way.
Şunu bilesin ki, bu şekilde düşünen tek üniformalı ben değilim.
That's why, I was thinking how could Daamchand be so generous?
Demek öyle, bende Daamchand cömertliğini anlayamamıştım.
So I've been thinking a lot about our conversation we had the other day, and I completely get why Dad totally tweaked off on me like that and...
Geçen gün yaptığımız konuşma hakkında düşünüyordum ve babamın neden öyle kızdığını anlıyorum ve...
And so I'm thinking, you know, if he plays his cards right, - like...
Ve eğer kartlarını doğru oynarsa onunla- -
Hey, so, I was thinking about how you took care of stuff, with that prescription, when I wasn't around. And that I'm very proud of you.
Ben burada değilken, reçetemle falan ilgilendiğin aklıma geldi de seninle gurur duyuyorum.
Location is hard for me with the farm... That's what I was thinking. And the responsibilities, so...
Şey, yol problemi var benim biliyorsun,... ayrıca çiftlik var, oraya ait sorumluluklarım da var...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]