English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Stewardess

Stewardess translate Turkish

515 parallel translation
- Thank you, stewardess.
- Teşekkürler.
If you're busy, I can call the stewardess.
Eğer meşgulsen, kadın kamarotu çağırabilirim.
Why not take it on the plane and give it to the stewardess?
Uçağa götürüp hostese verebilirsiniz.
I don't know the stewardess.
Hostesi tanımıyorum ki.
Purser, is there a stewardess aboard?
Muhasebeci, gemide bir kamarot var mı?
Sorry, we have no stewardess, madam.
Özür dilerim, kamarotumuz yok, madam.
- Stewardess. - Yes, sir? Why aren't you wearing your life belt?
Niçin can yeleğini giymiyorsun?
Maybe I'll be a stewardess
- Tatlım? - Belki bir hostes!
will he come to the funeral, or will he ask his wife to pick out some flowers for a nice little stewardess he once met on a plane?
... cenazeye gelecek mi, yoksa uçakta tanıştığı güzel ufacık kabin memuru için karısına çelenk mi yaptırır?
Problem is this : There's this little secretary around here see, and, uh, well, she's got a friend that's a- - A stewardess or something.
Derdim şu : küçük bir sekreter kız var anlaşıldı mı ve bu kızın bir arkadaşı var bu da kamarot mu sekreter mi ne.
It seems this what's-her-name stewardess won't tell anybody what's bothering her.
Bu ismi neyse ne kamarot kız... derdinin ne olduğunu kimseye söylemiyor.
Hello. Ruth is an airline stewardess.
Ruth havayollarında kamarottur.
A stewardess?
Kamarot mu?
DORIS : She's an airline stewardess.
Hava yolları kamarotudur.
Uh, you're a stewardess, huh?
- Demek kamarotsunuz öyle mi?
I told the stewardess liquor for three.
Hostese üç likör söyledim.
A photo with the stewardess, please.
Mösyö Lachenas, hostesle bir fotoğrafınızı çekebilir miyiz?
As a stewardess?
Hostes olarak mı?
- To help the stewardess.
- Hosteslere yardım etmek için.
A stewardess, but I had nothing to do with it.
Bir hostes ama benimle bir ilgisi yoktu.
The stewardess has been alerted.
Hostese bilgi verildi.
Well, boy, that really threw us But then, of course, we contacted the stewardess and she explained what happened
Fakat sonra kabin görevlisiyle irtibat kurduk ve bize ne olduğunu o anlattı.
A picture of you and your wife We had to have something to show the stewardess
Seninle karının, kabin görevlisine göstermek için.
Uh-huh Uh-huh Yeah That... That's what the stewardess said
Kabin memuru da böyle söylemişti.
A drive? Yes We're gonna go see the stewardess
Kabin görevlisini görmeğe gideceğiz.
If you want to take me to the stewardess, then take me
Beni kabin memuruna götürecekseniz, buyurun götürün.
- What bet? - On the Montreal-Paris flight. He succeeded in making the stewardess.
- Montreal Paris uçuşunda hostesle yatmış.
The stewardess.
Hostes.
- You wasted a whole stewardess?
- Canım hostesi ziyan mı ettin?
She's a stewardess with Australian Airlines.
Avustralya Havayollarında hostesmiş.
The, uh, stewardess... is being very, very attentive... which may signify a great deal... or it may simply signify that I'm a very attractive fellow.
Hostes... çok, çok ilgi gösteriyor bunun çok anlamı olabilir. ... ya da çok yakışıklı biri olduğumdan başka bir anlamı yoktur.
I confided in him and he betrayed me to the stewardess.
Ona güvendim ve beni hostese şikayet etti.
See the stewardess, please.
Hostesle görüşün lütfen.
Helen was a stewardess flying DC-4s.
Helen DC-4 uçaklarında hostesti.
Stewardess, if there's any brandy on board, pass it out. - Pardon me.
Hostes, uçakta konyak varsa, getir.
A stewardess has splinters in the right eye.
Bir hostesin sağ gözünde parçalar var.
I wanted to be an airline stewardess.
Havayollarında hostes olmak istedim.
If you'd like to discuss this with the senior stewardess...
Bu konuyu kabin amiriyle görüşmek isterseniz...
Just because a man's married, that doesn't... mean that he can't have a... thing, you know, with a secretary... or with an airline stewardess.
Bir erkeğin evli olması, sekreteriyle veya, ne bileyim, bir hostesle falan şey yapmayacağı anlamına gelmez.
Stewardess, bring this young fella another drink!
Hostes, genç dostumuza bir içki daha getir!
I'm some kind of heel and all that but there's this airline stewardess...
Sen muhtemelen benim bir çeşit kalleş olduğumu falan düşüneceksin. Fakat mesele şu ki, bir uçak hostesi var...
This was a stewardess, Mary King, found floating in the harbor.
Bu, Mary King adlı bir hostes, cesedi limanda kıyıya vurdu.
She's a stewardess.
Hostes.
Marilyn's the stewardess.
Marilyn de hostesimiz.
What did you ask the stewardess?
Hostese ne sordun?
I knew a stewardess who thought that was sexy.
Seksi olduğunu düşünen bir hostes tanırdım.
Nancy Pryor, stewardess.
Nancy Pryor, hostes.
The first stewardess is at the controls, but she... she is in constant touch with the tower.
Baş hizmetli, uçuran o. Ama o... o kuleyle devamlı temas halinde.
No crew, no stewardess, no passengers, no baggage?
8 vuruş sırası ve yumurtaları.
Airline stewardess :
Hostesti.
Beautiful blond stewardess... feeding me with a spoon all the way across.
Yol boyunca elleriyle beslediler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]