English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Stafford

Stafford translate Turkish

386 parallel translation
Darling, this is Basil Stafford.
Canım, bu Basil Stafford.
Trooper Stafford, ten-shun!
Stafford izci grubu dikkat!
I just wanted to have a woman-to-woman talk with you about Stafford.
- Ben sadece bilmek istiyordum şey hakkında seninle kadın kadına konuşmak istiyordum... Stafford hakkında.
Who's Stafford?
Stafford? Stafford da kim?
Stafford was much too juvenile for me.
Stafford, benim için çok çocuksu.
But this time the trap is a city.
Ama bu sefer tuzak bir şehirdir. STAFFORD'A HOŞ GELDİNİZ
Why is Stafford, Indiana, a deathtrap for Richard Kimble?
Stafford, Indiana, niye Richard Kimble için bir ölüm tuzağıdır?
( sighs ) Ah, Stafford would be the last place on earth he'd show his face.
Stafford yüzünü göstereceği dünyadaki son yer olurdu.
The Stafford Times.
The Stafford Times.
There's nothing to keep him here in Stafford.
Onu Stafford'a bağlayan bir şey yok.
He's got a ranch now, out Stafford way.
Şimdi bir çiftliği var. Stafford yolunun dışında.
Hey, Stafford... send two guards to the back and put two on Main Street.
Hey, Stafford. Arka tarafa iki nöbetçi gönder, iki tane de ana caddeye yerleştir.
Stafford.
Stafford?
Stafford, Sergeant, where are you?
Stafford? , Çavuş, neredesiniz?
Furthermore, Dawn Palethorpe, the lady showjumper had a clam called Sir Stafford, after the late chancellor.
Dahası, binici Dawn Palethorpe'un Sir Stafford diye bir yengeci vardı.
A visit to Russia, where he'd been welcomed by Britain's ambassador, Sir Stafford Cripps, had convinced him that the delightful Stalin was a great man.
Bir Rusya ziyareti, Britanya büyükelçisi Sir Staffor Cripps... tarafından hoş karşılanan Beaverbrook, Cripps tarafından Stalin'in hoş bir adam olduğuna ikna edilmişti.
Hi, Jessica. Gene Stafford.
Beni çöz.
Gene Stafford. Thank you.
Lütfen.
Yeah. Mr. Stafford have a locker?
Görünüşe göre Deschler Galesko'nun karısını ele geçirmiş.
I guess because Mr. Stafford was working late last night... you didn't clean his office?
Sözleşmeyi torpido gözünde bulduk. Ve kişisel eşyaları... Hey, dur!
It seems as though Mr. Stafford sent out for a large meal around 7 : 30.
Teşekkür ederim, madam. Benim evim sizin eviniz.
That Mr. Stafford would eat a huge meal... and a half hour or so later work out with a huge barbell?
Dostlar arasında boş gurur olmaz. Bir kişinin değeri kesesinin şişkinliğiyle ölçülmez. Çok doğru.
Mr. Stafford's shoes had brown soles and brown heels.
Komiser, korkarım, son bir kaç saattir size ters davrandım. Hiç de değil, efendim.
The lab definitely established... that the heel marks belong to Mr. Stafford's shoes.
Şey, Komiser, o adam kör kütük sarhoştu. Ne işittiğini bilmiyordu. Bir başka şey daha var, efendim.
Mrs. Stafford? Yes, I'm Ruth Stafford.
Fark ettin mi?
Lewis Lacey, Mrs. Stafford.
Özür dilerim, efendim, göze batmamağa çalıştım.
Mrs. Stafford, I'm afraid I don't know quite what to do.
Deschler karımı öldürdü. Yeterince kanıt var. Şey, Deschler'in iş üzerinde olduğundan kuşku yok.
In a legal sense, of course. Mr. Stafford promised me some further names to run down.
Ve sıkıştırıldığında da, Deschler başka bir şey üzerinde çalıştığı hakkında bir şeyler söylemiş.
I liked your husband very much, Mrs. Stafford.
Önemli değil, Komiser.
Gene Stafford died accidentally.
Bu kadar basit. Şey, bu açıklıyor.
Mrs. Stafford?
Böylece bunu düşünmeğe başladım.
This is Ruth Stafford. I want to speak to Mr. Janus. Oh, yes, Mrs. Stafford.
Bayan Galesko'yu bir taksi ile kaçıracağını beklemiyordun, değil mi?
555-9214. Mrs. Stafford?
Daha önce araba kiralayıp, niçin tasarruf etmiyor?
The night that Mr. Stafford died... you went over to Mr. Janus'house.
Biliyordum. Geçici sürücü belgesi almış. Ayın 20'sinde Perşembe günü.
And that's when Mr. Stafford called?
Evet, fakat soru, ne zaman, efendim.
That's when Mr. Stafford called. Yes.
Buyurun size bir adam, ya mezat öncesi ya da sonrası öğleden sonra bir zamanda kaçırmayı planlıyor.
Are you certain it was Mr. Stafford that was on the line?
Hey, dinle, düşün ki, sürücülük testini geçemedi.
Mr. Stafford never lifted anything heavier than 150 pounds.
Tünaydın, Komiser.
You know, the possibility in my mind... that maybe the barbell didn't kill Mr. Stafford.
Kuşkusuz siz muhtemelen görevdesiniz, ne de olsa. Görevdesiniz, değil mi?
And if that is the case, whoever staged it... to make it look like an accident... he'd have to be strong enough to lift up a 180-pound barbell... and place it on Mr. Stafford's neck.
Fakat bu konunun dışında. Bu muhteşem bir kitap. Dün gece onu beş ya da altı kez baştan sona okudum.
Yes, sir, Mr. Stafford's brown-heeled shoes.
Onu birlikte Ukrayna'ya soktum.
It's about Mrs. Stafford.
Kent dışında olduğunu söylemiştiniz. Bu sabah gelecek, demiştiniz.
Hi, Jessica. Gene Stafford. Can I speak to him?
O günü göğüsleyecek, bütün yaşamımdan sevinci söküp atan baskın, dırdır eden, bunaltıcı bir kadınla geçireceğim 24 saatten başka hiçbir şeyim yok.
Oh, yes, Mr. Stafford.
Güzel.
Nobody except you guys and maybe Mr. Stafford.
Kapalı.
I went out to see Mr. Stafford...
Bu kadar.
I'm investigating the death of Mr. Stafford.
On dakika.
Oh, yes, Mrs. Stafford.
Daha ne istiyorsun?
"Hello, Jessica, this is Gene Stafford."
Fakat çakabilirdi.
No, I was just wondering... if Mr. Stafford was used to having you answer the phone in the office... why wasn't he surprised when you answered the phone in the house?
Günaydın, Komiser. Madam Buraya Bay Galesko'yu görmeğe geldiniz.
You got home a little after 9 : 00... and Mr. Stafford called a few minutes after that.
Burada daha kaç tane Deschler fotoğrafı olduğunu biliyor musunuz? Oh, Komiser. Dokuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]