Stage translate Turkish
12,882 parallel translation
- Center stage... Clear a bed!
- Ana meydan, yatak hazırlayın.
Okay, uh, let's get him to center stage.
Tamam, çocuğu ana meydana götürelim.
We just have to stage a fake breakup In front of the Asian girls.
Asyalı kızların önünde hikayeden ayrılacağız işte, hepsi bu.
Girls, why don't you come up on stage?
Kızlar, sahneye gelmek ister misiniz?
Oh, you don't want her to get on stage.
Sahneye çıkmasını istemezsiniz.
In a few hours, Peter Florrick is expected to take the stage here in Springfield to announce his candidacy for president.
Birkaç saat sonra, Peter Florrick'in burada Springfield'da kürsüye çıkıp başkanlık için adaylığını açıklaması bekleniyor.
End-stage renal disease.
Renal rahatsızlığın son aşamasında.
Uh, they have new lights over the stage- - makes everyone shiny.
Sahneye herkesi parıl parıl gösteren yeni ışıklar koymuşlar.
A stage 3B squamous cell carcinoma of the tongue.
Aşama 3B skuamöz hücreli dil kanseri.
Stage 3 breast cancer.
Üçüncü aşama göğüs kanseri.
So stage one was designed to get authorities to take a look at Kenny.
İlk aşama yetkililerin dikkatini Kenny'nin üzerine çekmek üzerineydi.
In stage two, we sent a package in Kenny's name to every resort in the country.
İkinci aşamada ülkedeki her tatil yerine Kenny'nin adına paket yolladık.
And next time that I walk into this building, and I see a lawyer lingering around on the stage, okay?
Ve bir sonraki sefer bu binaya girdiğimde sahnede dolanan bir avukat görmek istemiyorum, tamam mı?
Father's in Center Stage. Jesse : Vitals are stable.
142, burası Angels merkez.
That's just a stage light.
Sahne ışığı o.
Well, the Palace is an incubator for young talent, and everyone's always jostling for stage time.
Burası genç yetenekler için kuluçka yeridir ve herkes sahneye çıkmak için birbiriyle yarışıyor.
She had just secured the Friday night main stage.
Cuma akşamının asıl programını garantilemişti.
You had just gotten the main stage, and she took it away from you.
Senin olan ana performansı senin elinden almış.
Unlike your stage show, you can't determine the outcome of this process in advance.
Sizin sahne gösterinizin aksine sonucun gelişme sürecine karar veremiyorsunuz.
Stage name.
Sahne ismi.
When I was on stage, I had a vision.
Sahnedeyken bir imge gördüm.
But I was on stage performing when he quote-unquote died.
Ama o numaradan öldüğünde sahnedeydim.
You'd already disappeared off-stage for your closer.
Kapanış sırasında ortadan kaybolmuştun.
I went to the concert once and they invited me back stage and after that they literally apologized to me about naming the song "Everybody Hurts"
Beni sahne arkasına davet ettiler. Şarkının adını Herkes Üzülür koydukları için özür dilediler.
So I kicked the guy's ass, jumped into my car, and I got to the Civic right as Grand Funk was taking the stage.
Adamın kıçını tekmeledim, sonra da Civic'ime atlayıp Grand Fnuk sahneye çıkıyormuş gibi sahnenin tozunu attırdım.
Steven and his parents came to us, I think at the stage that, you know, they decided this was kind of their one last gasp.
Tüm başvuruları reddedildi. Steven ve anne babası, bize başvurduklarında sanırım o noktada artık bunun son şanları olduğunu düşünüyorlardı.
The science of DNA at that stage hadn't developed sufficiently.
DNA bilimi o yıllarda bu kadar gelişmiş değildi.
- You cannot give up the grand stage.
Büyük sahneden vazgeçemezsin.
Roxie, this stage is super dangerous.
Roxie, bu sahne çok tehlikeli.
My dream was to be on that stage, crowd cheering as I hip, hip, elbow, trust!
Sahnede olmak benim hayalimdi, seyirciler çıldırıyor ve ben hareketlerimi yapıyorum!
I guess having trouble seeing the apparent relevance of it at this stage of the trial.
Yargılamanın bu aşamasında bu konunun davayla doğrudan bir bağlantısını göremiyorum.
- What ultimately freed him was newly-discovered evidence where the technology advanced to the stage where you could test the DNA.
- O zaman onu kurtaran şey, teknolojinin, DNA üzerinde test yapabilecek seviyeye gelmesiyle ortaya çıkan, karar sonrası delildi.
Have you decided to ruin my stage because you can't go on it yourself?
Kendin sahneye çıkamıyorsun diye benim gösterimi mi mahvetmeye çalışıyorsun?
I'll do my best to get on stage the next time.
Elimden geleni yapıp bir gün ben de sahneye çıkacağım.
He told Cho Rim that she can only go on stage if she does a skit with you.
Patron, Cho Rim'e ancak sizinle skeç yaparsa sahne alabileceğini söylemişti.
Will you join me in welcoming to the stage Miles Davis.
Miles Davis'i sahnede karşılamaya, katılır mısın?
This shit, Bird and Diz was doing that on stage every night, on the fly.
Bu şeyi, Bird ve Diz, kafaları güzelken, sahnede her gece yapıyorlardı.
The store is a stage, we're here to perform!
Dükkan bir sahnedir Burada oynarız.
That's perfectly normal for a woman at this stage, Doug.
Bu aşamadaki bir kadın için gayet normal, Doug.
The last stage of the game is quite simple.
Oyunun son aşaması oldukça basit.
End Stage One, commence Stage Two.
Birinci aşamayı bitir, ikinci aşamayı başlat...
People react to news of late-stage cancer differently.
İleri evrede kanser olduğunu öğrenen insanlar farklı tepkiler verir.
Hey, coming onto our stage right now... give it up for Chastity!
Alkışlarınızla sahneye Chastity'yi... davet ediyoruz!
Well, he was certainly a very colorful character on the world stage Miranda... I grant you that, but I think the genocide... resulting in the deaths of over 10,000 of his own people, men, women and children... probably rather put him on the wrong side of history.
Elbette ilginç bir karakter yapısı vardı Miranda orası su götürmez fakat soykırım kendi halkından 10.000 erkek, kadın ve çocuğun ölümünden sorumlu olması onu tarihin yanlış tarafına koymuştur.
That I, for one, will push myself at every stage, at every step.
Ben, özellikle kendimi her safhada her adımda zorlayacağım.
Eliminating El Toro set the stage perfectly for my coup.
El Toro'nun devreden çıkmasıyla sahne bana kaldı.
What do you say we take this party to a bigger stage?
Bu partiyi daha büyük bir sahneye taşımaya ne dersin?
Pretty strange, you and I both getting called back to the big stage like this.
Ne kadar tuhaf, ikimiz birden bu tarz büyük bir sahneye tekrar çağrılıyoruz.
Hey, did you guys see me on stage?
Sahnede gördünüz mü beni?
I need an endoscope at Center Stage, now!
Biliyorsun, bir sebepten ötürü emir komuta zincirimiz var. Stajyerlerin bunu görmezden gelmesine izin verirsek hastalar için bazı sonuçlar doğurur.
This is behind the stage.
Sahne arkası.