So it was you translate Turkish
5,613 parallel translation
So it was you who called us.
- Bizi sen aradın yani.
Okay, so just to be clear, you got this new tattoo during these court proceedings, you put something on it to make it look old for the evidence photos, and whatever that was...
Tamam açığa kavuşturmak için siz mahkeme esnasında dövme yaptırdınız Delil fotoğraflarında eskiymiş gibi gözükmesi için Üzerine bişi döktün
So you're trying to convince us that a married man, a father, who practically raised Nicholas since he was two, took him from his bed, starved him in a warehouse for five days, demanded $ 80 million ransom, got it and then shoved a rag so far down his throat that he choked to death?
Yani bizi evli bir adamın, bir babanın iki yaşından beri Nicholas'ı büyüten kişinin onu yatağından alıp, onu beş gün boyunca bir depoda aç bıraktığına ve 80 milyon dolar fidye istediğine, aldığına ve boğularak ölene kadar boğazına bir bezi ittirdiğine ikna etmeye mi çalışıyorsun?
When we lost that witch in the woods, I thought it was best to hide it, so, like I told you, I buried it with Giles.
Ormanda o cadıyı kaybettiğimizde, en iyisinin kutuyu saklamak olduğunu düşündüm, bu yüzden, aynen sana söylediğim gibi, Giles'ın kabrine gömdüm.
The family was only paying me for travel and food, so I wasn't make enough money and, you know, had to call it quits.
Aile sadece seyahat ve yemek paramı ödedi. bu yüzden yeterince kazanamadım. ve aramaktan vazgeçtim.
I saw myself in your eyes, knew what it was like to have nothing, be nothing, and I wanted so much more for you.
Gözlerinde kendimi gördüm, hiçbir şeyi olmamanın, hiçbir şey olmanın ne demek olduğunu öğrendim, senin için çok daha fazlasını diledim.
I hid it so you wouldn't know that I was from the other side, so you wouldn't force me to that cave against my will.
Onu, benim öbür taraftan geldiğimi bilme beni o mağaraya zorla götürmeye kalkma diye sakladım.
If it was so lovely, why have you been in a gloom since you got back?
Madem bu kadar güzeldi, neden döndüğünden beri üzgünsün?
But you know, it was so hard...
Ama biliyorsun çok zordu.
Well, it doesn't make a difference, because they agreed it was in bad taste, and now you agree, so...
Bir şeyi değiştirmezdi çünkü uygunsuz olduğu konusunda anlaştılar sen de şimdi kabul ettiğine göre.
Eventually, I realized I was freaking people out, so I brought it down to a need-to-jump basis, you know?
Zamanla, insanları korkutmaya başladığımı farkettim. Bende bunu ihtiyacım olduğu zamanlarda yapmak üzere azalttım.
That government minister planned to sell it to Dekma, who was gonna use it to wipe out Mangoush, so you killed him and took the weapon.
Devlet bakanı bunu Mangoush'u alt etmesi için Dekma'ya satmayı planlıyordu, böylece sen onu öldürdün ve silahı aldın.
So you're saying that the video's a fake. You think it was made without his cooperation? I, uh... ( chuckles )
Yani siz, videonun sahte olduğunu ve Martin'in işbirliği olmadan yapılmış olduğunu düşünüyorsunuz.
It was at home, so you're the only one who could have.
Bilgisayarım evdeydi, bu yüzden sen aklıma geldin.
♪ When you're lost and you're all alone ♪ The reason I got so crazy when you had them take down the painting... It was the first thing I made in a year.
Sen tablomu indirtince delirmenin nedeni onun bir yılda yaptığım ilk şey olmasıydı.
Although she was afraid of blowback, so it doesn't really change you, but it does turn you into the worst version of yourself.
Her ne kadar geri tepmesinden korksa da. Elma seni gerçekte değiştirmez, sadece seni hiç olmadığın kötü bir haline döndürür.
It was Carl who wrote the letter, so that you would find the body, and he could sell the car.
Mektubu yazan Carl'dı. Böylece siz cesedi bulurdunuz, o da arabayı satabilirdi.
- If you know something, please, Elaine, please... - It was so...
- O gece- -
Sorry, I was just it's so good to see you.
Kusura bakma, ben sadece... Seni gördüğüme çok sevindim.
I've included a pretty heavy-duty blood thinner, so if you get shot pushing paper around your desk, it was nice knowing you.
Zor çalışan bi kan inceltici de ekledim. bu yüzden, kağıtlar etrafa koyarken vurulursan, Bilsem iyi olur.
That was real. That wall you work so hard to keep up, the one that keeps everyone away, you were - - you were peeking out from behind it because of her, because of Lexi.
Onun yüzünden herkesi uzak tutan, sürdürmekte şu çok çabaladığın duvarın arkasından gizlice ona bakıyordun.
Why didn't you tell me it was so bad?
- Çok kötü olduğunu neden söylemedin?
So Caleb's death was the best thing that ever happened to you, was it?
- Yani Caleb'in ölümü senin başına gelen en güzel şeydi.
So, in basic training, when we first met, and you switched bunks next to mine, it wasn't because Ethan was a snorer.
Temel eğitimde, ilk tanıştığımızda Ethan horladığı için yanımdaki ranzaya gelmedin.
