Solo translate Turkish
2,967 parallel translation
But you WitSec boys are the only ones I've ever known to travel solo.
Ama Tanık Koruma görevlileri, tek başına seyahat eden bir tek siz varsınız.
Dude, I'm not showing up solo when she's bringing captain America over here.
Birader, Lanie Kaptan Amerika'yla gelirken, ben yalnız mı geleceğim?
A solo in a recital?
Tek başınıza resital verdiniz mi?
I have my solo magic back.
Bireysel gücüm geri gelmiş.
And having our solo magic back, of course.
Ve de elbette bireysel sihrimiz olmasını.
We have solo magic.
Bireysel sihrimiz var.
To solo magic.
Bireysel sihre.
I show up solo, and Nicky will know something's up.
Tek başıma çıkayım ortaya Nicky'de olayı anlasın.
The others are drinking a mixture of Coke and Solo.
Diğerleri kola ve sodayı karıştırıp içiyorlar.
Fintan was so moved by a solo that he wept four hours.
Fintan solonun birinde öyle duygulandı ki, dört saat ağladı.
You can be Luke's son, you can be Han Solo's son, I don't give two shits in a popsicle.
Luke'un oğlu olabilirsin, Han Solo'nun oğlu olabilirsin sikimde bile değil.
I think training day is over, and I'm ready to fly solo.
Sanırım eğitimimi tamamladım, artık kendi ayaklarımın üzerinde durabilirim.
Look, you're either going solo, Or you're not going at all. And if you do decide to go,
- Unut benim hayatımı falan
I need you guys. There's nothing more pathetic than the solo walk-in.
Bara tek başına girmekten daha acınası bir durum olamaz.
- Maybe the solo walk-in wouldn't be so bad.
Belki de bara tek girmek o kadar kötü bir fikir değildir.
Now mama needs to fly solo.
Şimdi bu hanımefendinin tek takılması gerekiyor.
You creature-featuring solo tonight?
Yaratık sahibi olan sen misin?
Solo?
Tek başıma mı?
Micah's been here five years, and he's just now doing a solo surgery.
Micah 5 yıldır burada ve tek başına ameliyata girdi.
I'm experimenting, thinking about going solo.
Farklı bir tarz deniyorum, tek başıma çıkmayı düşünüyorum.
Well, maybe you should ask Bay to help launch your solo act and be your girlfriend'cause I quit.
O zaman belki de solo çalışmaların için Bay'den yardım etmesini ve senin kız arkadaşın olmasını istersin, çünkü benden bu kadar.
I got a solo gig at this thing called Treads Threads and, um, I need to practice for that.
Treads Threads etkinliğinde tek başıma sahne alacağım. Bunun için hazırlık yapmam gerekiyor.
If-If you ask my mother about her work, she'll tell you, she's a solo crusader righteously slaying dragons.
Anneme işiyle ilgili bir şey soracak olursan, sana... rakiplerini hunharca katleden yalnız, faziletli bir davacı olduğunu söyleyecektir.
Drum solo's over.
Davul solosu bitti.
That's not a solo sport.
Tek başına yapabileceğin bir şey değil.
The splendid Ms. UHM Jung-hwa Please try your luck again next season as a solo act
Muhteşem bayan UHM Jung-hwa lütfen önümüzdeki sezon şansını tek başına dene!
How long is the world's longest drum solo?
Dünya'nın en uzun solo davul performansı ne kadar sürdü biliyor musun?
Solo quiero uno de ustedes.
Sadece birinizi istiyorum.
"Guitar solo?"
Gitar solosu.
Yang is doing a solo thoracic aortic aneurysm, oh, uh, and also, I'll be checking in on my kid with the artificial lung who is waiting for a transplant.
Yang tek başına torasik aort anevrizması ameliyatına girecek. Ben de nakil bekleyen yapay akciğerli çocuğu kontrol edeceğim.
Solo thoracic aortic aneurysm.
- Solo torasik aort anevrizması ameliyatı.
That's true. Cristina Yang is doing a solo aortic aneurysm today.
Cristina Yang bugün tek başına aort anevrizması ameliyatına giriyor.
You just wrecked my epic solo!
az önce destansı solomun içine ettin!
Living as a solo... this is my 8th year.
Tek yaşamak... Bu benim 8. yılım.
I'm flying solo.
Yalnız çalışıyorum.
And you've now got a solo album out.
Ve en son kendi solo albümünü çıkardın.
He'll slip us drinks all night.
Böylece tüm gece bize içki temin edecektir. 00 : 03 : 08,526 - - 00 : 03 : 12,413 Eddie, Solo gitar, Haftasonlarının kralı VP üyesi Evli ve Çocuklu
I'm a total pro at rolling solo.
Yalnız uçmakta oldukça ustayım.
I'm solo on this. Besides, I've got a relationship with Kemp.
Ayrıca Kemp ile bir dostluğumuz var onunla yalnız konuşmalıyım.
- Okay. So you're gonna do a solo piece.
- Tehlikeli bir yerde tek başına bir şey yapacaksın.
I know that this is way too early, but I really love your playing, and I've been trying to break out of the solo thing.
Ve bu tek başıma çalma işini bırakmaya çalışıyorum. Gelecek ay bir müzik grupları müsabakası düzenlenecek.
Kid from barrio solos was found shot dead this morning crossing out a KBD tag.
Bu sabah Barrio Solo üyesi bir çocuk KBD logosunun üstünü çizerken öldürüldü.
I need you to take this one solo.
Bunu tek olarak almanı istiyorum.
And Ali's duet with Abraham turned into a solo for her when Abraham forgot to sing.
Abraham sözleri unutunca, Ali şarkıyı tek başına söylüyormuş gibi oldu.
- Whoo! So let's focus on your solo line first.
İlk önce solo kısmını alalım.
You've been preparing this number as a group number, but you're doing it as a solo.
Bu şarkıya ekip olarak hazırlandınız, ama solo olarak söyleyeceksiniz.
Worried you can't ride solo now, Mr Madden?
Tek başınıza idare edemeyeceğinizden mi endişe ediyorsunuz Bay Madden?
Do you know what a drum solo is?
- Yalnız bir davulun ne olduğunu biliyor musun?
I'm looking forward to Santino redeeming himself for his samba-inspired solo dance last week.
Ben, Santino'nun geçen haftaki kellesini kurtardığı samba esintisi yüklü tek kişilik dansını dört gözle bekliyorum. İçler acısıydı.
Don't forget, you're driving solo next week.
Unutma, gelecek hafta yalnızsın.
- So you're gonna do a solo piece, something hot. - Okay.
- Tamam.