So you, okay, you said it was set out here?
Burada geçeceğinden bahsetmiştiniz.
You probably don't even remember, it was so early this morning.
Hatırlamıyorsundur bile. Sabahın köründeydi.
- So, who was it that saw you?
- Seni gören kimdi?
So I thought it simpler if you confirmed where I was.
Yerimi doğrulaman daha basit olur diye düşündüm.
It was just too dark, and I-I'd forget the numbers, forget what order they're supposed to come in, and the only thing... the only thing that made it better for me, made it so I could just breathe, just for a second, was you.
O kadar karanlıktı ki sayıları unutmuştum ve hangi sırayla geldiklerini bile. Tek şey beni iyi hissettiren tek şey bir anlığına bile olsa, nefes almamı sağlayan şey sendin.
So let's say it was you and me that day.
diyelim ki öyle.
You what I should have kept on was the door so I could close it right about now.
Uğraştığım şey kapıydı bu yüzden bunu şimdi kapabilirdim.
I bring these men to mind so you can appreciate this dalliance for what it was... An outlier.
Bu adamları size hatırlatıyorum ki bu oynaşmanın kıymetini anlayabilirsiniz.
In you. You know, it's so funny. I was...
İçinde benden hiçbir parça yok.
So It was you.
O zaman sen osun.
Yeah, yeah, I know, I know, and I was just a kid when I told my mom you were some random army guy, and now it's been so long, and I... ( sighs heavily )
Biliyorum, ve anneme senin öylesine bir asker olduğunu söylediğimde ben de bir çocuktum. Evet, evet. Ve şimdi çok zaman geçti üzerinden.
God, why are you keeping me from writing? My parents loved me so much, it was crazy.
Tanrı, neden yazmamı engelliyorsun? Anne babam beni deli gibi severdi.
So the makeup they were putting on you was not for the show, it was just for the weekend?
Yani yaptıkları makyaj dizi için değil de hafta sonu için miydi?
So it was a bit of a mistake, you deciding to go to Portland.
Portland'a gitmeye karar vermen biraz hata oldu sanıyorum.
Well, just so you know, it was good for both of us.
Bilgin olsun diye söylüyorum, ikimiz için de güzeldi.
I'm so sorry. We really should have called to tell you it was finito.
Bitince arayıp haber vermemiz lazımdı.
You know, I was so excited that my boyfriend got a special necklace just for me, and then I find out it's just some thing you give to anybody you date.
Erkek arkadaşımın bana özel bir kolye aldığı için heyecanlanmıştım ama sonra çıktığı herkese aynı hediyeyi verdiğini öğrendim.
Jimmy, it was so nice of you to stop by, but I know you have that meeting.
Jimmy, yanımıza uğraman gerçekten çok hoştu ama toplantın olduğunu biliyorum.
So there you go. I mean, then he wasn't as glib or crazy or anything, but the people fell in love with him because they knew it, he was for real.
Kaçık biri gibi değildi.
You know, it was so funny.
Çok komikti.
So it was like, you know, bang, bang and they both connected and he threw out a left, you know, just automatically that, you know, just caught me.
Öylesine iki yumruk salladım işte. İkisi de çenesine sert bir şekilde geldi.
So, you know, obviously there was something behind it.
Bu işte bir şey vardı.
Lydia, I was watching "Jerry Maguire" last night, and it made me realize that if you have feelings for someone, you just have to say so, so I love...
Lydia, Dün akşam "Jerry Maguire" * izliyordum, ve, bana farkettirdiki, birisi hakkında birşey hissediyorsan sadece seni seviyorum demelisin...
So, Zelda didn't want to have sex with you, and it was the night after she roofed your penis.
Yani Zelda seninle seks yapmak istemedi ve bu tam da senin erkekliğini çatıya fırlattığı gecenin ertesinde oluyor.
If I motivated you to find Benin faster, then it was worth it, so you could protect her, prevent escalation, war, even.
Sizin, Benin'i daha hızlı bulmanızı sağladıysa, o hâlde buna değmiştir böylece onu koruyup, gerginliği hatta savaşı engellediniz.
I thought it was ready to blow, so, you know, I got out of there real fast.
Her yer benzin kokuyordu ve patlayacak sandım. Ben de hızla oradan uzaklaştım.
Well, it was just gonna be me and Cros, you know, having a good talk, and things got out of hand, so...
Sadece Cros'la ben takılacaktık, güzel güzel konuşacaktık falan ama sonra işler çığırından çıktı.
so it's done 19
so it's a win 16
so it goes 27
so it is 192
so it doesn't matter 23
so it is true 19
so it would seem 69
so it's up to you 22
so it's over 58
so it seems 95
so it's a win 16
so it goes 27
so it is 192
so it doesn't matter 23
so it is true 19
so it would seem 69
so it's up to you 22
so it's over 58
so it seems 95
so it's 240
so it's fine 24
so it's like 40
so it's your fault 19
so it's true 182
so it's okay 41
so it's you 54
so it was 29
so it's official 29
so it does 25
so it's fine 24
so it's like 40
so it's your fault 19
so it's true 182
so it's okay 41
so it's you 54
so it was 29
so it's official 29
so it does 25